Kızım 16 aylıkken yazdığım bir başka yazı.
Rabbim hepimizin evlatlarını bizlere bağışlasın.
Teşekkür ederim hepinize.
ir yılı daha geride bıraktık! Biz bir sene daha yaşlandık, kızım biraz daha büyüdü. O büyürken bize de bir şeyler öğretiyorlar. Annelik gerçekten "bir kadının yeniden hayata geliş" öyküsü... Bu hikayede her geçen saniye çocuğum sayesinde bir şeyler öğreniyorum. 2008`yi geride bırakırken bir anne olarak neler öğrendiğimin listesini yaptım. Listeye bakınca sadece bu yılın değil geçmiş 16 ayın bilânçosu için şükrettim. Ne hamilelikte yaşanan sıkıntılar, ne uykusuz geceler, ne emzirme sorunları... Hiçbiri akılda kalmıyor. İster büyük, ister küçük olsun her sıkıntı çocuğunuzun bir öpücüğü ile uçup gidiyor. Sevgili kızım İrem`e bana kazandırdıkları için teşekkür ediyorum. İşte İrem`in gelişiyle değişen Özge`nin fark ettikleri:
- Ortalık darmadağınık olduğunda "Özür dilerim annecim" deyip, yanağıma bir öpücük kondurduğunda kandırılabileceğimi,
- Küçük bir top haline getirilmiş kâğıtların bana "iyi ki doğdun anne" diye verildiğinde nasıl da tek taş yüzük almış kadar mutlu olabileceğimi,
- Gece yanımızda yattığında tam da attığı tekmelere söylenirken birden kollarını boynuma doladığında "huzur" kelimesinin gerçek manasını anladığımı,
- Yemek yedirme konusunda Türk genleri taşıdığımı ve bu sebeple en lüks restoranın ortasında trencilik oynayabileceğimi,
- Bir kliniğin ortasında çocuğum sıkılmasın, koşuşturduğunda laf gelmesin diye onunla "Kurt Baba", "Kutu kutu pense" gibi oyunlar oynayacak kadar etrafa aldırmadığımı,
- Bez Bebek dizisini günde 5 kereden yılda 3789 kere söylenmeden izleyebildiğimi!
- Ortaokulda bile resim derslerinden kaçıp bir çizik bile atmamışken kızım için bir senede 3 resim defteri dolusu resim yapabileceğimi,
- Bir kitabı 387 kere bıkmadan okuyabildiğimi!
- Bazen kendimi sabırsız sansam da her "niye", "neden" sorusuna usanmadan yanıt verebilme yeteneğimin olduğunu,
- Ailece DVD seyrederek de en az sinema kadar keyif alabileceğimi,
- Kızım, "benim babam süperdir" dediğinde yaptığım seçimden ötürü kendimle gurur duyduğumu ve eşime sadece iyi bir eş değil aynı zamanda "süper baba" olduğu için - her zaman dile getiremesem de - her an teşekkür ettiğimi,
- Çalışma hayatımı bile İrem`e zaman ayırmak üzerine kurmama rağmen kendimi yetersiz bir anne hissettiğimde "seni seviyorum annecim" demesi ile kendime olan inancımın arttığını,
- Mısırların patlamasını izlemesinin gayet de eğlenceli bir şey olduğunu!
- Yemek yedirme konusunda son derece yaratıcı fikirlerimin bulunduğunu
Mickey Mouse`a kabak dolması yedirmek, Minnie`ye oyuncaklarını toplattırmak, Donald Duck`ı kolluklarıyla korkmadan denizde yüzdürmek gibi gayet güzel mesaj kaygılı masallar uydurabildiğimi
- Salonu bir saat içinde 5 kere topladıktan sonra dağınıkken de mutlu kalabileceğimi
- Kızımın eli yandığında o yanığı kendi kalbimde hissedebileceğimi
- Arabada sıkılmasın diye her 10 dakikada bir yeni bir şarkı besteleyebildiğimi
Ve daha bunlar gibi onlarca fark ettiğim yeni şeyler olduğunu öğrendim...