Dünyada sadece, Mozart ve J.S.Bach'ın da aralarında bulunduğu doğadaki tüm sesleri nota diline deşifre edebilme yeteneğine sahip olan 664 kişiden biri olarak gösterilen müzik dehası 13 yaşındaki otistik Buğra Çankır, piyano resitaliyle herkesi büyüledi.

Otistik dahi, "Daha yolun başındayım" dedi. Hatay'ın İskenderun İlçesi'nde yaşayan müzik dehası Buğra Çankır, Adana Otizm Derneği tarafından Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'nda düzenlenen 'Otistik çocuktan hiçbir şey olmaz. İşte Buğra bunun ispatı' isimli programda piyano resitali sundu.

13 eserden oluşan mini resitalı izleyenler Buğra'yı ayakta alkışladı. Resital sonunda, duygularını kürsüden dinleyicilere yazılı olarak okuyan Çankır, "13 yaşındayım, düzenli olarak 3 yıldır piyano çalıyorum. Daha yolun başındayım. Sizin için hazırladığım resitali umarım beğendiniz. Otistikte olsam, bir şeyleri başarabileceğimizi göstermek istedim. Benim gibi olanlara bir örnek, bir umut olmak istedim" dedi.

Buğra'nın konuşmasının ardından kürsüye çıkan Adana Valisi İlhan Atış ise, Buğra Çankır'ın her zaman destekçisi olacağını belirtti.

Buğra Çankır, herkesi kendine hayran bırakmasına karşın otistik olduğu için Türkiye'deki üniversitelerdeki konservatuarlar tarafından özel eğitmen bulunmadığı gerekçesiyle kabul edilmiyor.

Başarısından dolayı Kraliyet Ailesi tarafından İngiltere'ye davet edilen Buğra Çankır, Kraliyet Ailesi'nin 15 Ocak 2008'de, Chambrige Üniversitesi'nin ise Londra'daki 8 Ekim 2008'de düzenleyeceği müzik yarışmasına katılacak.

Tüm eserleri deşifre ediyor

Resital sonunda gazetecilerin ilgi odağı olan Buğra'nın makine mühendisi babası 44 yaşındaki Kemal Çankır ile tarih öğretmeni annesi 43 yaşındaki Necla Çankır, müzik dehası olan çocuklarına sahip çıkılmamasından yakınıyor.

Türkiye'de Buğra'nın özel şartlarda eğitim alabileceği alt yapısı hazırlanmış bir eğitim kurumu bulunmadığını belirten baba Kemal Çankır, otistik oğlunun bilgisayar kullanımında da çok yetenekli olduğunu belirterek, "Buğra'nın Allah tarafından verilmiş engelleri var. Yıllardan beri bu engellerle uğraştık. Bir de sistemin engellerine takılınca hazmedemez hale geldik" dedi.

Buğra'daki özellikleri 3 yaşındayken fark ettiklerini belirten baba Çankır, şunları söyledi:

"İstanbul'daki psikologu 'Çok hoş parça mırıldanıyor. Bir müzik öğretmenine danışalım' dedi. Birini bulduk, ancak Buğra istemedi. Bu kez org aldık ve Buğra birkaç parçayı nota bilmeden hemen çaldı.

Hatay'a gelince, çalıştığım okuldaki müzik öğretmeniyle tanıştık. Buğra'ya ders vermeye başladı. Buğra'nın kulağının 'absolute pitch' (mutlak kulak) olduğunu söyledi.

Bu, Mozart ve J.S. Bach gibi ünlü müzisyenlerin, günümüzde Fazıl Say'ın sahip olduğu söylenen, milyonda bir rastlanan, doğadaki tüm sesleri nota diline deşifre edebilme yeteneği. Buğra her sesin karşılığını verebiliyor. Bu bir kuş sesi, dalga sesi, cam kırılması ya da çığlığınız olabilir.

Bardağa vurup Buğra'ya 'Hangi nota?' diye sorduğunuzda, 'La' diyebiliyor. Buğra'ya UCSF (California Üniversitesi, San Francisco) Genetik Araştırma Merkezi'nin dünya üzerindeki 'absolute pitch' özelliğini tespit etmek üzere hazırladığı testi uyguladık.

Aldığımız e-postada Buğra'nın bu testi geçen dünyadaki 664 kişiden biri olduğu yazılıydı. 2004'te Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuarı'na başvurduk ve sınavdan önceki kursa kayıt yaptırdık. Kursun ilk gününde solfej öğretmeni Buğra'nın yeteneğini hemen fark etti ve diğer öğretmenleri çağırdı.

Pek çok öğretmenin teorik olarak kitaplarda okuduğu ve canlı bir örneğini görmediği 'absolute' bir öğrenci vardı karşılarında. Bir hafta Buğra'yı konuştular. Buğra yetenek sınavını kazandı, ancak seçme sınavında eğitmen olmadığı için elendi."

Türkiye'de oğlunu eğitebilme umudunu yitirdiğini ifade eden Çankır, "Bu nedenle yeni arayışlar içerisindeyiz, aslında bizim istediğimiz çok fazla bir şey değil. Buğra'nın okuma hakkını alabilmesi ve bu yolda gidebildiği yere kadar gitmesini istiyoruz ve bu anlamda devletten yardım bekliyoruz" şeklinde konuştu.

'Buğra bize Allah'ın bir hediyesi'

"Buğra'ya birebir öğretmek gerekiyor. Kendi duyularıyla, deneyimleriyle öğrenemiyor. Ona 1 ay boyunca çiçek resmi çizdim. Sonunda ağzından 'çiçek' sözcüğü çıktı. İlk kez konuşuyordu. Sonra harfleri ve heceleri verdim. Böylece konuşmayı söktü" diyen anne Necla Çankır ise şunları söyledi:

"Buğra'yı, ODTÜ'de işletme okuyan diğer oğlum Burak'tan hiç ayırmadım. Dizlerimin arasında ona okumayı öğrettim ve Buğra beni her defasında ödüllendirdi. Böyle bir evlada sahip olduğum için gurur duyuyorum.

Biz devletten maddi olarak bir şey beklemiyoruz, tek isteğimiz Buğra'nın eğitimini gerektiği gibi alabilmesi. Buna onun da hakkı var, o da bir insan. Öyle inanıyorum ki; Buğra bize Allah'ın bir hediyesi. Biz oğlumuzdaki olağanüstü bu yeteneği fark ettikten sonra böyle düşünmeye başladık.