Sevgili meslektaşlarım,görüyorum ki hepimiz performansımızın çok üstünde emek harcıyarak çalışıyoruz ama malesefki hiç sesimiz çıkmıyor.Hepimiz farkındayızdır bizden başka hakkını bu kadar ezdiren branş yok.Dünyanın sanırım hiçbir yerinde meslektaşlarımız kesintisiz 5 saat çalışmıyor,Amerika'dan Kıbrıs'a kadar her yerin koşulları bizdekine göre çk çok daha iyi.Ben artık bu meslekten soğumaya başladım malesef,tek tesellim çocukları seviyor olmam.Aralıksız ders sıkıntısı,yeni nesil çocuklarının kurallara daha zor uyması,yeni veli profi
linin öğretmeni aşırı yıpratıcı ve bakıcı olarak görmesi,yardımcısız her yere yetebilme gayreti,sınıf mevcutlarının fazlalığı,donanım ve malzeme sıkıntıları,fazla işe eşit ücret ödenmemesi,...ve daha neler neler...İnanın eve geldiğimde (ki okulda işler bitmemesinden en ax 6 saat duruyorum) 3 saat neredeyse dünyayla bağım kopuyor,kendi çocuğuma azcık tahammülüm kalmıyor,hatta neredeyse eşimle aram bozulucak.Şunu demek istiyorum ki artık birşeyler değişmeli,ya kendi sendikamızı kuralım yada sık sık şikayetlerimizi dile getirelim,bunu yapmalıyız çünkü bizim bu derece yıpranmamızın sınıfımızdaki miniklerimizede zararı var.Lütfen desteklerinizi bekliyorum!!!

Malesef tek bir cvp yok ama hala umudumu yitirmedim.

Çok haklısınız hocam

konu için çok teşekkürler hocam. umut fakirin ekmeği derler. umudumuzu yitirmiyoruz inşaallah da.................
aslında sitemizin pek çok bölümünde olduğu gibi okul öncesi öğretmenlerinin bir araya geldiği her platformda bu konular dile getiriliyor ve karşılıklı "biraraya gelelim"ler, "hakkımızı arayalım"lar havalarda uçuşuyor. malesef değişen bir şey yok. o zaman farklı şeyler denemek ve yapmak lazım diye düşünüyorum. ve sendika fikriniz oldukça sıcak geliyor. ya yenisini kurup hakkımızı arayalım, ya bağlı bulunduğumuz sendikaların başının etini yiyip konuyu gündeme getirelim. ya da sendikaların yönetimlerinde söz sahibi olalım. velhasıl bişeyler yapalım.

sesimin yettiği, elimin erdiği her yerde söylüyorum öğretmenim. burada da söyleyeyim
yıllardır "bizim yaş grubumuzun teneffüs yapamayacak kadar küçük olduğu" yalanıyla oyalandık. şimdi görüyoruz ki yeni sistemle daha önce okul öncesi yaş grubuna giren fakat yeni sistemle 1. sınıf öğrencisi oluveren çocuklar paşalar gibi teneffüs yapıyorlar. okul öncesinde aralıksız eğitim esas ya, nedense ilkokullar beş teneffüs yetmiyor gibi bir de "oyun ve serbest etkinlik saati" yapıyorlar. bazen çocukları bahçeye çıkarayım diyorum, bir bakıyorum teneffüs saati olmamasına rağmen bahçe çocuk kaynıyor. onların hem tenefüsleri hem de serbest oyun saatleri var ve öğretmenlerin %90'ı bu saati "serbest" olarak değerlendiriyor. ben de bahçeye çıktığımda çocuklarla beraber oyun oynarken beni izliyorlar. okulun en asosyal öğretmenleriyiz. kapıda ya da bahçede nöbetçiye ya da başka bir öğrenciye birşey söylesem "abla,yenge" hitabıyla karşılaşıyorum. çünkü bizi tanımıyorlar.

bakıcı yakıştırmasını yıllarca yedik ama artık ben baş kaldırdım. bu tarz imalarla, söylemlere ya da kelimelerle karşı karşıya kaldığımda sesimi yükseltiyor ve hakkımı savunuyorum. kimse bu gözle bana bakamıyor artık. demek ki bu biraz bizim elimizde. önce kendimizi ve mesleğimizi biz önemseyelim ki başkaları da arkamızdan önemseyebilsin. öyle meslektaşlarımla karşılaşıyorum ki bu durumu destekliyorlar sanki. konuşunca yakınıyorlar ama davranışa gelince sıfır.

geçen senelerde başıma gelen bir olayı anlatayım: fotokopi makinesi öğrt. odasında olduğundan hazırladığım ödevleri orada çekiyordum. dersi boş olan bir kaç öğretmen de oturuyor. bana ne çektiğimi sordu bi tanesi. ben de anlattım. ardından pişkin pişkin çocuğunun anaokuluna gittiğini, kendisinin veriln ödevleri çocuğuna yaptırmadığını anlattı yanındaki öğretmene.nedenini sordum, "çocuk çok küçük ne gerek var?"ddi. ben de "la havle" çekip uygun bir dille verilen çalışmaların onların yaşına uygun olduğunu, amacın öğrenmenin yanısıra sorumluluk kazanma olduğunu bunu kendisinin de bildiğini umduğumu söyledim. ama yetmedi sevgili öğretmen arkadaşım! yanındaki arkadaşına okul öncesinin önemini ve değerini!!!! anlatmaya başladı. çocuğa bakıcı tutsa ayda 250-300 lira verecekmiş te şimdi yemek dahil 90 lira veriyormuş ta çocuk ne güzel yemekler yiyormuş ta ... sabırla cümlelerinin bitmesini bekledim. bir de dönüp bana "değil mi hoca hanım" demez mi? DEĞİL demişim hırsla... adam bozuldu tabi hiç beklemiyordu. iyi birşeyler söyledi ya aklınca alkışlamamı bekliyordu herhalde.. ne kadar kızsam da yine uygun ama vakur bir dille yıllardır sizin ve sizin gibilerin zihniyetiyle savaşıyorum dedim. ben de sizin gibi tam 15 yıl okudum. sizin gibi doğu hizmeti yaptım. sizden fazla çalıştığım halde aynı maaşı alıyorum, ama niyeyse bakıcı olarak görülüyorum dedim ve çıktım. tabi yanlı anladınız sesleri arkamdan geldi ama dosdoğru anladığım ortadaydı. tepkimi dile getirmiş olmam (ki normalde hep sonradan aklıma gelir) rahatlatsa da bunu yapanın bir öğretmen olması beni çok üzmüştü.

ne kadar doluymuşum. yazdıkça yazasım geliyor..
aslında bence en büyük sıkıntı devlet dahil okullarımızda (ilkokulları kastediyorum) üvey evlat muamelesi görmemiz. diğer sınıflara ders kitapları, çalışma kitapları, öğretmenlere her ders için ayrı klavuz kitaplar gönderilirken, bize sadece bir program kitabını çok görüp " internetten indirilip uygulanması" hususunda yazı gönderiliyor. çocuklara kitap gönderilmesinden bahsetmiyorum bile. güya "basımı tamamlandı, en kısa zamanda gönderilecek". işte 1. dönemin sonu geldi, kitap alan var mı? hiç duymadım.
bir de yardımcı meselesi var tabi. geçen sene gelen sevgili müfettişim bize " siz hiç sosyal bilgiler öğrtmeninin yrdımcısı olduğunu gördünüz mü?" şeklinde bir cüml kurmuştu. bizler uygun bir dille branşımızın çok farklı olduğunu anlatsak ta bildiğiniz üzre en tecrübeli müfettiş ne olursa olsun üste çıkmayı bilen müfettiş oluyor!! diyemedik ki "hangi sosyal bilgiler öğretmeni sınıf süpürüyor, duvar boyuyor, masa siliyor, afedersiniz kusmuk temizleyip alt değiştiriyor?"

neyse öğretmenim. gecenin üçü olmuş ben hala yazıyorum. bir dokun bin ah işit dedikleri bu olsa gerek.
inşallah okurken sıkılmaz, "nerden de açtım bu konuyu?" demezsiniz.
bu güzel ve anlamlı konu ve duyarlılığınız için tekrar teşekkür ediyorum. size ve tüm okul öncesi öğretmenlerine alttaki parçayı armağan ediyorum.. kolay gelsin öğretmenim...

YouTube Video

22 metrekare sınıfın içinde her gun 21 çocukla 5 saat aralıksız ders işlemek zorunda bırakılıyorum. Ders bitiminde kulaklarımda ağrı ve duymada ağırlık çekiyorum. Bakıcı abla yok lavabo yok vc yok ..... bunun gibi birçok neden... bu haksızlık ne zaman bitecek

Goncafiliz hocam söylediklerinizin her cümlesine sonuna kadar katılıyorum. Ayrıca ben bu teneffüs olayına fena halde takığım. Benim geçen seneki öğrencim okullar başlayınca 2 ay 1. sınıfa gitti. Hatta bizim çıkış saatimizde ilkokulların teneffüs saati oluyor. Ben eve giderken onu teneffüsde görüyordum. Arkadaşlarıyla beraber el ele kol kola teneffüs yapıyordu.Hiçte zorlandığını düşünmüyorum açıkçası her gördüğümde çok mutluydu.
Sonra bu çocuk dersler ağır geldiği için yapamamış,yazamamış tekrar anasınıfına başladı. Zaten yaşıda küçükmüş 69 yada 70 aylıkmış sanırım.
Ben açıkçası sinir oldum.Çocuk tekrar anasınıfına geldiği için değil yanlış anlaşılmasın. Bu çocuk 2 ay teneffüse çıktı.Demek ki çıkılabiliyormuş. Şimdi bizim sınıfta teneffüs yapmıyo ama 2 ay yaptı demekki yapılabiliyormuş. Ama ben şimdi bu çocuğa sınıfta bişey olsa annesine hesap vermek zorundayım. Ama ilkokul öğretmeninin böyle bir derdi yok. Çocuğa teneffüsde bi şey olsa kimse kalkıp ilkokul öğretmenine bi şey diyemez.İşte ben buna sinir oluyorum.
Ben bizim yaş gurubunun teneffüs yapabileceğini düşünüyorum. En azından okullar açıldıktan sonra çocuklar okula alışana kadar 1 - 2 ay sonra günde 2 kere teneffüs yapabileceklerini düşünüyorum. Hem bu bizim performansımız içinde çok iyi olucak. Hem de veliler çocuk 48 ayını doldurunca hemen okula gönderemeyecek. Çünkü düşünecek bu çocuk teneffüsde nasıl yapacak tek başına nasıl duracak daha çok küçük ezilir diyecek çocuk anasınıfı yaşına geldiği zaman gönderecek. Ama bizde teneffüs olmadığı için veli çocuk 48 ayını doldurunca okula gönderiyor. Nasıl olsa dışarı çıkılmıyor bütün gün sınıfta duruluyor diye hemde çocuğu başından atmak için çocuğu okula gönderiyor. Ya bizim okulda diğer sınıfta 45 aylık çocuk var veli illa istemiş okula gitsin diye öğretmen de bi şey diyememiş. Eğer teneffüs olsa veli o kadar ısrar edermi acaba okula gitsin diye etmez bence.
Hem teneffüs olunca veli ve diğer öğretmenlerin gözünde bakıcı konumuna düşmeyiz. Bizde saygı gören bir öğretmen oluruz. Dedim ya ben bu teneffüs olayına çok takığım. Gerçekten bi şeyler yapmalıyız ama ne olabilir. Sendika fikri güzel.
Ama hepimiz bi şeyler yapalım diyoruz şikayetlerimizi söylüyoruz ama bunu bizden başkası duymuyor. Sendika fikri gerçekten olabilir ama bunu kim kuracak varmı sendika kuracak biri. Benim tek isteğim teneffüs günde en az 2 kere 10 dakika teneffüse çıkıp diğer öğretmenler gibi çocuklar napıyo diye düşünmeden rahat rahat dinlenip rahatlamak istiyorum.
Cesaretli kendine güvenen hakkını arayabilecek birisi kursun sendikamızı bu sitedeki bütün üyeler sendikaya üye olur. Gerçekten bi şeyler yapma zamanı. Konuş konuş nereye kadar. Yinede umudumuzu kaybetmeyelim. Gün doğmadan neler doğar.

SENDİKA SENDİKA SENDİKA....
yöneticilerimiz bu işe de el atsın lütfeeennn. arkanızda koca bir okul öncesi eğitim ordusu olacak emin olun...

goncafiliz Nickli Üyeden Alıntı

SENDİKA SENDİKA SENDİKA....
yöneticilerimiz bu işe de el atsın lütfeeennn. arkanızda koca bir okul öncesi eğitim ordusu olacak emin olun...

Bence de bu işi yapsa yapsa bu sitenin yöneticileri yapar. Böyle bir sendika kurulsun ben bu sendikayı duyurmak için elimden gelen ne varsa yapıcam. Herkes de elinden geleni yapacaktır zaten eminim.

Konuya cevap veren değerli meslektaşlarım, yalnız olmadığımı görünce gerçekten çok mutlu oldum, yaşanılan sıkıntılar hepimizin sıkıntısı, tabi birde idarecisi idare eden, günde 4 saat çalışıp 2 tenefüse bile çıkabilen meslektaşlarımız var, (onlar sayesinde bazıları bizi bedavadan para kazanan bol bol beslenen grup olarak görüyor), onların bu konuya yorum yazacaklarını hiç sanmıyorum ama şunu belirteyim arkadaşlar hiç birimizin yeri sabit değil, her an koşullarımız değişebilir, rahat çalışan arkadaşlarım sizlerde destek olun ki yaşadığınız rahatlık yasal olsun, kimse koz olarak kullanamasın bir gün. Ben 10 stajerle günde 4 saat çalışıp kraliçe muamelesi görüp daha sonra çok kötü şartlar altında çalışmak zorunda kalan öğretmenlere şahit oldum maalesef. Sendika durumu benim çok aklıma yatıyor, var olan sendikaların hiçbirinden bir fayda göremedik, onlar için sadece kendi davalarında kullanılmak için bir ek geliriz ve üye sayısıyız Değerli arkadaşlar biz temizlikçi değiliz, bakıcı değiliz,... Bundan sonra yaşadığım temizlik, güvenlik, donanım,...(mesela yeterli hijyen olmadığı için çocuklar sık hasta oluyor gibi) konularda ki sıkıntıları direk yazı yoluyla idareye bildireceğim birazda onlar uğraşsın. TÜKENMİŞLİK SENDROMU nun zirvesini yaşayan branş olacağız yakında.

seyhan_b Nickli Üyeden Alıntı

Bence de bu işi yapsa yapsa bu sitenin yöneticileri yapar. Böyle bir sendika kurulsun ben bu sendikayı duyurmak için elimden gelen ne varsa yapıcam. Herkes de elinden geleni yapacaktır zaten eminim.

Site yöneticilerinin sendika isteğimizi ciddiye alacaklarını düşünüyorum.