Çocuklarla İletişim: Çocuğunuzla Empati Kurun

İletişim, 7’den 70’e tüm bireyler için farklılık gösteren, kendine has denge ve yöntemleri olan zor bir zanaattır. Hele söz konusu çocuklarla iletişim olunca iletişimde birbirimizi anlamak ve anlatmakta en çok kullandığımız sözel ifadeler yeterli olmayabilir. Çocuklarla iletişimde anlaşılması gereken 3 önemli süreç vardır. Bunlar, “olayları çocuğun penceresinden görebilmek”, “olay ile duygular arasındaki farklı keşfetmek”, “hem fikir olmak”. Çocuklar, olaylar karşısındaki hislerini kelimelerle ifade etmekte yetersizdirler. Bu nedenle onların söylemediklerini anlamak, kurdukları cümlelerin altında yatan gizli anlamları keşfetmek ve empati kurmak sizin yapmanız gereken bir şeydir. Adım adım ilerlemek gerekirse…

1- Olayları Çocuğun Penceresinden Görebilmek
İletişim, bir alışveriştir. Hiçbir alışveriş tek taraflı gerçekleşemez. Bu nedenle iletişim söz konusu olduğunda olaylara, ya da anlatılanlara sadece kendi pencerenizden bakmamalısınız. Çocuğunuzla kurduğunuz iletişimde olay ya da konuları sizin nasıl değerlendirdiğinizden ziyade çocuğunuzun penceresinden olayın nasıl göründüğünü anlamaya çalışmak önemlidir. Elbette sizin bilgi ve deneyimlerinizi çocuğunuza ışık tutacaktır ancak öncelikle yapılması gereken çocuğun olaya bakış açısını yakalamaktır. Bu da empati kurmanın ilk adımıdır.

2- Olay İle Duygular Arasındaki Farklı Keşfetmek:
Çocuğunuz sizinle iletişim kurduğunda, anlatmakta olduğu olaydan çok, onun bu olay karşısındaki duyguları ile ilgilenmelisiniz. Aynı olayın farklı kişilerde farklı duygulara neden olması, duyguların olaylarla birebir bağlantılı olmayabileceğini gösteriyor. Olay hakkında değil de o anki duyguları hakkında konuşmak, onun negatif düşünce kalıplarını da ortadan kaldırabilecek etkili bir yoldur.

3- Hem Fikir Olmak


Çocuğumuz bize bir şey söylediğinde en önemli beklentisi onunla aynı fikirde olmamız, onu ikna etmemiz veya karşı çıkmamız değil, sadece onu anladığımızı belli etmemizdir. Örneğin bir çocuk “çok mutsuzum” dediğinde onu asla mutlu olduğuna inandırmaya çalışan açıklamalar fikrini değiştirmeyecektir. Mutlu olduğu ile ilgili her söylenene bir karşılık verecektir. Yapabileceğimiz tek şey, onun böyle düşünmesine neden olan duyguları anladığımızı göstermektir.

Çocukla İletişimde Çocuğun Duygu ve Düşüncelerini Anlamak...

Çocuklar güçlü duyguların ortasındayken kimseyi dinlemezler. Öğüt, avuntu ya da yapıcı da olsa eleştiriler istemez. Sadece onu anladığımızı belli etmemizi isterler. Bunun yanında her şeyi açıklamalarına gerek kalmadan, onları anlamamızı isterler. Bu, onun hissettiklerinin sadece bir kısmını açığa vurduğu, bizim de gerisini anlamamız gereken örtülü mesajların keşfedilmesini gerektiren bir oyundur.

Bir çocuk bize arkadaşım bana vurdu dediğinde ona “kim bilir sen ne yaptın da vurdu” gibi ayrıntıları sormamız ise yaramadığı gibi onun savunma mekanizmalarını da harekete geçirecektir. “çok üzgünüm demenize de gerek yok. Sadece onun utanç, acı ve intikam duygularını anladığımızı belirtmemiz yeterli. Peki, ne hissettiğini nereden bileceğiz? Ona bakarak, onu dinleyerek ve kendi duygularımızdan yararlanarak.

Bir çocuğun arkadaşlarının yanında utandırıldığında ne hissettiğini hepimiz biliriz. Cümleleri kurma şeklimiz çocuğa, onun hissettiklerini anladığımızı göstermek adına yeterli olacaktır. “çok kızmış olmalısın, haklısın”; “bu seni incitmiş olmalı”; “anlıyorum senin için kötü bir gün olmuş” gibi cümlelerle olayda çok duygulara yaklaşmayı ve hislerini paylaştığınızı aktarabilirsiniz. Bu tarz olaylarla incinmiş ve üzüntü hatta öfke yaşayan çocuğa duygularının önemsiz olduğunu belirten cümleler kurmamalısınız. “böyle hissetmen için bir sebep yok” gibi cümlelerle kurulmaya çalışılan diyalog, çocuğunuzla kuracağınız iletişimin başlamadan bitmesine neden olacaktır. Böylesi bir yaklaşım çocuğa hislerinin hiçe sayıldığı izlenimini verecektir. Ya da “böyle hissetmen çok kötü” gibi bir cümleyle çocuğa yaklaşmak, olayla ilgili hissettiklerinin aslında gereksiz olduğu ifadesini taşıyacağından, çocuk sizinle iletişimde sizin onu anlamadığınızı düşünecektir. Her şeyden önce çocuğunuz her nasıl hissediyor olursa olsun, bu hissi yok sayamayız ve çocuğun da yok saymasını bekleyemeyiz. Bunlar güçlü duygulardır ve yasaklayarak ya da yok kabul ederek ortadan kaldırılamazlar. Yapılması gereken, empati kurarak anlayış ve sevgi dolu bir yaklaşımla hislerin etkisini azaltmak ya da uçlarını törpülemeyi sağlamaktır.


.alıntıdır.