Aslında Neye Üzülüyorsun?

Ayrılık acısı çeken birine yardımcı olmak çok zor! Kendinden bile şüphe ederken, ona mantıktan, gerçeklerden, gelecekten bahsedemiyorsun ama dostluk bunu yapmayı gerektiriyor.


Sevdiğin insanların ızdırap içinde kıvranmasına tanıklık etmek kolay değil. Elinde bir sihirli değnek olsun, dokun, dünya değişsin istiyorsun. Elbette yaşam bu hayale izin vermiyor.

Ayrılıkların ardından yaşananlar, aslında basit bir kalp kırgınlığından çok daha fazladır. Sevdiğin insanın nasıl olup da hiç çekinmeden, üstünde iki kere düşünmeye ihtiyaç duymadan terk ettiğini anlayamazsın. Kendi değerini sorgulamaya başlarsın.

Sevilmek, insanın içindeki değer duygusunu yükseltir. Beğenilmek ve takdir edilmek, ayakları yerden keser. Terk edildiğinde, değerinin düştüğünü hissedersin. Bu acı verici bir incinmedir.

Ayrılıkların ardından üstünde durulması gereken bir soru vardır: “Aslında neye üzülüyorsun?” Bu soruya gerçekten cevap bulduğunda, bazı şeyler hafifler. Onu insan olarak kaybetmiş olmak mı seni yaralıyor? Sana değerli olduğunu hissettiren duyguların ortadan kaybolmasına mı ağlıyorsun? Geceler boyu süren sevişmelerin yokluğu mu acıtan? Birisinin sana olan hayranlığını daha fazla kullanamıyor olmak mı egonu yaraladı? Sevdiğin insanı artık sevemeyeceğini fark edince endişelenmeye mi başladın?

Peki, onda sevdiğin neydi? O seni sevdiği için mi sen de onu sevmiştin? Senden uzaklaştığında, sevilme ve değerli kılınma ihtiyaçlarını artık karşılamadığında, hala onu sevecek misin? O özgürlüğünü ilan edip gittiğinde, onun yürüyeceği yolda, mutlulukla karşılaşmasını dileyebilecek misin? Bencillik, aşk mıdır?Hepimiz aşk isteriz ama aşkla büyüyüp, olgunlaşmayı pek çoğumuz beceremeyiz. Acaba bencilce düşünmeden sevmek mümkün değil midir?

Sevdiğin kişi seni terk etti. Muhtemelen ilişkide yaşana bir şey veya senin tavrında oluşmuş bir şey onun hoşuna gitmedi. Şimdi durumu değiştirmek için, nasıl hoşuna gidecekse öyle davranır mısın? Bunu gerçekten kabul eder misin?

Nasılsan, her kimsen, sadece sen olduğun için değerlisin. Yaşam neleri getiriyorsa, onun oluşmasına izin vermelisin. Hayatın armağanlarını kabul etmeli ve bazen sen de elindekileri ona hediye etmelisin. Aşk, hangi şartlar içinde olursa olsun ve nasıl biterse bitsin, seni çoğaltacaktır. Bunu öğrenmelisin! Yaşamak, nefes almak kendi başına zaten büyük bir armağandır. İçine koyduklarınla onu sen var edersin!


.ALINTIDIR.