HİPERAKTİF ÇOCUKLARDA OLUMLU ÖZELLİKLER-2


             

Ä°letiÅŸim


 05xx xxx xx xx


vbnetron


[email protected]

×

HİPERAKTİF ÇOCUKLARDA OLUMLU ÖZELLİKLER-2

  • #1
    Rabia PEKKAN (rpekkan) - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    08.Mart.2009
    Nereden
    Antalya
    Mesajlar
    15,760
    @Rabia PEKKAN (rpekkan)



    HİPERAKTİF ÇOCUKLARDA OLUMLU ÖZELLİKLER-2





    4. DEĞİŞEBİLİRLİLİK

    Hiperaktifler sürekliliği devam ettirmekte zorlanırlar. Hiç kimsenin başaramayacağı olayları başarırlar. Zekâları ve yaratıcılıkları çok ön planda oldukları için, olmayacak gibi görünen pek çok olayı başarırlar ve problemleri çözerler. Hatta en zor, kimsenin çözemeyeceği problemlerin altından rahatlıkla kalkarlar. Bazen inanılmaz işler başarırlar. Kimsenin yapamayacağı işleri üstlenirler. Bu zor işlerin üstesinden gelirler. Fakat işlerin sürekliliğini götürürken zorlanırlar ve süreklilik sağlayamazlar. Bir süre sonra sıkılırlar, bıkarlar, yorulurlar, havlu atarlar. Çoğunlukla aileleri ve çevrelerindeki kişiler onların maymun iştahlı olduklarını söylerler. Hatta çabuk sıkılıp, iş değiştirdikleri için onları eleştirirler. Çok hızlı konu değiştirmek isterler. İş yaparken de işten işe atlarlar. Bir işi bitirmeden ikinciye veya üçüncüye atlarlar. Örneğin aynı anda pek çok kitabı okumaya başlarlar her bir kitaptan 3/5 sayfa okurlar, birinden sıkılıp diğerine okumaya geçerler dolayısıyla kitapları bitiremezler. Ellerinde yarım bıraktıkları pek çok kitap vardır. Pek çok işi aynı anda yapmak isterler. Bir işle yetinmezler. Aynı anda iki, üç, dört işi birlikte yapmak isterler. Yaptıkları işlerden sıkıldıkları için iş yaparken değiştirmek onları rahatlatan ve yaptıkları işe olan konsantrasyonlarını arttıran bir durumdur. Bir işte sıkıldıklarında dikkatleri kaybolur veya azalır. Yeni işe geçtikleri zaman dikkatleri taze ve yoğundur.
    Grup içinde olmak, grupla iş birliği yapmakta onların hoşuna gider. Grup içinde olmak onları motive eder, hızlandırır. Onlar yarışmaktan hoşlanırlar. Grup çalışmaları aynı zamanda yarışma ruhunu desteklemektedir. Yarışmaktan hoşlanırlar, ama kıyaslanmak ve kaybetmekten hoşlanmazlar.

    Bir çocuğun annesi şöyle bir durumdan bahsetti. Çocuğu ders çalışırken bir metot geliştirmiş çocuk üç ayrı masaya ders notlarını yerleştirmiş. Bu dersler sırasıyla matematik, Türkçe ve fen bilgisi dersleridir. Çocuk bu derslerle ilgili kitap, not, defter ve materyalleri ayrı ayrı masalara yerleştirmiş. Önce birinci masada on dakika matematik çalışıyor. Matematikten sıkıldığında hemen ikinci masaya geçip bu defa Türkçe çalışmaya başlıyormuş. Bundan da sıkıldığında üçüncü masaya geçip fen bilgisi derslerine çalışmaya dönüyormuş. Bu çalışma biçimi hiperaktif çocuk için çok uygun yani sıkıldıkça değiştiriyor. Yani konsantrasyonu azaldıkça yeni, farklı bir konuya veya alana geçip azalan konsantrasyonunu yeniden şarj edip, dolduruyor. Beyni bu yeni yöneldiği konuya daha kolay konsantrasyon gösteriyor, sıkıntı kayboluyor. Her yeni olayda, konuda, derste zihni yenileniyor veya yeniden şarj oluyor. Böylece zaman kaybetmeden dersler bitiyor. Ve her bir ders verimli ve kalıcı bir biçimde öğrenilmiş oluyor. Burada aile çocuğun oluşturduğu bu öğrenme modeline tepki gösteriyor. Böyle çalışma olur mu? Böyle çalışırsa öğrendiklerini tam öğrenemez, birbirine karıştırır, önce öğrendiği tam bitmediği, tamamlanmadığı için eksik öğrenme olur. Çocuğun kafası karışır diye düşünüp korktukları için çocuğa böyle çalışmayı yasaklamışlar ve yasaklama sonucunda çocuğun ders başarısı düşmüş. Okul notları yavaş, yavaş aşağı inmeye başlamış ve aile çocuğu terapiye getirdiklerinde bu ders çalışma modelini çocuğun geliştirdiğini ve kendilerinin yasaklama yoluna gittiklerini söylemişlerdir. Ailenin bu durumu yasaklama nedeni çocuğun kafasının karışacağı ve iyiyi öğrenemeyeceğidir. Ama bu çocuk bu yöntemle yani kendi beyninin çalışmasına uygun olan bu metotla daha yüksek başarı göstermiştir. Ailenin yasaklamasıyla ise bu gösterdiği başarı azalmıştır. Aile başarısı artacak diye düşünürken tam tersi durum ortaya çıkmıştır.
    Hiperaktif çocukların dikkati belli bir süre, bir noktaya yoğunlaşır. Bir süre sonra dikkatleri azalmaya başlar, bir süre sonrada dikkat sıfırlanır, konsantrasyon kaybolur. Yeniden bir olaya konuya başladıklarında ise dikkat fazlalaşarak yoğunlaşır. Bu çocuğun uyguladığı yöntem onun beyninin işleyişine tamamıyla uygundur. Bu durum bir maymun iştahlılık değildir. Dersler bu çocukların beyinlerinin çalışma biçimine uygun olarak verildiklerinde bu çocuklar için öğrenme hem kolaylaşmış, hem hızlanmış olur. Yani hayatı kolaylaşmış olur. Yani bu örnekte olduğu gibi çocuk ailesiyle beyninin işleyiş biçimi arasına sıkışıp kalmamış olur. Hayatta süreklilik başarıyı getiren faktörlerden biridir. Örneğin çok iyi, başarılı ürünü olan şirketlerin kapılarında kuruluş yılları yazar ve şirket sahipleri ise bu tarihin eski oluşuyla gurur duyarak övünürler. Bu ürünün başarısı yılların verdiği deneyimlerimize bağlıdır derler. Yıllara meydan okuyabilmiş bir müessese her türlü tecrübeden bir şeyler öğrenerek mükemmeliyetçiliğe doğru gider. Hayatta sürekliliği sağlayabilmek çok önemlidir. Bir nevi olgunlaşma, pişme, mükemmellik seviyesine ulaşmak anlamına gelir. Zorlukları aşmış, onların üstesinden gelmiş olduğunun bir göstergesidir. Kişi bunu başardıkça hiperaktif özelliklerini aşmıştır. Bu sorununu artık çözmüş ve sorun olmaktan çıkartmıştır

    5. SOSYALDİRLER

    Özellikle her sınıfta en az bir tane bu özelliği taşıyan çocuğun bulanabilme riski yüksektir. Bazen aynı sınıfta benzer özellikler taşıyan birden fazla çocukta olabilmektedir. Bir sınıfta bir çocuk bile kendisinin, arkadaşlarının ve öğretmeninin dikkatini bozabilmekte ve onları sinirlendirebilmektedir. Psikolog veya okulun rehber öğretmeni, bu tür özelliği olan çocukların birbirinden uzakta oturtulmasını öğretmenlerinden istemektedir. Öğretmenleri ne kadar uzak oturtursa da onlar yine sıraları, masaları atlar, mesafeleri aşar birbirlerine girerler. Zaman zaman birbirlerine karşı kızar küser veya saldırgan davranışlar gösterirler. Aynı bir mıknatısının iğneleri çektiği gibi onlarda her ortamda ve durumda birbirlerini bulurlar. Yan yana oturmak yakın arkadaş olmak isterler. Bazen birbirlerinden hoşlanırlar. Bazen de birbirleriyle sert, kırıcı eleştiriler, tartışmalar, kavgalar içine girebilirler. Aileleri sakin, sessiz, uslu, efendi çocukları değil de; nerede huysuz, hırçın, söz dinlemez, hareketli çocuk varsa onları bulurlar ve onlarla oynarlar. Sakin ve sessiz çocuklardan hoşlanmazlar demektedirler. Bir süre sonra kendileri gibi çocuklarla aralarında tartışmalar, gerginlikler, kıskançlıklar, kavgalar yaşarlar. Başlarda birbirlerini çok sevmelerine rağmen bir süre sonra küserler ve ilişkileri biter. Hatta çok sert tartışmalar yaşarlar. Böyle durumlarda sınıfta hem kendileri dersi dinleyemez hem de öncelikle yanlarındaki ve sonra sınıftaki tüm arkadaşlar bu durumdan olumsuz etkilerinler.
    Öğretmenlerinin de dikkatini ve siniri bozabilirler. Öğretmen bazen onlara dur, otur, sessiz ol demekten dersi yapamaz. Bazen de onlar için o kadar sevimli, esprili çocuklar ki onlara kızamıyorum, hemen gönlümü alıyorlar, özür diliyorlar, bir daha yapmayacaklarını dile getiriyorlar. Bazen onlara zayıf verirken zorlanıyorum. Bazı durumlarda motive olmaları için yarım not fazla verdiğim bile oluyor demektedirler.
    Bazen öğretmenlerine bu giysi size çok yakışmış. Bunu nereden aldığınızı anneme de söyleyebilir misiniz o da alsın ya da bu renk size çok yakışmış gibi iltifatlar yaparlar. Ya da eşiniz rahatsızdı iyileşti mi? Çabuk iyileşmesi için ona benim ilacımdan verebilir miyiz? Diyebilirler. Öğretmenlerine özel şahsi konularda sorular sorabilirler.

    6. FARKLI OLMA

    Hiperaktiflerde farklı olma isteği ön plana çıkar. Onlar başkalarının yaptıkları şeyleri yapmaktan hoşlanmazlar. Başkalarını taklit etmek istemezler. Yapılan işin kendine has, farklı, özel, özgün olmasını isterler. Taklit etmek istemezler. Yaptıkları her şeye kendilerinden bir şey katarlar. Bazen ufak bir şey katmak yeterli olabilir. Bazen de tüm olayı değiştirmek, yeniden yapılandırmak isteyebilirler.
    Başkalarının arkasından gitmek istemezler. Kendileri bir yol oluştursun başka kişiler onları takip etsin isterler. Herkesin yaptığı yapmaz, gittiği yoldan gitmezler. Örneğin hiperaktif bir çocuğun psikologu veya öğretmeni bu logoyu yap veya bu resmi aynı şekildeki gibi boya dediğinde onlar hemen ben bunun aynısını yapmasam da kendi istediğim şekilde yapsam olur mu diye sorarlar. Annelerde bu konudan bahsetmekte ve şöyle demektedirler; “benim aynısının yapılması veya boyanmasını gerektiren şekilde aldığım oyuncakları hep kendi hayalindeki gibi yapmak istiyor”.

    7. HAYAL GÜCÜ

    Hayal güçleri geniş ve zengindir. Her konuda fikirleri vardır. Beyinlerinin bu bölümü kendiliğinden hızlı ve güçlü bir üretim yapar. Bu üretimin sonu yoktur. Her şeyde kendilerinden ileri gelen bir farklılık görebilirler. 2–3 yaşlarında ufacık bir çocuğa bana bir hikaye anlatabilirmisin derseniz, hemen size bir çok değişik hikaye anlatabilir. Örneğin ona bir masal anlatın o da bu masalı değiştirir ve size birkaç ayrı masal anlatır. Kalem veya boya verdiğinizde siz şunu yap demeden önce o şunu yapabilirmiyim diye size sorar. Logo, pazıl, yapboz gibi kendinin yapılandırabileceği oyuncaklardan hoşlanır ve bu tür oyuncaklarla uzun süre oynayabilir. Şiir, öykü, hikaye, roman, deneme yazıları yazar. Birlikte oynanan oyunlarda kendisi değişiklik yapmak ister. Ödevlerini yaparken geniş kaynaklar kullanmaktan hoşlanır. Kendisine hikayeler, masallar anlatılmasını sever ve ısrarla ister. TV, çizgi film, çizgi romanları severler. Kendileri de senaryolar yazarlar ve film çekmek isterler. Özellikle fen derslerinde yapılan deneylerden hoşlanırlar. Evde kendileride deneyler yaparlar. Zaman zaman deney kazaları da yaşarlar. Ama bu kazalar onları yıldırmaz, daha da motive eder. Evde annelerine, okulda öğretmenlerine çok soru sorarlar. Buluşları, keşifleri, kaşiflerin hayatlarını anlatan kitapları okur, bu tür filmleri seyretmeye doyamazlar. Buluşlarla ilgili oyuncaklarla oynamayı severler. İsim şehir gibi oyunlardan, bilmecelerden, dedektif hikayelerinden çok hoşlanırlar. Kendileride dedektif hikayeleri, bilmeceleri oluşturabilirler. Saklambaç gibi oyunlardan, macera ve aksiyon filmlerinden hoşlanırlar. Böyle bir film seyrettiklerinde yada kitap okuduklarında hemen ya şurası şöyle olabilirdi derler ya da kendileri yeni bir senaryo yazarlar. Resim yaparken kendilerinden geçerler. Resim dersi hiç bitmesin isterler. Resim dersinde kendilerine özgürlük veren hocalardan daha fazla haz alırlar. Hatta yemek yerken bile yemekleri süslerler. Tabakları, sofrayı süslerler. Yemeklerden karışımlar yaparlar. Bazen güzel bazen de çok korkunç tatsız yiyecekler yaparlar. Kahvaltıda bile yiyecekleri karıştırır, karışımların tadına bakarlar. Müzik dinlerken bu parçada piyanoda olsaydı veya piyano şurada devreye girseydi derler.
    Çevrelerinden zaman zaman her şeyi sen mi biliyorsun, her şeye niye karışıyorsun gibi eleştiriler alırlar. Bu eleştirilere hak verseler bile yine buluşlar yapmaktan kendilerini alamazlar. Lügatlerinde olmaz kelimesi yoktur. Hep bir deneyelim bakalım derler. Hiç olmayacağı her yönü ile görülen konuları bile denemekten kaçınmazlar. Leonardo, Rafael, Michelangelo, Fatih Sultan Mehmet gibi kişilerin bu özellikleri taşıdıkları düşünülmektedir. Fatih'in İstanbul'u almak için gemileri kızaklarla karadan götürmesi hem yaratıcılığı hem de hayal gücünü vurgulamaktadır. Tüm okudukları roman ve hikayelerdeki kahramanları ve onların yaşadıkları dönemi çok kolay hayal edebilirler.

  • #2
    adıyaman - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    18.Ocak.2010
    Nereden
    Hatay-Adıyaman
    Mesajlar
    8,532
    @adıyaman







    çok teşekkürler


    BAK GÜZEL GÜNLER YOLA ÇIKMIŞ GELİYORLAR
    MEVLANA

  • YORUM BIRAKMAK İÇİN ÜYE OLMALISINIZ !

    ÜYE OLMAK İÇİN TIKLA

    Benzer Konular

    1. HİPERAKTİF ÇOCUĞUN ANILARI
      Konu Sahibi Rabia PEKKAN (rpekkan) Forum ÇOCUKTA RUH SAĞLIĞI
      Cevap: 1
      Son Mesaj : 10.Haziran.2011, 22:40
    2. HİPERAKTİF ÇOCUKLARDA OLUMLU ÖZELLİKLER-1
      Konu Sahibi Rabia PEKKAN (rpekkan) Forum ÇOCUKTA RUH SAĞLIĞI
      Cevap: 1
      Son Mesaj : 10.Haziran.2011, 22:37
    3. HİPERAKTİF ÇOCUKLAR
      Konu Sahibi çağatayaktay Forum ÇOCUKTA RUH SAĞLIĞI
      Cevap: 1
      Son Mesaj : 10.Haziran.2011, 22:29
    4. HİPERAKTİF TEDAVİSİ GELECEĞE YATIRIM
      Konu Sahibi çağatayaktay Forum ÇOCUKTA RUH SAĞLIĞI
      Cevap: 1
      Son Mesaj : 10.Haziran.2011, 10:59
    5. HİPERAKTİF ÇOCUKLARDA OLUMLU ÖZELLİKLER
      Konu Sahibi Rabia PEKKAN (rpekkan) Forum ÇOCUKTA RUH SAĞLIĞI
      Cevap: 2
      Son Mesaj : 10.Haziran.2011, 10:53

    Yetkileriniz

    • Konu Acma Yetkiniz Yok
    • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
    • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
    • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
    •  

    Giriş

    Facebook ile Baglan Giriş