Bir çocuk, doğup da bir aileye dahil olduğu andan itibaren, sevildiği, bulunduğu ortamda güvende olduğu, ihtiyaçlarının karşılanacağı ve korunacağı türünden temel mesajlar alır. Boşanmak, bir çocuk için de bu saydığımız güvencelerin köklü bir değişiklik içerisine gireceği anlamına gelir. Değişiklikler, özellikle boşanmanın ilk evrelelerinde çocuklar için en büyük tehdittir. Şimdi bana kim bakacak, nerede yaşayacağım, okulumu değiştirmek ve arkadaşlarımdan uzaklaşmak zorunda mı kalacağım gibi sorular, endişe, güvensizlik ve korku gibi hislerle birlikte çocuğun iç dünyasını ele geçirir.

Boşanma krizi yaşayan ebeveynlerin çoğunlukla kendi duygusal ihtiyaçlarıyla o kadar gözleri kararır ki anne baba olduklarını unutabilirler. Ancak yetişkinler boşanmalarının çocukları için de bir değişiklik olduğunu akıllarında tuttukları sürece herhangi bir değişikliğe bağlı bütün zorlukları aza indirgemek mümkün. Herşeyi bir adım daha kolaylaştırmanın da uzmanlara göre 10 temel yolu var:

1- Çocuğunuzu, ona olan sevginiz konusunda temin edin. Daima onun anne babası olmaya devam edeceğinize ve onun için her şeyin en iyisini yapacağınıza inanmasını sağlayın. Ancak sonra onu bu konuda hayal kırıklığına uğratmayın. Çocuğun ebeveyn sevgisi konusunda hayal kırıklığına uğraması, ileride sevgiye bağlı ilişkilerinde olumsuz etkilere neden olabilir

2- Boşanmak, yetişkinlere ait bir olgudur. Asla çocuğunuza evliliğinizi sona erdiren nedenlerden biri olduğu imasında bulunmayın, böyle bir sorumluluk üstlenmesine izin vermeyin

3- Çocuğunuza artık iki evi olduğunu söyleyin. Hem annesiyle hem de babasıyla yaşayabileceğini bilsin. Asla “ziyaret etmek” ifadesini kullanmayın
4- Yaşadığınız değişikliğin duygusal olduğunu çocuğunuza açıklayın. Değişikliklerin her zaman kolay olamayacağını ancak her şeyin iyi sonuçlanacağını anlatın

5- Çocuğunuza karşı dürüst olun. Ona basit, yaşına uygun ve somut bilgiler verin. Güçlü bir olasılık söz konusu olmadıkça yeniden barışmaktan ya da uzlaşmaktan söz etmeyin

6- Çocuğunuzu asla terketmekle tehdit etmeyin. Çocuklar durum ne olursa olsun anne ve babalarının ilgilerinin azalmasına dayanamazlar. Bu yüzden cezalandırmak için onu terketmekle tehdit etmeyin.
7- Sırtınızı çocuğunuzun desteğine yaslamaya çalışmayın. Çocukların, sizi ayakta tutacak kadar duygusal gücü olmaz. Kimin kime destek olması gerektiğini unutmayın.

8- Sevginizi dokunuşlarla da gösterin. Onu bol bol öpün, kucağınıza oturtun, beklenmedik anlarda sarılın. Sevginizi göstermek ya da ifade etmek için özel anlar yakalamaya çalışmayın.

9- Birlikte hoşça ve bolca zaman geçirin. Gülerek geçirilen zamanlar en iyi ilaçtır. Ona özellikle zaman ayırın. Birlikte yaptığınız özel şeyler onun kendini özel hissetmesini sağlayacaktır.

10- Kendinize ve içgüdülerinize güvenin. Çocuğunuza güvenin, onun değişme ve öğrenme kabiliyetlerine inanın. Kendiniz ve çocuğunuz için “en iyi”nin ne olduğuna karar verecek tek kişi o ve sizsiniz.