Bu konuyu her yönüyle ele almakta yarar var...
Avrupa Birliğinin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi durum düşünüldüğünde ,ekonomik ve parasal gücün komşularımız olan Arap ülkelerinde olduğunu hatırladığmızda bu kararın ne kadar isabetli, bir karar olduğu daha iyi anlaşılacaktır.Arap ülkeleriyle artan ekonomik , siyasal , trizm , sağlık ,sosyal - kültürel faaliyetlerde Arapça'yı çok iyi bilen insan unsuru ihtiyacı ortaya çıkacaktır.
Arapça'nın seçmeli yabancı dil olarak olması için 90'lı yıllarda MGK'da (Milli Güvenlik Kurulu ) tavsiye kararı alınmış , dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş 'de bu ihtiyacı 20 yıl önce görmüştü.
İngilizce ,Fransa , Almanca gibi Arapça 'nın da eğitim öğretim kapsamına alınması ekonomik ilişkiler ve faaliyetler yönünden de çok büyük fayda sağlayarak ülkemizin kalkınması yolunda atılan önemli bir adımdır.