ÇOCUK EĞİTİMİNDE AİLE TİPLERİ VE SOSYAL ETKİLERİ NELERDİR?
Aile,” en küçük toplumsal kurum” diye tanımlanır. Ana baba çocuklardan oluşan bu kurumun, yasalarla saptanan görevlerinin yanında, geleneklerle belirlenen birçok görevi de bulunmaktadır. Görevleri yönünden, aileye üç değişik açıdan bakmak gerekmektedir.
1-Aile her şeyden önce, eşlerin duygusal ve cinsel gereksinimlerini karşılayan yasal bir birliktir.
2-Aile ortak amacı, çıkarları, inançları, kuralları olan bir insan kümesidir.
3-Aile, çocukların beslenip bakıldığı ve eğitildiği bir ortamdır.(Yörükoğlu,1998) Bu üç unsurdan bizim üzerinde duracağımız konu aile tiplerinin çocuk eğitimindeki yeri konusu olacaktır. Bu nedenle çocuk eğitiminde aile çok önemli bir konuma sahiptir. Çünkü çocuğun doğduğu, büyüdüğü, sosyalleştiği, ilk eğitim aldığı yerdir aile. Bu nedenle ailenin yapısının, ailenin büyüklüğünün, aile tiplerinin çocuk eğitiminde önemli fonksiyonları bulunmaktadır. Çocuğun kendi kendini yöneten ve kendine yeten, özgüven sahibi bir birey olması büyük ölçüde ona sağlanan fırsatlar ve yetiştiği aile ortamına bağlıdır. Her anne babanın kendi ebeveyninden gördüğü eğitim şekli, toplum kabulleri, ruhi yapısı ve buna benzer etkenler tarafından kazandığı bir terbiye metodu vardır. Çoğu aile hâli hazırda uygulamakta olduğu terbiye metodunu sorgulamaz veya sorgulamak istemez. Böyle bir tutum, karşılaşılan problemlerin her zaman çocuktan kaynaklandığını düşünmeden dolayı olabileceği gibi, ailenin çocuk yetiştirme hususunda çok ilgisiz kalmasından da kaynaklanabilir. "Çocuk anne baba elinde bir emanettir. Mum gibi her şekli alabilir. İyi tohum ekilirse din ve dünya saadetine kavuşabilir.” der Gazali. Burada aile tiplerinin çocuk üzerindeki etkilerini ele alacağız. Çünkü aile tipleri çocuk eğitiminde farklılık göstermekte ve her aile tipinin kendi dünya görüşleri doğrultusunda çocuk eğittikleri kaçınılmazdır. Aile tipleri sonucunda hangi aile tipinin çocuk yetiştirmede daha faydalı olduğu kanısı oluşacaktır. Ebeveynlerde buna göre hangi aile tipi doğruysa o yaklaşımı benimsemeleri önerilecektir.

Aşırı Baskıcı ve Otoriter Aile Yaklaşımı:
İnsan davranışları, şüphesiz, disiplin anlayışı çerçevesinde belirli ölçülerde sınırlandırılmaktadır. İnsanın istediği her davranışı gerçekleştirmesi mümkün değildir. İstenilen her davranışın gerçekleştirildiği bir ortamda hürriyetten, sağlıklı toplum ve kurumdan söz edemeyiz. Dolasıyla insanların bir arada yaşayabilmeleri için, öncelikle diğer bireylerin haklarına saygı duymaları gerekmektedir. (Kıncal,1999) Toplumların en küçük toplumsal kurumu ise ailedir dolayısıyla ailelerinde çocuk eğitiminde benimsemiş oldukları yaklaşımlar bulunmaktadır. Yaklaşımlar toplumların yapısına göre, ebeveynlerin eğitim seviyelerine göre, ailenin yapısına göre değişebilmektedir. Baskıcı ve otoriter aile yaklaşımını benimseyen ana-babalar, çocuğun kişilik özelliklerini ihtiyaçlarını ve ilgilerini dikkate almazlar.
Katı bir disiplin anlayışına sahiptirler, kendilerini toplumsal otoritenin bir temsilcisi olarak görürler. Bu nedenle de çocuğun tüm kurallara itiraz etmeden kesinlikle uymasını isterler. Çocuğun kendi kendini yönetmesini, kendi başına kararlar almasına müsaade etmezler. Bu yaklaşımı benimseyen ana-babalar çocuğu kendi tasarladıkları bir kalıba göre yetiştirmek isterler. Çocuklar sürekli denetim altında tutulur ve en küçük yanlışlıklar ve yaramazlıklar hoşgörüyle karşılanmaz.

Çocuk Üzerinde Etkisi:
· Çocuğun kendine olan güveni ortadan kalkar veya hiç oluşmaz.
· Aşırı baskı ve kontrol altında kalan çocuk sessiz, uslu, nazik ve dürüst olabilir ama bunun yanında küskün, silik, çekingen ve kolay etki altında kalan bir yapıya bürünür.
· Sürekli ayıplanma, eleştirilme veya dayak çocuğun ruhsal yapısını olumsuz etkiler.
· Çocuk kolayca ağlamaya başlar.
· Belli bir zaman sonra çocuk isyankâr, inatçı, huysuz bir yapıya da bürünebilir ki bu durumda bu tip aileler genelde sorunu çözmek için baskı artırma yoluna giderler. Baskı, asiliği daha da artırır.
· Çocuk hırçın ve kindar olabilir. Arkadaşları ile uyumsuz ve kavgacı olabilir.
· Hata yapmasına müsaade edilmeyen çocuk ileri yaşlarda hayatın sıkıntıları karşısında dayanıksız olabilir.

İlgisiz ve Kayıtsız Aile Yaklaşımı:
Karakteristik Özellikleri:
· Aile aşırı rahattır, çocuğun dünyasına girmek gibi bir kaygıları yoktur.
· Çocuğun sorumluklarından kaçma vardır. Mesela okul-aile birliği toplantılarına gidilmez veya eşler bu çekilmez işi diğerinin üzerine atmaya çalışır.
· Ana baba çocuğa örnek bir model olamaz.
· Genellikle bu aile tipi davranış anne ve babada aynı anda görülmez. Çoğunlukla aile de çalışan fert hangisi ise ilgisiz aile davranışı onda görülür.
· Çok çocuklu ailelilerde rastlanma ihtimali daha fazladır.

Çocuk Üzerinde Etkisi:
· Çocuk bencil ve şımarık olur. Bu yüzden arkadaş çevresinde sevilmez.
· Çocuk evde veya okulda anne babasının dikkatini çekmek için alışılmadık davranışlar sergiler.
· Ailesi çocuğa model olamadığı için çocuk kendine başka modeller seçer. Gençlik dönemlerinde çocuk, vaktinin tümünü arkadaşları ile geçirir.
· Genç yaşta çocuk zararlı alışkanlıklar edinmeye meyilli olur.

Koruyucu Aile Yaklaşımı:
Karakteristik Özellikleri:

· Bu aile tipi baskıcı otoriter aile tipi ile karıştırılabilecek kadar benzer. Aralarındaki temel fark; bu aile tipinde şefkat, koruma güdüsü, disiplinin önünde gelir.
· Çocuğa gerektiğinden fazla özen ve kontrol gösterilir.
· Özellikle anneler bu tip bir tavır sergiler. Psikologlar annelerin bu tavrını genellikle annenin duygusal yalnızlığına bağlarlar.
· Çocuğun kendi yapacağı ve yapması gereken işler bile koruyucu ebeveyn tarafından yapılır. Mesela 6-7 yaşına kadar yemeğini annesi yedirmeye devam eder veya 14-15 yaşına kadar kızının saçlarını taramaya devam eder.

Çocuk Üzerinde Etkisi:
· Çocuk aşırı duygusaldır.
· İleri yaşlarda bile etrafına bağımlı olarak yaşar.
· Kendi ayakları üzerinde doğrulması uzun yıllar alır.
· Çocuk toplum içinde kendi başına iş yapma cesaretini gösteremez.
· Çocuk anne babasından ayrı kalamaz ileri yaşlarda bile sürekli anne babasını yanında olmak ister.

Hoşgörülü Aile Yaklaşımı:
İnsan ilişkileri düzenlenirken, ödül ve cezanın yeri ve sınırları çok iyi belirlenmelidir. Sürekli ceza uygulaması çocukları olumlu yönde etkilemediği gibi, devamlı ödüllendirmede olumlu sonuç vermeyecektir. Her zaman ödüllendirilen çocuk neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğrenemeyecek ve normal bir kişilik özelliği geliştiremeyecektir.(Kıncal,1999) Bu aile yaklaşımında aşırı hoşgörülü olmak çocuğun bazı olumsuz davranışlar geliştirmesine sebep olmaktadır. Hoşgörülü aile yaklaşımı deyince çocukların çok serbest bırakılması anlaşılmamalıdır. Aşağıdaki karakteristik özellikleri göz önünde bulundurulmalıdır.

Karakteristik Özellikleri:
· Mükemmele en yakın aile tipidir.
· İlgisiz aile tipine bazı yönleri ile benzese de çocuk burada başıboş bırakılmaz.
· Hoşgörü yapılan her şeyi hoş görmek değildir. Belirli kurallar ve kısıtlamalar mutlaka vardır.
· Evde herkesin söz hakkı vardır. Çocukta kendini ifade edebilir.
· Duygu ve görüşlere saygı vardır.
· Yanlışları sebebi ile çocuklara yaptırım uygulanır ama evvelinde koyulan kurallar çocuğun anlama seviyesine inilerek mantıklıca izah edilir.
· En zor ve sabır isteyen yöntemdir.
· Hoşgörülü ailenin düşebileceği en yaygın hata çocuğa aşırı serbestlik verilmesi olabilmektedir. Bu noktaya dikkat edilmeli.

Çocuk Üzerinde Etkisi:
· Özgüven sahibi bireyler yetişir.
· Kendini rahat ve kolayca ifade edebilen bireyler yetişir.
· Çocuğun farklı hobilere yönelmesi daha sık görülür.
· Çocukta asilik ve kavgacılık görülmez.
· Anne babaya saygı noktasında çocukta gevşeklik görülebilir.

Tutarsız Aile Yaklaşımı:
Karakteristik Özellikleri:
· Genellikle genç ebeveynlerde ve ilk çocuğun yetiştirilmesinde görülür.
· Anne baba çocuğumu daha iyi nasıl yetiştirebilirim sorusunu kendilerine sormaya başladıklarında, eğitim metodunda değişikliğe gidebilirler. Bu esnada eski-yeni çatışması olur ve ailenin çocuğa karşı tavırlarında tutarsızlıklar olur.
· Bu genellikle bir ara formdur. Uzun yıllar ailenin bu karakterde kalması çok nadiren görülür.
· Tutarsız davranan ailelerde bunun temel sebebi eşlerin çocuk yetiştirmeye farklı bakmaları ve bunu çocuğa yansıtmalarıdır. Bazen de eşler çocuk yetiştirme metotlarında değişiklik yapma hususunda farklı düşünürler bu da tutarsızlığa neden olur. Mesela baba otoriter-baskıcı iken anne koruyucu bir tavır sergilerse hele birde bu çocuğa yansırsa tutarsız aile oluşur. Annenin ak dediğine baba kara diyorsa çocuk bu ortamdan olumsuz etkilenir.

Çocuk Üzerinde Etkisi:
· Çocuk üzerinde etkisi ve bu etkinin yıkıcılığı hangi aile tipleri arasında kararsız kalındığına göre değişir.
· Buna bağlı olarak çocuk asi, hırçın inatçı olabileceği gibi içine kapanık ve pısırık da olabilir.
· Çocukta ana baba sevgisi azalır.
· Çocukta dikkat toplayamama ve uzun süre bir işe odaklanamama problemleri ortaya çıkar.
· Çocuk anne veya babadan birisine çok yaklaşırken diğerinden uzaklaşabilir.
· Çocukta yalan söyleme, kaypaklık gibi hastalıklar başlayabilir.
Yukarıda özellikleri verilen aile tiplerinden de anlaşıldığına göre hoşgörülü aile yaklaşımı çocuk eğitimi açısında en tutarlı olanıdır. Hoşgörülü aile yaklaşımı deyince ailede her şey hoş verilmez. Çocuk başıboş bırakılmaz. Belirli kısıtlamalar mutlaka yapılır. Evde çocuğunda söz hakkı bulunmaktadır. Çocuklarında fikirlerinin alındığı onların da aile yönetimine katıldığı, bir aile yaklaşımıdır. Anne ve babalar çocukları için fedakâr davranmayı severler ancak bunun da belli ölçüde olması gerekmektedir. Bu aile yaklaşımı bunu destekler niteliktedir.

alıntıdır.