Erken Çocukluk Eğitiminin Önemi


             

Ä°letiÅŸim


 05xx xxx xx xx


vbnetron


[email protected]

×

Erken Çocukluk Eğitiminin Önemi

  • #1
    Meryem DURMUŞ (ermer) - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16.Mart.2009
    Nereden
    BOLU-SAMSUN-ELAZIĞ ŞİMDİ DE ÜNYE :)))
    Mesajlar
    9,925
    @Meryem DURMUŞ (ermer)



    Erken Çocukluk Eğitiminin Önemi





    Erken Yaşların ve Çevrenin Önemi

    Hem biyolojik hem de çevresel etmenlerin gelişimde önemli olduğu bilgisi EÇE programlarının yeri ve hedefini belirlemekte önemlidir. Çocuklar belirli genetik potansiyel ile doğmaktadırlar. Ancak bu potansiyeli en üst noktasına kadar kullanabilmek çocuğun çevresinin onun gelişimine ne denli destek verdiği ile yakından ilgilidir.

    Erken yaşlar (0-6) gelişimin (bilişsel, sosyal, duygusal ve fiziksel) en hızlı olduğu yıllardır.
    Beyin gelişimi için de erken yaşlar önemli bir devredir. Beyin sinapsların oluşması ile gelişir. Sinapsların oluşumu çocuğun yaşadığı deneyimler ve çevresindeki uyarıcılar ile yakından ilgilidir. Dolayısıyla erken yaşlarda çocuğun aldığı eğitim çocuğa sunacağı deneyimler ve uyarıcılarla onun beyin gelişimine destek vermekte önemli bir etkendir. Çocuğa sunulan tecrübelerdeki çeşitlilik onun beyin gelişiminde farklılık yaratmaktadır. Erken yaşların önemi, çocuğun gelişiminde ileriye dönük kalıcı bir damga vurmasından çok sonraki yıllar için sağlam ya da zayıf bir temel oluşturmasından kaynaklanmaktadır.

    Çocuğun gelişimi çevre ile etkileşim sonucu olur. Çevreden en fazla etkilenilen yaşlar erken yaşlardır. Çevre sadece çocuğun içinde bulunduğu yakın aile çevresi değildir. Çocuğun dolaylı ya da doğrudan etkileşimde olduğu aile, ailenin içinde bulunduğu topluluk, kurumsal topluluk, sosyo politik çevre gibi diğer çevrelerin de önemi göz önünde bulundurulmalıdır. Dolayısıyla EÇE çocuğa uyarıcı bir çevre sağlayarak gelişimini olumlu etkileyebilmektedir.

    Temel İnsan Hakkı

    EÇE, en temel insan hakkıdır. Her çocuğun gelişmeye hakkı vardır. Ancak çocuklar bu haklarının elde edilmesinde yetişkinlere bağımlıdırlar. Bunu kendi imkanları ile elde edemezler. Durum bu olunca eğitim sisteminin ve çocuğun çevresindeki yetişkinlerin en temel görevleri arasında bu hakkı ona vermek gelmektedir.

    Sosyal Şartlara ve Cinsiyete Bağlı Eşitsizlikler

    Çocuğun gelişiminde erken müdahale programları ile olumsuzlukların üstesinden gelinebileceği gerçeği de EÇE’nin önemini destekleyen bir bulgudur. EÇE bir “müdahale programı” özelliğini taşımaktadır. Bu nedenle sosyal ve cinsiyete bağlı eşitsizlikleri ortadan kaldırmada önemli bir araçtır.

    Erken yaşlarda çocuklar risklere karşı zayıftırlar. Gelişimin yönü erken müdahale programları ile değiştirilebilmektedir. Dolaysıyla çocuğun gelişiminde ve çevresinde olumsuz özellikler olumluya dönüşebilmektedir. Müdahale programları, elverişsiz şartlarda yaşayan ve gelişimleri risk altında olan çocukların daha elverişli şartlarda yaşayan yaşdaşları ile gelişim açısından arasının kapanmasına aracı olan programlardır. Burada amaç çocuğun yaşamındaki “olumsuz” etkenlerin sayısını azaltıp “olumlu” etkenlerin sayısını çoğaltmaktır.

    Türkiye’deki çocukların çoğunluğunun içinde bulundukları şartlar açısından risk altında olduğu düşünüldüğünde EÇE çocukların gelişimine katkı sağlayan önemli bir araç olmaktadır. EÇE programları çocukları gerekli beceri ve bilgilerle donatırken çocukların çevresinde de değişiklikler yaratabilmektedir. Bu şekilde hem çevre hem de birey bazında müdahale ile gelişim olumlu olarak etkilenmektedir. Böyle durumlarda ailelerin desteklenmesi önemli bir yöntem olarak gündeme gelmektedir. Çocuğun çevresindeki şartları gelişimi için destekleyici kılmak konusunda aileler önemli aracılardır. Onların sağlıktan, bilişsel gelişime kadar etkili oldukları alanlar oldukça geniştir.

    Geleneksel olarak, erkek çocuklar, kız çocuklara göre okula daha iyi hazırlanırlar ve hem okula girmek, hem de devam etmek için daha çok olanağa sahiptirler. Erken yaşlara yönelik eğitime önem verilmesi ile bu ayrımcılığın üstesinden gelinmekte ve ailelerin kız çocuklarının yetenek ve geleceği ile ilgili görüşlerinin değişmesi sağlanabilmektedir (Myers, 1996). Bu durum kız çocukların da okula daha iyi hazırlanmalarına ve okulda başarılı olmalarına yol açabilmektedir. Bu da kızların daha çoğunun okula gitmesi ve yetişkinlikte üretken bir konuma gelebilmesi demektir.

    Okullaşma

    EÇE’nin bir başka önemi ise gelişimi okullaşmayla ve daha sonrası ile ilişkilendirmesidir. Okul öncesi devrede hem çocuk hem de ailesi okula hazır olursa çocuk okula hazır başlayacak bu da onun okula devamını, başarısını, ilerlemesini sağlayacak ve kendine güvenini artıracaktır. Okuldaki başarısı ona erişkin yaşamı için belirli sosyal ve bilişsel becerileri kazandıracak bu da yaşamında daha başarılı olmasını getirecektir. Dolayısıyla ileriki nesiller de daha iyi yetişecektir. Ancak, burada çocuğun okula ne denli hazır olduğu kadar okulun da çocuk için hazır olması önemlidir. Bu da çocukların devam edebileceği okulların olması, bu okulların ulaşılabilir olması, yerel şartlara ve ihtiyaçlara duyarlı olması ve kaliteli bir eğitim vermesi ile sağlanmaktadır. Kaliteli eğitim; iyi eğitilmiş, eğitime istekli öğretmenleri, kalabalık olmayan sınıfları, gerekli malzemeleri, ihtiyaçlara uygun eğitim programlarını ve metotları kapsamaktadır. Kalitenin tabii ki en önemli parçası çocukların bu eğitime ne denli hazır olduğudur.

    Değişen Demografik ve Sosyal Şartlar

    Dünyada ve Türkiye’deki sosyal ve demografik şartlar sanayileşmeyi ve kadının iş gücüne katılımını getirmiştir. Bu bağlamda geniş aileler azaldığı ve kadın çalıştığı için çocukların bakımı için destek almak önemli hale gelmiştir. Ayrıca, Türkiye’de kırsal alanlardan büyük kentlere göç edenlerin yaşam şartları çocuklarının gelişimini risk altına sokmaktadır. Yaygın EÇE hizmetleri çalışan kadınların taleplerini karşılayacak şartları sağlamamaktadır. Hizmet saatleri, yaygın olarak hizmet verilen yaş grupları, hizmetlerde eğitimin ön plana çıkıp sağlık ve beslenme boyutunun daha zayıf kalması hizmetlerin bu talepleri karşılamadığını gösteren önemli göstergelerdir. Ayrıca, bu programların ulaşılabilirliği, esnekliği, maddi olarak elde edilebilirliği ve annelerin ihtiyaçlarını göz önüne almaması sorunlar oluşturmaktadır. Çalışan kadın çocuğunun eğitim ve bakımının karşılanması sonucunda işgücünü daha iyi kullanacak, dolayısıyla çalışma saatlerinde kayıp azalacak ve üretim artacaktır. Ayrıca, hizmetler çalışan kadınların ihtiyaçlarını karşıladığında daha çok kadın işgücüne katılabilecektir.

    Toplumdaki Değerler

    Toplumların birçok sosyal ve ahlaki değerleri bulunmaktadır. Bunların devam etmesi için farklı nesillere aktarılması önemlidir. EÇE çocuklara sağladığı ortamlarda bu değerlerin öğrenilmesine önem vererek bunları yaşatmakta ve nesillere aktarmakta da etkili olabilmektedir.

    Toplumdaki Politik ve Etnik Anlaşmazlıklar

    Politik, etnik anlaşmazlıklar, tansiyonlar, hatta savaşlar olan toplumlarda kişilerin bir amaç uğruna bir araya gelmesi zor olur. Ancak, çocuklara yönelik programlar toplulukları birbirine yaklaştırabilmekte ve orta yolun bulunmasında ilk adım olabilmektedir. Bu da toplumlarda ileriye dönük birlikteliklerin kurulmasını sağlayabilmektedir.

    Topluluk ve Aile

    EÇE’nin aile ve topluluk ile ilişkilendirilmesi halinde önemi daha da artmaktadır.

    Çocuğun gelişimde çevre ile etkileşimini vurgulayan ekolojik yaklaşım EÇE’ye ailenin de dahil edilmesine katkıda bulunmuştur. Ancak anne-babaların da katılımıyla programlardan etkili sonuç alındığı bulunmuştur (Bronfenbrenner, 1975). Anne-babanın programa dahil edilmemesi halinde oluşan etkilerin zaman içinde azalması olasılığı bulunmaktadır.

    Sameroff (1975) tarafından ortaya konulan etkileşimsel yaklaşım ise gelişimi ne tek başına bireyin ne de tek başına deneyimsel çevrenin bir fonksiyonu olarak tanımlanmaktadır. Gelişim çocukla ailesi ve sosyal çevresi tarafından sağlanan deneyim arasındaki dinamik etkileşim olarak görülmektedir. Bu konuda yapılan araştırmaların ortak bulgusu, ana-babaların sergiledikleri davranışların niteliğinin bebek ve küçük yaştaki çocukların gelişiminde değişiklikler yarattığıdır (Meisels, 1985).

    Çocuğun gelişiminde aile kadar çocuğun içinde bulunduğu topluluk da önemlidir. Topluluğun çocuğu koruyan, barındıran, sosyal gelişiminde katkıda bulunan ve çocuğun gelişimine müdahale eden bir rolü olmaktadır. Çocuğun içinde bulunduğu topluluğun gelişimine katkı sağlaması için topluluğun desteklenmesi önemlidir. Topluluklar desteklenip kendi kararlarını alabildiklerinde kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmektedirler. EÇE yolu ile hem topluluğu kalkındırmak hem de çocuk gelişimine katkı sağlamak mümkün olmaktadır.

    Topluluk katılımı, topluluktaki kişilerin hizmetleri kullanmasından, malzeme ve işgücüne destek vermesine ya da programın yürütülmesinde görev almaya ya da paydaş olarak programların geliştirilmesi, planlanması, uygulanması ve değerlendirilmesinde rol almaya kadar geniş bir yelpazeyi içermektedir. Programların geliştirilmesi, planlanması, uygulanması ve değerlendirilmesinde paydaş olmak EÇE programlarının dışardan uzmanlar tarafından kabul ettirilmesi yerine topluluğun uzmanlarla birlikte programları gerçekleştirmesini sağlamaktır. Burada önemli olan topluluğun bir paydaş olması ve uzmanlarla birlikte programlar geliştirmesi ve yürütmesidir. Bu durum hem yerel ihtiyaçların karşılanmasını hem topluluk kalkınmasını hem de topluluğun çocuğun gelişimindeki rolünü daha etkin kılmasını sağlamaktadır.

    Sonuç olarak, EÇE programları çocuğun gelişiminde aile ve topluluğu destekleyerek onların etkili olmasını sağlayabilmektedir.

    İnsani Gelişme ve Ekonomik Büyüme

    İnsani gelişmişlik ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki insani gelişmeyi doğrudan etkileyen EÇE’yi de önemli kılmaktadır. EÇE insani gelişmişliği ve beşeri sermayenin gelişimini destekleyen ve hızlandıran bir unsur olmaktadır. EÇE’nin bu anlamdaki önemi kısa, orta ve uzun vadeli dönemlere yayılmaktadır. EÇE’nin orta uzun vadeli önemi insani gelişimin yükseltilmesine olan katkısı ve yüksek insani gelişmenin ekonomik büyümeye sağlayacağı katkı ile ortaya çıkmaktadır.


    EÇE’de çocukların daha gelişmelerinin ilk yıllarında beslenmesini, sağlığını, bilişsel gelişimini ve sosyal etkileşim becerilerini geliştirmeyi amaçlamaktadır. Bu nedenle EÇE ile insani gelişim arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Kapsamlı ve nitelikli bir EÇE uygulaması toplumun eğitim düzeyini yükseltecek, daha sağlıklı olmasını sağlayacak, toplumsal uyumun ve buna bağlı olarak beşeri sermayenin güçlenmesine neden olacaktır. Bu aynı zamanda toplumdaki bireylerin niteliksel olarak birbirine yaklaşması ve eşitlik anlamına da gelmektedir.

    Eğitim, sağlık, beşeri sermaye ve eşitlik, insani gelişme ve ekonomik büyüme ile doğrudan ilintilidir ve insani gelişmenin artırılması ekonomik büyümeyi hızlandırmaktadır.

    EÇE’nin insani gelişmeye ve ekonomik büyümeye katkısı şekilde gösterilmektedir.

    İnsani gelişme ve ekonomik büyüme nitelikli beşeri sermayenin yaratılması ile desteklenmektedir. EÇE, bu beşeri sermayenin yaratılmasına çocuğun örgün eğitime başlamadan desteklenmesi ile katkı sağlamaktadır.

    Bu konuda yapılan araştırmalar göstermektedir ki okul öncesi dönemde insan sermayesine yapılan yatırımların getiri oranı en yüksek olmaktadır. Bu sonucu sağlayan en önemli unsur ise insan beyninin gelişim sürecidir. İnsan beyni en önemli gelişimini okul öncesi dönemde sağlamaktadır. İşte bu nedenle bu dönemde yapılan yatırımların getirisi çok yüksek olmaktadır. Beyin gelişimi okul çağında çok sınırlı olarak artmakta, okul sonrası dönemde ise gözardı edilebilecek bir gelişme göstermektedir.

    Görüldüğü gibi erken çocukluk dönemindeki yatırımların getirisi en yüksek olmaktadır.
    Bu, insani gelişme ve ekonomik büyüme için insan sermayesine yatırımın erken çocukluk dönemlerinde yoğunlaştırılması gereğini ortaya koymaktadır. Başta kamu olmak üzere insan sermayesine yapılacak yatırımların optimal dağılımı gösterilmektedir. Buna göre yatırımların oranı okul öncesi dönemde en yüksek olmalıdır. Bireyin yaşı ilerledikçe insan sermayesine yatırım oranları okul döneminde daha düşük oranda ve okul sonrasında azalan oranda sürdürülmelidir.

    EÇE’nin sınırlı ve yetersiz kalması, insan sermayesi veya beşeri sermayenin gelişimini
    sınırlandırmaktadır. Bu da insani gelişme ve ekonomik büyümeyi yavaşlatmaktadır. Daha sonraki süreçlerde yapılan yatırımlar yoğun olsa bile, eğer erken çocukluk döneminde yetersiz kalınmışsa yatırımların getirisi ve bunların ekonomik büyümeye etkisi daha düşük olmaktadır. Bu nedenle insani gelişim ve ekonomik büyüme için erken çocukluk dönemine yönelik yatırımların daha geniş olması sağlanmalıdır.

    ALINTI
    <CENTER>
    </CENTER>

  • #2
    Rabia PEKKAN (rpekkan) - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    08.Mart.2009
    Nereden
    Antalya
    Mesajlar
    15,760
    @Rabia PEKKAN (rpekkan)







    Teşekkürler canım..

  • YORUM BIRAKMAK İÇİN ÜYE OLMALISINIZ !

    ÜYE OLMAK İÇİN TIKLA

    Benzer Konular

    1. 0-3 Yaş Arasında Anne Baba Eğitiminin Önemi
      Konu Sahibi Cihan ÇAĞLAYAN Forum Bilinçli Anne-Baba Olma Rehberi
      Cevap: 2
      Son Mesaj : 05.Ağustos.2011, 22:31
    2. okulöncesi eğitiminin önemi
      Konu Sahibi aniş Forum ETKİNLİK İSTEKLERİNİZ
      Cevap: 3
      Son Mesaj : 24.Ekim.2010, 14:33
    3. Erken çocukluk eğitiminde oyun
      Konu Sahibi pinaralakus Forum ETKİNLİK İSTEKLERİNİZ
      Cevap: 1
      Son Mesaj : 04.Mayıs.2010, 01:08
    4. Anne Baba Eğitiminin Önemi
      Konu Sahibi Ayşe Turan BAL Forum MAKALE-ARAŞTIRMA ve BİLİMSEL YAZILAR
      Cevap: 0
      Son Mesaj : 09.Ocak.2010, 03:35
    5. Erken Çocukluk Eğitiminin Etkileri
      Konu Sahibi Meryem DURMUŞ (ermer) Forum KAMPANYA, PROJE, ORGANİZASYON
      Cevap: 1
      Son Mesaj : 17.Temmuz.2009, 16:16

    Yetkileriniz

    • Konu Acma Yetkiniz Yok
    • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
    • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
    • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
    •  

    Giriş

    Facebook ile Baglan Giriş