Çocuğunuz hiçbir şeyini arkadaşıyla, kardeşiyle hatta sizinle bile paylaşmıyor mu? Hemen "Benim çocuğum paylaşmayı bilmiyor" diye endişelenmeyin. Sizin de desteğinizle çocuğunuz paylaşmayı öğrenebilir.


Paylaşmak dünyanın en güzel ve en insani duygusu. Ancak küçük yaşlarda çocukların benlikleri daha önde olduğu için ve henüz yeni sosyalleşmeye başladıklarından paylaşmaktan hoşlanmazlar. Fakat 3-4 yaşlarından itibaren paylaşmayı öğrenmeleri gerekir. Okulöncesi çocuklar daha küçük olanlara göre biraz daha esnek ve paylaşımcı olsalar da yine de zaman zaman sorunlar yaşanabilir. Genelde sahiplenme duygusu ağır bastığından, sevdikleri objeleri başkalarıyla paylaşmayı pek sevmezler. Bu nedenle paylaşmayı iyice benimsetmek için yıllarınızı harcayabilirsiniz. Ama inanın buna değer...


"Benim annem, benim oyuncağım"

öncelikle hemen şunu belirtelim, çocuklar "Benim"' demekten ve sahip olmaktan hoşlanırlar: "Benim annem", "Benim oyuncağım" gibi... İkinci olarak da çocuklar bazı şeylerin başkalarına ait olabileceğini ve bu şeylerin, ancak o kişiler tarafından kullanılabileceğini fark ederler. Bu noktada durumu tersine döndürüp "Ben onunkini alsam, o da benimkini..." düşüncesi devreye sokulabilirse paylaşım mümkün olabilir. Çocuklar, paylaşırken yaşadıkları sorunlar aracılığıyla, problem çözmenin püf noktalarını yakalayabilme şansına sahip olur. Bazıları ise bu noktada başarısızlığa uğrar.

Paylaşmanın yolları

Genelde çocuklar olayları ve durumları siyah-beyaz olarak algıladıklarından çözüm getirirken alternatifler yaratamazlar. Yani "Bisiklete ben bineceğim" demekte ısrar ederler. Oysa pekala "ikimiz de sırasıyla binsek" diye bir çözüm getirebilirler. Siz bunu söylediğinizde de çocuğunuzun direnmesiyle karşılaşırsınız. O küçük kalbi asla paylaşma duygusuna dayanamaz. Dolayısıyla ona bıkmadan usanmadan paylaşmanın yollarını öğretmeniz gerekebilir. Bunu yaparken de ona güven vererek bir şeyi paylaşmanın tamamen vermek demek olmadığını anlatın. Aileye ve kendine ait olan şeylerin olduğunu ve bazılarının paylaşılması gerektiğini söyleyin. Ancak kendine ait olan oyuncak ve benzeri eşyalara saygı duyulmadığına inanmadıkça, kesinlikle paylaşmaya razı olmaz. Aynı şekilde çok özel ve favori oyuncaklarını ve eşyalarını da paylaşmaya yanaşmaz. Okulöncesi çocukların bazıları ise erken olgunlaşarak. seve seve paylaşmaya yanaşırlar.

Anne-babanın yaklaşımı

Çocuk, her ne kadar paylaşmaya yatkın olsa da zaman zaman çok sevdiği bir oyuncağın kavgasını yapabilir. Bu. sizi hemen hayal kırıklığına uğratmasın. Çünkü son derece paylaşımcı olan küçük kız, ablasının her şeyi kontrol altında tutmasına ve sahiplenmesine sinirlenip, huysuzluk yapabilir. Bu tür ve zaman zaman ortaya çıkan küçük kavgalar normal sayılır. Fakat paylaşma konusunda sıklıkla kavga çıkması halinde sorunu ciddi olarak ele almanız gerekir. Uzmanlar ise çocuktan çok. ailenin tutumunun dikkate alınması gerektiğini vurguluyorlar. Diyelim ki, aile küçük kızın ağabeyini daha çok şımartıyor. Bu durum kaçınılmaz olarak küçük kıza ihmal edilmişlik duygusu yaşatır ve içten içe ağabeyine karşı öfke ve kıskançlık duymasına neden olur. Böyle bir durumda elbette onunla hiçbir şeyini paylaşmak istemez. O halde "Çocuklarımız arasında ayrım mı yapıyoruz?" diye düşünmelisiniz. Bu şekilde bir iç sorgulama sonucu sorunu yoluna sokmanız mümkün. Bazen de çocukta "paylaşmama duygusu" olduğunu sezersiniz. Örneğin, çocuğunuz yemeğini paylaşmaya yanaşmıyor ve ne verirseniz hemen silip süpürüyor. Yani "Kekinin yarısını kardeşe ver" demeye fırsat bile kalmıyor. O halde siz de ikisine de eşit parçalarda yiyecek verin. Herkesin kendi tabağındakini yemesi gerektiğini söyleyin. Bitirdikten sonra isterlerse tekrar vereceğinizi söyleyin.

Kıskançlık paylaşamama nedeni olabilir

Kimi zaman da paylaşmamanın tek nedeni kıskançlık olabilir. Bu durumda sorunun kendi kendine çözümünü beklemek yerine, direkt olarak çocukla konuşmak ve ona onunla ilgilendiğinizi hissettirmeniz gerekir. Yatarken yanında olup bir masal okumalı, birlikte bir gezi ya da keyif alınacak aktiviteler planlamalı ve her şeyden önemlisi sıkıntısını anladığınızı hissettirmelisiniz. Ancak kesinlikle paylaşma konusunda aile kurallarıyla karşısına çıkıp, baskı uygulamayın. Oyuncakları oturma odasına koyarak, diğer kardeşlerine de oynatması gerektiğini hatırlatabilir fakat dilerse bazı özel oyuncaklarını kendi odasına alabileceğini söyleyebilirsiniz. Bu tür sevilen oyuncakların karşılıklı izin isteyerek kullanılacağını da özellikle belirtmeye çalışın. Böylece dilediği an kardeşinin en sevdiği topu ya da kardeşi onun en sevdiği ördeği geçici olarak alıp oynayabilirler. Kardeşler arası ya da diğer çocuklar ile yapılan paylaşamama kavgalarının çirkin olduğunu söyleyin. Hatta o çok sevgili oyuncağını bir süre elinden alarak, onu duruma alıştırabilirsiniz. özellikle yuvalarda bu yöntemi deneyen yuva öğremenleri. çocuğun olgunlaşmasında önemli aşamalar kaydettiklerini belirtiyorlar. Ayrıca kavga ve çekişme yerine sözcüklerle duygularını dile getiren çocuklar, birlikte oynamaya yatkın oluyorlar. Kısacası, okul öncesi çağındaki çocuklar birlikte oynamaktan mutlu olurlar. Ancak bazen sahiplenme duygusu ortaya çıkabilir. Fakat bu duygu birliktelikten alınan keyif arttıkça azalabiliyor ve kayboluyor. Destekleyerek ve güven duygusu vererek çocuklarınıza bu duygularını kontrol etmesini öğretebilirsiniz.

ALINTI