ARTİKÜLASYON BOZUKLUĞUNUN BELİRTİLERİ

BELİRTİLER:
• Çocuk ana dilinin bağımsız veya bileşik sesleri doğru ve anlaşılır şekilde çıkaramıyorsa ve çıkardığı sesler aynı yaş grubundaki çocukların çıkarması gereken seslerden farklılık gösteriyorsa,
• Eğer artikulasyon bozukluğu çocuğun konuşmasını anlaşılmaz hale sokuyorsa ve konuşma etrafın dikkatini yoğun olarak çekiyorsa,
• Belirti olarak ta değerlendirilebilecek dört şekilde görülebilir:
Atlamalar: Atlama yanlışlarında sözcüklerin yalnız bir kısmı söylenir,
Örnek : hayvan -ayvan ,rehberlik -reberlik ,saat -sat ,araba -arba
Yerine Koyma:Sözcüğün başı ,ortası veya sonundaki bir sesin yerine başka bir ses kullanılır.
Örnek : Arı -ayı ,kitap-kipat , davul-dayul
Eklemeler:.sözcüklerdeki fazla sesleri içerir.
Örnek : Aşağı-aşşağı ,atmış-altmış ,eşek -eşşek, pencere -penicere ,saat- sahat ,
Çarpıtmalar:Sesler tam doğrru olmamakla birlikte gerçeğine yakındır. Ses, konuşma dilinde olmayan yeni bir ses olarak çıkarılır.
Örnek : karagöz -kaxgöz ,ekmek -emme
ÖNERİLER:
Uzmana Öneriler
Artikülasyon bozukluklarını düzeltme çalışmaları dört aşamada gerçekleştirilebilir:
1.Nedenleri ortaya çıkarmak. Çocuğun probleminin giderilmesi için doğru bir tanılama gerekir. Tanılama ile birlikte nedenlerin ortaya çıkarılması da önemlidir. Eğer çocukta artikülasyon bozukluğunun nedeni yapısal bir bozukluksa, çoğu tıbbı tedavi ile düzeltilebilir, neden işitme engeline bağlı ise uygun tedavi ve işitme aracı kullanılır, zeka düzeyi düşük çocuklarda zeka seviyesine göre terapinin düzenlenmesi ve çocuğun mevcut kapasitesinden en iyi şekilde yararlanılması gerekir, aile atmosferi ve duygusal uyumsuzluk gibi engeller için psikolojik çalışmalar yapılmalıdır.
2.Çocuğun probleminin farkına vardırılması. Çocuğun probleminin farkına vardırmak ve terapiye istekli hale getirmektir. Çocuğun bozuk çıkardığı sesler çocuk ve eğitimcisi tarafından beraberce listelenir. Böylece çocuk hangi sesleri çıkaramadığını bilir ve bu seslerle çalışma yapacağının farkına varır.
3.Özürlü sesin düzeltilmesi.
Artikülatör kaslar: çene-dudak-dil-ağız kasları gereği gibi işlemiyorsa;
• Yeni sesin konuşmada kullanılır hale getirilmesi,
• Terapinin sona erdirilmesi ve vaka incelemesi,
• Üfleme çalışması :Kibrit ,mum, söndürme ,kağıt üfleme pervane döndürme,
• Sakız çiğneme çalışması,
• Yalama çalışması: Dudaklara reçel, bal gibi tatlılar sürülerek yalama çalışmaları ile dil, dudak ağız kaslarının gelişmesinin sağlanması,
• Islık çalma çalışması,
• Dil yuvarlama çalışması,
• Dişleri birbirine vurma çalışması,
• Dudakların enlemesine, uzunlamasına açılıp kapanma çalışması,
Daha sonra sesin düzeltilmesi için;
• Çocuk yanlış çıkardığı sesin doğrusunu çok dinlemeli ,duymalı sesin doğrusu işitme merkezinde yer etmelidir,
• Sesin çalışması: Ele alınan yeni ses uyarı, taklit, fonatik değiştirme ve doğru sesli sözcükleri kullanarak öğretilebilir,
• Ayna karşısında doğru sesi çıkarma çalışması,
• Hece çalışması,
• Kelime çalışması,
• Atasözleri ,deyimler gibi karmaşık kelime çalışmaları.
4.Artikülasyon çalışmasının sonlandırılması.
• Bu aşamalar izlenerek aile, öğretmen ve terapistin yardımı ile artikülasyon bozukluğu olduğuna karar verilen çocuklar konuşmayı daha kolay ve kısa zamanda kazanabilir. Artikülasyonu olan her çocuk yardımla ve düzenli çalışma ile konuşmasını düzeltebilir.
Anne Babaya Öneriler:
Sağlıklı bir çocuğa sahip olmak her anne babanın en önemli isteklerinden biridir. Anne babalar hamilelik döneminde çocukları için en güzel ve en bekledikleri özellikleri hayal eder, onların toplumun ve kendilerinin değer verdiği önemli gördüğü tüm özellikleri taşımasını dilerler. Herkes sağlıklı bir bebek isterken çocuğun farklı özelliklerinin olması aileyi değişik duygulara iter. Bu duyguların yerine çocuğumu nasıl tanıyabilir, onu eğitmek için ne yapabilirim sorularına aşağıdaki öneriler ve alıştırmalar ışık tutacaktır:
• Aile önce çocukta yapısal bir bozukluk olup olmadığını bir tıbbi kuruluştan yararlanarak öğrenebilir. (Çocukta görülen yapısal bozukluğun tedavisi mümkünse, hastanelerin cerrahi ve K.B.B ünitelerinde tedavi edilebilir.)
• Eğer çocuğun artikülasyon bozukluğunun nedeni aile ortamı, duygusal sorunlar ise çocuğun psikolojik yardım alması yararlı olur .
• Aile çocukta artikülasyon bozukluğu olduğunu düşünürse; Rehberlik ve Araştırma Merkezlerine başvurarak artikülasyon testi yaptırmalı ve artikülasyon çeşidi, hatalı seslerin sayısı ve başta sonda ya da ortada mı olduğu hakkında bilgi almalıdır.
• Anne-babalar bir uzmanla diyaloğa geçerek çocuğun konuşma terapisinden faydalanmasını sağlasalar da, bununla yetinmeyip evde çocuklarıyla bireysel olarak ilgilenmelidir.
• Yapısal bozukluk ve duygusal çatışmaya dayalı olmayan artikülasyon bozuklukları ailenin özverisiyle düzeltilebilir. Anne baba bu çalışma esnasında sevecen ve sabırlı olmalı hatalı seslerin birden düzeleceğini düşünmemelidir.
• İlk çalışma olarak aile çocuğun ağız, dudak, dil v.b artikülatör organlarındaki kasları çalıştırma alıştırması yaptırmalıdır. Bunun için çocuk sakız çiğneyebilir, dudak kaslarını çalıştırmak için üfleme çalışması, dudaklara bal sürerek dudak yalama çalışılması, a-o harfleriyle ağız yuvarlama hareketleri, diş takırdatma hareketleri yapabilir.
• Aile çocuğun hatalı çıkardığı sesleri tespit ederek içinde bu seslerin bulunduğu kelimelerden oluşan bir listeyi çocukla beraber hazırlayarak çocuğun listedeki kelimelerden haberdar olması sağlanabilir. Bu listeyi bazen yanlış bazen doğru telaffuz ederek okumalı ve her yanlış okunan telaffuzu bir işaretle belli etmesi istenir, daha sonra bütün kelime doğru telaffuz edilerek okunur ve çocuğun dikkati doğru sese çekilir. Çocukla beraber, hatalı çıkarılan seslerden ve kelimelerden oluşan bir hikaye hazırlanır, önce çocuk okur sonra aile doğrusunu okur, çocuk tekrar okuyarak kendi yanlışlarını işaretler. Burada amaç çocuğun doğru sese dikkatini çekmek ve doğru telaffuz etmesini sağlamaktır.
• Çocuk ve aile ayna karşısına geçerler, önce aile çocukla beraber hazırlanan kelime listesinin doğrusunu okur, sonra çocuktan okumasını ister, çocuk ebeveyninin ağız hareketlerine (ağzının hatalı sesi çıkarırken aldığı şekle dikkat ederek) bakarak doğrusunu çıkarmaya çalışır, hem doğrusunu hem yanlışını telaffuz eder, çocuk hem doğru sesin hem yanlış sesin farkını görür.
• Çocuk okula gidiyorsa Türkçe, Matematik, Fen, Sosyal Bilgiler gibi derslerden okuma çalışması yaptırılabilir. Aile, çocuğun yanlış çıkardığı seslere ilgisini çekerek, çocuktan yanlış okuduğu seslerin altını çizmesini isteyebilir. Bu ödevleri birde anne baba yanlış okuyarak, her yanlışta çocuğun parmağıyla masaya vurması isteyebilir, sonra doğru telaffuz etme çalışmasına geçilebilir.
• Çocukla beraber oluşturdukları kelime listesiyle ilgili resimleri beraberce toplayarak bir dosya oluşturulur. Aile bu resimlerle doğru sesi çıkarma çalışması yaptırabilir. Bu çalışmalar yapılırken çocuk doğru çıkardığı sesler için ödüllendirilir. Çalışmanın son aşamalarında ödül azaltılarak uygun bir biçimde kesilmelidir.
• Aile çocuğa evdeki rutin işlerde de görev vererek, bu işleri yaparken çocuğun hatalı çıkardığı sese dikkati çekilebilir.
• Alıştırmaya önce ses ile başlanır, çocuk sesi doğru telaffuz ettikten sonra basit hecelere geçilir, en son kelimeye geçilir. Cümle önce kısa basit sonra atasözleri bilmeceler, tekerlemelere geçilebilir. Alıştırmalar çocuğun anlayabileceği gibi tane tane ve normal ses düzeyinde olmalıdır
• Bu çalışmalar yapılırken çocuğu sıkmamak, onun hoşuna gidecek ortamlar yaratmak ve çocuğu ödüllendirmek çok önemlidir. Bu mesafe iyi ayarlanmazsa çocuk çalışmadan sıkılıp hiç konuşmama yolunu da seçebilir. Aile çocuğa sabırla yaklaşmalı, çalışmalarda aceleci olmamalı ve hemen sonuç bekleme gayretine girmemelidir.
• Çocuktan aynı şeyi defalarca tekrarlamasını istemek çocuğu sıkar, konuşmaya ilgisini azaltır ve çocuk sorulan sorulara cevap vermez. Başarıya ulaşmak için her sözü tam değeri ile seslendirmeye ve acele etmemeye özen gösterilmelidir.
• Çocuk doğru sesi kelime içinde de çıkarmaya başladığında hemen alıştırmalar sona erdirilmemeli ve çocuk takip edilmelidir.
Öğretmene Öneriler:
• Artikülasyon bozukluğu olan çocuk okula gidiyorsa sınıf öğretmenini ve branş öğretmenlerini bir yana bırakan bir terapi veya konuşma geliştirme çalışması düşünmek mümkün değildir.
• Öğretmen çocuğun artikülasyon bozukluğu olup olmadığını ve hatalı çıkardığı sesleri anlaması için önce Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinden yararlanarak artikülasyon testi yaptırmalı ve artikülasyon çeşidi, hatalı seslerin adedi ve hatalı sesin başta sonda ya da ortada mı olduğu hakkında bilgi almalıdır.
Çocuk terapiye devam ediyorsa:
Çocuk yetkili bir kurumda veya bu konuda yetişmiş bir uzman tarafından terapiye tabi tutuluyorsa , sınıf öğretmeninin yardımı iki ayrı yönde olabilir.
• Birinci gruptaki yardım çocuğa ait gerekli bilgileri toplamak ve ilgiliye vermektir. Çocuğu, iyi bir şekilde gözleme fırsatına sahip olan öğretmen, inceleme veya tanıma fişleri diye adlandırılan fişlere yazacağı bilgilerde öğrencileri konuşma özellikleri yönünden de değerlendirmeye çalışmalıdır.
• Sınıf öğretmeninin ikinci gruptaki yardımı, terapi süresince çocuğa verilen ödevlerin yerine getirilmesinde, sınıfta gereken kolaylığı sağlamaktır. Uzmanla işbirliği yaparak onun tavsiyelerini yerine getirmek ve uygulamaların sonucundan uzmanı haberdar etmek, sınıf öğretmeninin en çok yardım edeceği konulardan biridir.
Çocuk terapiye devam etmiyorsa:
• Bugün için yurdumuzda konuşma özürünün düzeltilmesinde çalışabilecek yeterli sayıda eleman yoktur. Ama artikülasyon bozukluğu olan çocuk vardır. Bunlardan okul çağında olanlar çoğunlukla sınıflara bu özürleri ile devam etmektedir. Sınıflarında artikülasyon bozukluğu olan çocuklar tamamen sınıf öğretmeninin anlayış, yeterlilik ve çabasına kalmaktadır. Bu sınıf öğretmeni artikülasyon bozukluklarını düzeltme çalışması yapsın mı demektir? Bazı belirli vakalar için evet. Fakat bu hiçbir zaman sınıf öğretmeni konuşma uzmanının yerini tutar demek değildir. Sınıf öğretmeni terapistin yerini tutacak fonksiyona sahip olmadığı gibi terapiyi sürdürmek için yeterli zamana da sahip değildir.
• Öğretmen çocuğa karşı sevecen, sabırlı, ve özverili olmalıdır. Çocuğun hatalı çıkardığı sesi hemen doğru olarak kazanamayacağı için aceleci davranmamalıdır.
• Önce çocuğun artikülasyonunun çeşidini ve çıkardığı hatalı seslerin bilinmesi gerekmektedir. Bu nedenle çalışmaya hatalı sesin doğru olarak çıkarılması ile başlayıp, doğru çıkarmaya başladığı sesi kelime içinde kullanması sağlanabilir.
• Öğretmen Türkçe dersinde artikülasyonu olan çocuklara daha fazla söz vermelidir. Parçanın okunuşunda her çıkardığı hatalı sese çocuğun dikkatini çekmeli ve öğretmen tarafından doğru telafuz edilerek çocuğun tekrarlaması istenmelidir. Aynı uygulama anlatım çalışmaları, matematik dersinde problemin okunması gibi durumlarda da tekrarlanabilir.
• Öğretmen artikülasyon bozukluğu olan çocuklarda hatalı çıkardığı seslerden oluşan isteklerde bulunur. Örneğin ® harfinde artikülasyon bozukluğu olan bir çocuğa “Git ®asim Beyden tebeşir iste yoksa Tü®kan hanımdan iste gibi “çocuğun bu kelimeyi tekrar etmesi ve isteği yerine getirmesi istenebilir.
• Çocuklara öğretmen arasıra şarkı, masal, öykü, kasetleri dinlettirilerek çocuğun çıkardığı hatalı sesin doğrusunu öğrenmesi, anlaması ve dikkatinin çekilmesi sağlanabilir.
• Sınıfta mani, tekerleme, şarkı söylenerek çocuğun hatalı çıkardığı sesler tekrar ettirilebilir.
• Öğretmen bir parça okurken bilinçli hatalar yaparak çocuğun bunları kaydetmesini ve doğrularını kendisinin telaffuz etmesini sağlayabilir.
• Öğretmen bir parçayı okur çocuk çıkarmakta güçlük çektiği sesi işaretler.
• Sınıfta başka artikülasyonu olan çocuklar birbirlerini dinleyip yanlışları not edip, kendi aralarında doğru sesi telaffuz etmeye çalışabilir.
• Çocuğa sınıf içi rutin işlerde görevler verilerek çocuğun günlük konuşmalarına dikkat ederek yanlış çıkardığı sesler üzerine yoğunlaşmalıdır.Artikülasyon bozukluğu eğitiminde sık görülen sorunlardan bir tanesi de; öğrenciye destek olmak amacıyla sürece katılan öğretmenlerin ilk anda çok fazla çaba harcayarak bıkkınlığa uğramaları yada başarı seviyelerini yüksek tutmak istemeleri dolayısıyla istenen hızda ilerleme sağlayamamalarıdır. Bütün bunlar öğretmeni etkilediği kadar öğrenciyi de etkiler. Çünkü bu gibi durumlarda öğrenci kendini baskı altında hissedebilir. Panik, engellenmişlik ve öğrenilmiş çaresizlik yaşayarak, psikolojik açıdan sorununu çözebilecek hale bir türlü gelemeyebilir.


.alıntıdır.