ARKADAŞLAR haber "memurdan.net"ten alıntıdır..
MUHSİN ÖLMEZ adında bir kişi, bulunduğumuz durumu öyle içten,öyle güzel anlatmış ki...Bizim şuan yaşadığımız durum bu kadar güzel yazılır..
Burdan yazı sahibine bizleri dile getirdiği için çok çok teşekkür ediyorum...
yazı şöyle:


Usta Öğreticileri Unuttunuz Mu?
Muhsin Ölmez

Eğitimin gizli kahramanları vardır. Hani vardır Çalıkuşu işte öyle.Yaptıkları ve başardıkları çoğu kimse tarafından bilinmez. Oysa onlar önemli işler başarmıştır. Yaktıkları eğitim meşaleleri sadece bugünü değil geleceği de aydınlatacaktır.

Eğitimin gizli kahramanları vardır. Hani vardır Çalıkuşu var ya işte öyle.Yaptıkları ve başardıkları çoğu kimse tarafından bilinmez. Oysa onlar önemli işler başarmıştır. Yaktıkları eğitim meşaleleri sadece bugünü değil geleceği de aydınlatacaktır.

Kimlerden bahsediyorum. Okul öncesi usta öğreticilerinden. Eğitimin mağdur ve mağrur kahramanları. Okul öncesi eğitim yaygınlaşmasının gizli kahramanlarından. En uzak dağ köylerine bile çekinmeden gidip, gittiği yerlerde kapı kapı dolaşıp minicik yavruları okullu yaptı onlar. Her türlü imkansızlığa ve zor şartlara aldırmadan yaptılar bunu. Aldıkları çok cüzi ücrete rağmen yaptılar. Aldıkları o az ücretten okuluna, sınıfına ve öğrencisine harcayarak başardılar. Fedakardılar.

Hep kadrolu öğretmen olma hayaliyle yanıp tutuşuyorlardı. Çünkü yapılan protokoller ve devlet büyükleri sözler vermişti zamanında. Güvendiler, beklediler. Oysa bırakın kadrolu olmayı ücretli bile çalışamaz oldular.

Açılan dava neticesinde verilen yargı kararı onların ücretli olmasını bile engelledi.

Direndiler birçok eylem yaptılar. Seslerini duyurmaya çalıştılar. Ancak şu ana kadar olumlu bir gelişme olmadı. Ancak henüz bitmiş değil mücadeleleri. Belki yeni başlıyor. Henüz son söz söylenmedi. Bu şarkıda burada bitmez bitmemeli.

İstedikleri çok şey değildi aslında. Haksız bir istekte değil. Çözümü zorda değil. Sadece okumak, üniversiteli olmak, lisans mezunu olup sonra öğretmen olarak atanmak. Bunun için ise tek gereken şey daha önce uygulanan lisans tamamlamanın yeniden hayata geçirilmesi. Hepsi bu. Okumak. Kızlarımız okumak istiyor. Ama devlet “Haydi Kızlar Okula” demiyor. Galiba bu kampanyadan ilköğretim anlamak gerekiyor.
Çoğu yedi-sekiz yıl, hatta on yıl öğretmenlik yapmış bu kişilerin birikimden, becerisinden ve deneyimlerinden faydalanmak gerekir. Hepsi lisans mezunu öğretmen gibi işin uygulama bilgisine sahip. Eksikleri ise formasyon bilgisi. Normal fakülte mezunları bir buçuk yılda aldıkları formasyon eğitimi ile öğretmen olurken yıllarca öğretmenlik yapmış bu kişilere bu hakkın çok görülmesi adil değil.Hakkaniyetli değil.

Devlette devamlılık esastır. Yıllarca kadrolu öğretmen olmayı bekleyen bu kişilerin bu saatten sonra başka mesleğe başka eğitim alanına yönlendirilmesi doğru değildir. Bu birikimlerin değerlendirilmesi gerekir. Aksi bir israftır. Yetenek israfıdır. Zaman israfıdır. Ülke olarak yetişmiş insanları israf etmekte mahiriz ama nereye kadar. Artık son bulmalıdır. Bu arkadaşların eğitimi önündeki engeller kaldırılmalıdır.

Verin artık bu hakkı. Verin artık geleceklerini. Verin artık hayallerini. Açsınlar yeniden hayata pencerelerini. Atsınlar artık üzerindeki ölü toprakları. Gülsün artık yüzleri. Onlar çiçeklerini istiyorlar. Dünyanın bütün çiçeklerini.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım,
Ben bir bahçe suluyordum, gönlümden,
Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden,
Ne güller fışkırır çilelerimden,
Kandır, hayattır, emektir benim güllerim,
Korkmadım, korkmuyorum ölümden,
Siz çiçek getirin yalnız, çiçek getirin.


CEYHUN ATUF KANSU


HABERİN LİNKİ:
https://memurdan.net/haber_detay.asp?haberID=1669