Kahve, ağrı kesicilerin etkisini oranında artırıyor. Özellikle migrene karşı, diğer ilaçlarla birlikte kafein de reçeteye ekleniyor. şeker hastalığının erken uyarı sinyali olarak kabul ediliyor. şeker komasının eşiğine gelmiş hastalar, bir-iki fincan kahve içtikten sonra titreme ve terleme belirtileri görünce alarma geçiyor. Kahveyle göğüs kanseri arasındaki ilişki en çok araştırılan alanlardan birini oluşturuyor. 1980'lerde son derece olumsuz raporlar yayındı, ancak 1988'de araştırmacılar, kahveden korkmaya gerek olmadığına karar

verdiler. Hatta araştırma raporlarından birinde kahvenin kötü huylu tümörleri küçülttüğü bile belirtildi (ancak günde beş koca fincan içmek kaydıyla). Bugün ise korkular halen geçerli, çünkü bazı bilim adamlarına göre kahve iyi huylu tümörlerin büyümesine yol açıyor. 1981 yılındaki bir araştırmaya göre kahve, pankreas kanserinin en önemli nedenlerinden biriydi. Ancak zaman içinde bu görüş tersine döndü. Yeni araştırmalar, kahvenin pankreasta kanseri önleyici etkisi olduğunu ve hatta bağırsaklarda da tümör oluşumunu önlediğini gösteriyor.

Kahvenin kalsiyum kaybına yol açıp açmadığı (özellikle kadınlar için tehlikeli), dolayısıyla kemik erimesi ve kırık riskini artırıp artırmadığı araştırılıyor. Genç kadınlar için günde bir fincan kahvenin zararı yok, ancak yaşlı kadınlar için aynı durum söz konusu olmayabilir.

Günde üç fincan kahve, astım tehlikesini azaltıyor ve göğüs hırıltılarını azaltıyor.