Kızlarda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite


             

Ä°letiÅŸim


 05xx xxx xx xx


vbnetron


[email protected]

×

Kızlarda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite

  • #1
    Ayşe Turan BAL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    27.Şubat.2009
    Nereden
    Türkiye'nin kalbinden
    Mesajlar
    12,566
    @Ayşe Turan BAL



    Kızlarda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite





    Kızlarda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite
    Aşırı hareketlilik Sendromuna (DEHS) ilişkin olarak farkedilmesi güç belirtileri anlatan aşağıdaki bölüm Dr. Kathleen G. Nadeau, Dr. Ellen B.Littman, Dr. Patricia O. Quinn tarafından yazılmış olan “Understanding Girls with AD/HD(DEHS’li Kızları Anlamak)” (Advantage Books, 1999) adlı kitaptan çevirilmiştir. Çeviri sırasında örnek olaylardaki isimler okuma kolaylığı sağlaması amacıyla Türkçeleştirilmiştir.

    Kızlarda DEHS: Görünenin çok ötesinde
    Daha önceki bölümlerde de anlatıldığı gibi, DEHS tanısı konulan çocukların büyük bir çoğunluğu erkek çocuklardır. Büyük ölçüde erkeklerden oluşan DEHS klinik nüfusuna dayanan veriler bilimsel araştırmaların çoğunda temel oluşturur. Medya tarafından sıklıkla cinsiyete değinilmeksizin bildirilen araştırma sonuçları, üstü kapalı olarak sonuçların eşit ölçüde hem kızlara, hem de erkeklere özgü olduğu mesajını verir. Ancak, gerçekten öyle midir? Kızlar ve erkeklerin geçirdikleri deneyimler arasındaki farkları aydınlatan bir cinsiyet araştırması, bizi bu varsayımın geçerliliğini sorgulamaya ve bunun etkilerini düşünmeye yönlendirmelidir.

    1980’den bu yana, Tanı ve İstatistik Kılavuzu’nun (Diagnostic and Statical Manual) her baskısı DEHS’nin kavramsallaştırılması konusunda güncel ve geçerli düşünceyi (Amerikan Psikiyatri Birliği, 1968,1980,1987,1994) yansıtmak amacıyla düzeltilmiştir. Sendrom, daha tipik olarak DEHS’nin erkek temsilcilerine dikkat çeken bugünkü yaklaşımın güçlü bir yansıması olacak şekilde, kılavuzun 4. sayısında (DSM-IV (Amerikan Psikiyatri Birliği, 1994), Yıkıcı Davranış Bozuklukları başlığı altındaki grupta yer almıştır. DSM-IV, ifade edilen baskın özelliklere dayanan üç alt tip tanımlamaktadır. Farklı alt tipler, genel anlayış doğrultusunda bu başlıklar altında anlatılacaktır, bunları katı ve değişmez kategoriler olarak kavramsallaştırmadığımıza dikkatinizi çekeriz. Bir çok DEHS’li kız çocuk muhtemelen bazı tanımların bir bileşimi olacaktır. Buna ek olarak bu kitapta, DSM-IV içinde yer almayan, DEHS’li kızlara özgü bir dizi duygu ve kavrama biçimi de anlatılmaktadır.

    Hiperaktivite ve dürtüselliğin öne çıktığı tip

    Belirtileri DEHS’li erkek çocuklarınkine benzediğinden, aşırı hareketli kızlar en kolay farkedilenlerdir. Büyük olasılıkla, değerlendirme için kliniğe başvuran kızların çoğunluğunu bu grup oluşturur, oysa DEHS’li kızların yalnızca küçük bir bölümü bu gruba dahildir. Bu tipler gürültücü, fiziksel olarak aşırı hareketli, sırasını beklemeyen ve tehlikeye atılmaktan çekinmeyen zahmetli çocuklardır. Bu kızların çoğu karşı çıkan, saldırgan ve yaşıtlarının kişisel sınırlarına saygı göstermeyen tiplerdir. DEHS’li olmayan çocuklara nazaran, bu kızlara acil servis bölümlerinde dikiş atılırken veya sarsıntı tedavisi görürken daha sık rastlanır. Sınıfta bu tipler çileden çıkmış bir öğretmen tarafından yerlerinde oturmaları, önlerine dönmeleri konusunda uyarılan kızlar olabilirler. Davranışları “tipik” sessiz ve uysal kız tipinin tam karşıtı olduğundan, bu tür kız çocukları öğretmen ve anne babaların gözünden kesinlikle kaçmayacaktır.

    DEHS’nin hiperaktif/dürtüsel alt tipinde yer alan bir çok kız üç veya dört yaşlarındayken anne babaları tarafından “farklı” veya “zor” olarak tarif edilirler. İlk dikkati çeken hiperaktif davranışları anne babalarda sıklıkla hayal kırıklığına yol açar. Küçük oğlan çocuklarından haşarı davranışlar beklenirken, benzeri davranışlar gösteren kız çocukları yüzünden anne babalar mahçup olurlar. İncelemeler göstermiştir ki, bu tip davranışlar gösteren kız çocukları çoğu zaman aynı davranışları gösteren erkek çocuklarına göre çok daha acımasızca eleştirilir (Barkley ve grubu, 1992). Bu kızlar futbol veya basketbol takımlarında taşkın oyuncular olarak sosyal başarıyı yakalayabilirler. Bu durum onları yıldız atlet olma peşinde koşmaya zorlayabileceği gibi, ağır öfke nöbetleri de bu güçlü semptomların bir parçası olabilir. Öfke nöbetleri, inatçılık ve bir biçimde duygusal yoğunluk özellikleri taşıyan bazı kızlar diğer bir alt gruba girerler ki, bu kızlar hem ilaç tedavisi, hem de diğer tedaviler açısından farklı yaklaşımlar gerektirebilirler.

    Bu gruptakilerin öğrenme bozukluğu gösterme olasılıkları DEHS’li diğer alt gruplara giren kızlara oranla daha fazladır (Seidman ve grubu, 1997). Odaları ve ders masaları dağınık, el yazıları genellikle kötüdür. Yazı sayfa kenarlarına taşmış, kelimeler aralıksız peşpeşe gelmiş veya maddeler arasında satır atlama unutulmuş olabilir. Bazen yazı yazmak için gerekli olan ince hareket ayarı bu çocuklara rahatsızlık verebilir, harflerin boyutlarını ve kalemin kağıda basıncını kontrol etmekte zorlanabilirler. Bunlar, bir kaç satır yazdıktan sonra oluşan krampları geçirmek için ellerini sallayan çocuklardır. Aslında ev ödevleri zihinlerindeki bilgilerin kaydındaki karmaşayı yansıtır. Yanıtlar doğru olabilir, ama, ancak gözüpek bir öğretmen dikkatsiz bir kız ya da oğlan tarafından karalanmış gibi görünen bir kağıdı dikkatle inceleyip çözümleyebilir.

    Karışık tip

    DEHS’li bir çok kız cinsiyetlerinden beklenen role daha çok uyar ve erkeklere kıyasla daha az karşı gelir, daha az saldırgan ve isyankar davranır. DEHS’nin kızlarda daha sık rastlanan bu biçimi, huzursuz, kıpır kıpır ve açıkça aşırı hareketli olmaktan ziyade aşırı tepkisel görünen kızları kapsar. Bunlar okulda fazlasıyla konuşkan olan ve kıkırdayan kızlar olabilirler; karnelerinde “sessizce çalışmakta güçlük çekiyor” görüşü bulunabilir. Ya da bir öğretmenin “Ciddiyetle eğilir ve daha fazla gayret ederse, potansiyelini gösterebilir” önerisi yer alabilir. Kolayca heyecanlanabilir, diğerlerinin sözünü sık sık kesebilir, konudan konuya atlayabilir ya da aynı konu üstünde durmadan konuşabilirler. Öylesine coşkulu ve baskın tavırlıdırlar ki, bu yüzden yaşıtları tarafından karizmatik sosyal liderler olarak görülebilir ya da diğer bir olasılıkla zorba, inatçı ve şımarık olarak algılanırlar.

    Sık sık değişen ruhsal durumları, sinirli tartışmaları veya gözyaşlarıyla duygusal açıdan aşırı tepkiseldirler. Bir kez sinirlendikleri zaman öfkeleri hızla artar ve “Bir daha seninle asla konuşmayacağım”, “sen şimdiye kadar gördüğüm en kötü insansın” gibi ültimatomlara başvururlar. Evde aşırı duyarlı, saati saatine uymayan, isteksiz ve terslikler karşısında dayanıklılık göstermekte zorlanan kişilerdir. Bazı kızlar uyanmakta ve evden çıkmakta güçlük çeker, sonuçta sık sık okula geç kalır. Hayatlarından memnun olmadıklarını ve bunun “sizin hatanız” olduğunu açıkça söyleyebilirler. Bir başka yaygın başa çıkma yöntemi dağınıklıklarını, unutkanlıklarını ve kafalarının karışıklığını saklamak için yaşıtları arasında “aptal” bir kişiliğe bürünmektir. Sosyal bir lider olacak ya da kabadayılık yapacak kadar kendine güveni olmayanlar, diğerlerine yabancı kalmaktansa en azından ilişkiler kurmayı başaracakları daha itaatkar bir role bürünürler.
    Dikkat eksikliğinin öne çıktığı tip

    DEHS’li kızların büyük bir çoğunluğu dikkat eksikliğinin öne çıktığı tip grubuna girer ve büyük olasılıkla rahatsızlıkları teşhis edilmez. Genelde bu kızlar yaramaz olmaktan ziyade uysaldır ve akademik hayatlarında oldukça pasiftirler. Aşırı hareketsiz veya uyuşuk olabilirler. Hatta en uçta olanlar, uyku hastalığına tutulmuş gibi görünebilirler. Kültürel ortalamaların dışında görünmedikleri için öğretmenin dikkatini nadiren çekeceklerdir.

    Dikkat eksikliği olan bir kızın erken dönemlerde karnesinde “Çok tatlı bir kız. Sınıfta konuşmaya biraz daha gayret göstermeli” gibi yorumlar bulunabilir. Genellikle dikkati çekmekten kaçınan utangaç bir hayalperesttir. Sınıfta kendini ifade etmekten korkar, komik duruma düşeceğinden veya hata yapacağından endişe duyar. Sıklıkla kendisini sakar hisseder ve ürkekçe saçının bir ucunu parmağına dolayarak kıvırıp durur. Tercih ettiği yer sınıfın en arkasındaki sıralardır. Dalıp gitmiş, düşünceleri çok uzaklarda olsa bile öğretmeni dinliyormuş gibi görünebilir. Bu kızlar zorluklardan kaçınır, kolayca cesaretlerini kaybederler ve çabucak pes etmeye eğilimlidirler. Özgüven eksiklikleri başarısızlıklarına buldukları “Ben yapamam,” “Çok zor,” “Biliyordum ama şimdi hatırlayamıyorum” gibi mazeretlere yansır.

    Dikkat eksikliği olan kızlar okulla ilgili konularda büyük olasılıkla düzensiz, unutkan ve çoğunlukla kaygılı olurlar. Sınıf içi çalışmaları zamanında bitiremedikleri için öğretmenleri bezdirebilirler. Yanlışlıkla gerçekte olduklarından daha az zeki oldukları sanılır. Bu kızlar bir pojede gönüllü olmaktan veya teneffüslerde arkadaş gruplarına katılmaktan kaçınırlar. Bir hata yaptıkları takdirde diğer çocukların onları aşağılayacağından endişe ederler. Zaten hata yapacaklarından da emindirler. Gerçekte, en büyük korkuları sınıf önünde konuşmaktır; öğretmenle göz temasından kaçınmak için öğretmenin onların varlığını bir an için unutacağı ümidiyle gözlerini kitaplarına dikerler.

    Öğretmenle etkileşimleri kaygı yüklü olduğu için yanıtı bilseler bile kendilerini ifade etmekte güçlük çekerler. Bazen işitme güçlüğü çektikleri veya dil yeteneğiyle ilgili sorunları olduğu sonucuna varılır. Büyük olasılıkla, kaygıları konsantrasyonlarını bozarak geçici olarak konuşma dinleme yeteneklerini azaltır. Genellikle bu kızlar kendilerini rahat hissettikleri aile ortamlarında veya yakın arkadaşlarıyla böyle problemler yaşamazlar.

    Dikkat dağınıklığı olan, üstün zekalı ve öğrenme güçlüğü çekmeyen kızlarda DEHS çok geç farkedilir veya hiç farkedilmeyebilir. Bu zeki kızlar bilişsel güçlüklerle başa çıkacak yetenek ve kaynaklara sahiptir, ancak bu karmaşık bir lütuftur. Psikolojik sıkıntıları öğrenme veya bilinç dışı özümseme yoluyla içselleştirilir. Bu şekilde sorunlar açıkça belli olmaz, ama yaptığı zarar azalmaz. Bu kızların bir bölümü üniversite yıllarına veya daha sonrasına kadar farkedilmeyecektir ve bir çoğuna hiçbir zaman tanı konmaz-, birlikte yaşamak zorunda kaldıkları kronik stres, başarmak için harcanan zahmetli, gizli gayretlerin neden olduğu zarar kaygı veya depresyona yol açabilir.
    Konu Ayşe Turan BAL tarafından (07.Mart.2009 Saat 16:55 ) değiştirilmiştir. Sebep: düzenleme

  • #2
    Ayşe Turan BAL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    27.Şubat.2009
    Nereden
    Türkiye'nin kalbinden
    Mesajlar
    12,566
    @Ayşe Turan BAL







    DEHS’li kızlara ilişkin sorunlar

    Bu bölümün kalanında, gelişim devrelerine bakmaksızın DEHS’li kızlarda ortya çıkan sorunlar yer alacaktır.


    Olgunlaşmadaki gecikmeler

    DEHS’li kızlar gelişmelerinin her devresinde, toplumsal olarak kabul edilebilir bir hızla “yaşlarına uygun” geçişler yapmaya zorlanırlar. Her yeni gelişim devresiyle ustalaşılması gereken yeni beceriler ortaya çıkar. Ancak, DEHS’li kızlar bu becerileri kolaylıkla edinemez; doğrusu, gereken becerilerin bazıları, evde, okulda ve yaşıtlar arasındaki yan etkileriyle birlikte, işkence edercesine yavaş gelişir.

    DEHS’li kızların beceri gelişiminde üstesinden gelmesi gereken bir çok gecikme vardır. Tüm bu gecikmeler bir araya geldiğinde DEHS’li kızların yaşlarına göre neden olgunlaşmamış kabul edildikleri anlaşılır. Bu gecikmeler genellikle kendilerinden yaşca daha küçük çocuklarla oynarken duydukları büyük rahatlık veya küçük kardeşlerinin oyuncaklarıyla oynamaktan duydukları memnuniyet ile kendini gösterir. Saate bakarak zamanı okumayı, sol sağ ayrımı yapmayı ve çantalarını yerleştirmeyi öğrenmeleri daha uzun zaman alabilir. Bu becerileri kazanmak için destekleyici anne babaların rehberliğinde alıştırmalar yapılırken, başlangıçta bir çok ıstıraplı deneme yanılma yaşanabilir. Kendilerine sık sık “Neden herkese kolay gelen şeyler bana bu kadar zor geliyor?” sorusunu sorarlar.

    Anne ve babalar kızlarına herkesin kendine göre bir öğrenme hızı olduğunu hatırlatarak, yeni becerileri zamanla ve alıştırma yaparak kazanacakları konusunda güven vererek yüreklendirici ve destekleyici bir rol oynayabilirler. Genellikle, anne babalar kızlarına güven verebilecek duruma gelmek için, bir profesyonelden önce kendileri aynı güveni alma ihtiyacı duyarlar.

    Olgunlaşmadaki gecikmeler tipik olarak ergenlik ve yetişkinliğin erken dönemlerine kadar devam eder. DEHS’li kızlar 16 yaşında araba kullanmaya hazır olmayabilirler; üniversiteye gitmek için 18 yaşında evden ayrılmaya hazır olmayabilirler; DEHS’li olmayan kızlar kadar erken dönemde bağımsız yaşamaya yumuşak bir geçiş yapmaya hazır olamayabilirler. Bu farkın bilincinde olan anne- babalar, kızları yaşıtlarına “ayak uydurmaya” çalışmaktan bezdiği zaman ona daha rahatlıkla güven verebilir ve bağımsız yaşamak için gereken becerileri geliştirirken uygun biçimde destek olabilirler.


    Öğrenilenleri yeni durumlara uygulama

    DEHS’li bir çok kız belli bir durumda öğrenmiş oldukları beceri veya startejileri benzer bir durumda uygulamakta güçlük çeker. Örneğin, Ayşen, ertesi gün okuldaki çalışmalarını yapabilmek için, okul döneminde yeterince uyumanın ne kadar önemli olduğunu zamanla öğrenmiştir. Ancak, Ayşen Cumartesi sabahı önemli bir maçı olduğunu bildiği halde Cuma gecesini arkadaşı Sema ile geçirdiği zaman bu deneyiminden yararlanamamaktadır. Cumartesi sabahı yorgun kızını almaya gelen Ayşen’in annesi, söylenmek yerine “Böyle olacağını düşünmeliydin” der. Ne kadar zeki olursa olsun Ayşen’in somut hatırlatıcılara ihtiyacı vardır. “Geceyi Sema’larda geçireceksen, her koşulda saat onbirde yatakta olacağına söz vermelisin” gibi.

    Her yeni durum çözülmesi gereken yeni bir problem getirdiğinden, DEHS’li bir kızın kendisine önceden kestirilebilir bir dünya yaratması çok zordur. Kızın diğer durumlarda deneyimlerini genelleştirmesine yardımcı olmak amacıyla, dengeli bir yetişkinin birbiriyle ilgili deneyimler arasında köprü görevi görmesi gerekebilir. “En son geç yattığında ne kadar yorgun kalkmıştın hatırlıyor musun?” “Oyun sırasında dikkatli olmadığın için antrenörün sana nasıl kızmıştı, hatırlıyor musun?”


    Özdenetim

    Uygun davranışın yapı taşlarından biri olarak ihtiyaç duyulan en önemli bir diğer beceri özdenetimdir -kişinin belli bir durumda kendi tepkilerini gözlemleyerek, davranışını duruma göre değiştirmesi, düzeltmesi. Bu, DEHS’li kızların uyum içinde ustalaşmakta en çok güçlük çektikleri beceridir ve çok sayıda alıştırma yapmalarını gerektirir. Aynı zamanda, bu eksik olsa bile, bir çok insan tarafından var sayılan bir beceridir.

    Örneğin, DEHSli bir kız başkaları söz konusu olduğunda kavrayışlı olabilir veya belli durumlarda kendini gözlemleyebilir, fakat başka durumlarda kendi davranışını denetleyemeyebilir. Yeni uyaranla bağıntı kurmak DEHS’li kız için öylesine eziyetli ve ezici olabilir, öyle çok enerjisini bu konuya yöneltmek zorunda kalabilir ki, bu durumda kendi kendini gözlemlemek ikinci dereceye itilebilir.

    Anne babalar, öğretmenler ve profesyoneller “anında tekrar dinletme” yöntemiyle kızların daha bilinçli davranmasına yardım edebilir. Bu ilginç bir terapi tekniğidir; DEHSli kızlara diğerleriyle etkileşimleri sırasında kendi tepkilerini görme olanağı sağlayan bir video kamera kullanılır.



    Eşzamanlı olayların idaresi

    Bilişsel gelişmeyi kolaylaştıran yolda diğer bir DEHS sapağı ise aynı anda birden fazla şeyi idare etme güçlüğüdür. Tüm uyaranlar aynı ölçüde ilgi çekici ya da zorlayıcı olduğunda, DEHSli kızlar için öncelikleri belirlemek en zor işlerden biridir. O anda odaklandığı şey her ne olursa olsun (örn. Sınıfın camından görünen bir kedi), genellikle onunla rekabet eden uyaranı (örn; ev ödevini açıklayan öğretmen) dışlar. İnsanın çevresinde zengin bir uyaran kaleydoskopu fırıl fırıl dönmekteyken önceliği belirlemek çok zor bir iştir.

    Dış uyaranları süzgeçten geçirip içlerinden en önemli olanı seçmek gerçekten de zordur. Bu zorlayıcı bir karardır, çünkü toplum tarafından en önemli varsayılan bir ilgi odağı nesnesi, DEHS’li bir kıza ille de ilginç gelmeyebilir. “Doğru” uyaran onun beynini yeterince uyarmayabilir, bu nedenle o uyarana dikkat etme isteği duymayacaktır. O halde bu bilişsel çaba, dikkat dağınıklığı veya kısa dikkat aralıklarını ilgilendiren bir konu değildir; bu dikkati düzenlemek ve doğası gereği çok ilgi çekici gelen bir başka uyaranı eleyerek, dikkati daha az ilginç olan uyarana yoğunlaştırma becerisini göstermekle ilgilidir.

    Anne babalar ve diğerleri, aynı anda birden fazla şeyi dengede tutma konusunda güçlük çektiklerinin bilincine varmaları konusunda DEHS’li kızlara yardımcı olabilirler. Küçük bir çocuk oyuncakları-nı toplarken TV’nin kapatılması gerekebilir. Benzer şekilde, ergenliğe girmiş DEHS’li bir kızın aynı anda hem araba kullanıp, hem de konuşabilecek hale gelmeden önce sürücülük becerisini geliştirmek için, arabasında zihnini başka tarafa çekecek diğer arkadaşları olmadan daha uzun süre alıştırma yapması gerekebilir.

    Değişikliklerin (geçişlerin) üstesinden gelmek

    DEHS’li bütün çocuklar açısından bir durumdan diğerine geçişin ne kadar zor olduğu bilinmektedir. DEHS’li bir kız gün boyunca okul programına nihayet uyum sağladıktan sonra, karmakarışık servis otobüsü ortamı ile evde “boş” program-sız bir zaman akışıyla yüzyüze kalıverir. Okulda bütün gün kendini topladıktan sonra, evin güvenli kucağına ulaştığında fiziksel, zihinsel ve duygusal bir rahatlama vardır. Genellikle, “soğuması” için zaman verilmesi onun için en iyisi olacaktır. Bazı kızlar “açlıktan kıvranmakta-dır” (özellikle okul günü sonunda etkisini kaybeden uyarıcı ilaçlar alıyorsa bu geçerlidir). Evde yeni bir denge kurulmadan önce başka bir talepte bulunmaksızın, ona bir rahatlama süresi tanımak çok önemlidir.

    Anne babalar eğer eve geldikten çok kısa bir süre sonra başlanmazsa ev ödevinin asla bitmeyeceğinden korkarlar. Bu riske rağmen, DEHS’li kızların rahatlama süresine ihtiyaçları vardır. Daha küçük yaştaki bir kız dışarıda oynama veya TV karşısında gevşeme ihtiyacı hisseddebilir. DEHS’li genç kızlar genellikle kronik uykusuzluk çektiklerinden, ev ödevine odaklanmadan önce kısa bir şekerleme yapma ihtiyacı bile duyabilirler.

    .ALINTIDIR.
    www.hiperaktif.org

  • #3
    adıyaman - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    18.Ocak.2010
    Nereden
    Hatay-Adıyaman
    Mesajlar
    8,532
    @adıyaman







    çok teşekkürler


    BAK GÜZEL GÜNLER YOLA ÇIKMIŞ GELİYORLAR
    MEVLANA

  • YORUM BIRAKMAK İÇİN ÜYE OLMALISINIZ !

    ÜYE OLMAK İÇİN TIKLA

    Benzer Konular

    1. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunda Tanılama Süreci
      Konu Sahibi Ayşe Turan BAL Forum MAKALE-ARAŞTIRMA ve BİLİMSEL YAZILAR
      Cevap: 0
      Son Mesaj : 09.Ocak.2013, 13:25
    2. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu: Alt tipleri
      Konu Sahibi daymoonhelper Forum ÇOCUKTA RUH SAĞLIĞI
      Cevap: 1
      Son Mesaj : 10.Haziran.2011, 22:44
    3. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (İDEMER)
      Konu Sahibi Ayşe Turan BAL Forum ÇOCUKTA RUH SAĞLIĞI
      Cevap: 1
      Son Mesaj : 10.Haziran.2011, 22:32
    4. Hiperaktivite ve Dikkat Eksikliği Sendromu
      Konu Sahibi Ayşe Turan BAL Forum ÇOCUKTA RUH SAĞLIĞI
      Cevap: 1
      Son Mesaj : 10.Haziran.2011, 22:26
    5. Nedir bu dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu dedikleri?
      Konu Sahibi Ayşe Turan BAL Forum MAKALE-ARAŞTIRMA ve BİLİMSEL YAZILAR
      Cevap: 0
      Son Mesaj : 25.Aralık.2009, 00:18

    Yetkileriniz

    • Konu Acma Yetkiniz Yok
    • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
    • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
    • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
    •  

    Giriş

    Facebook ile Baglan Giriş