"...yurduna uzak düşmüş
bir şairin sesiyle çağır beni ,
bulurum
seni."
.
Refik Durbaş
Yazdırılabilir Görünüm
"...yurduna uzak düşmüş
bir şairin sesiyle çağır beni ,
bulurum
seni."
.
Refik Durbaş
“Nemsin be? Sevgili, dost, yâr, arkadaş. Hepsi. En çok da en ilk de Leylâ'sın bana. Bir umudum, dünya gözüm, dikili ağacımsın. Uçan kuşum, akan
suyumsun.”
- Ahmed Arif'ten Leylâ Erbil'e
Usulca ve yavaşça gelin ki çatlamasın,
yalnızlığımın ince porseleni.
-Sohrab Sepehri
"şehrime yağmurlar yağardı, ortalık 'sen' kokardı.. gözlerim dolardı.."
- Emre Özen
https://www.onceokuloncesi.com/secol...77161198_n.jpg
Elma kokusunu sever misiniz?
Ya da şöyle sorayım.
Hiç elma yerken aslında boğazınızda bir yanma hissettiniz mi?...Hayır mı ? O halde size bir olay anlatayım.. Bundan 20 yıl önce,16 Mart 1988 sabahı,elma kokusuyla uyandı Halepçeliler. Sevinçle mutfağa yöneldiler önce.Kokunun mutfaktan gelmediğini görünce camlarını açtılar.Baktılar ki koku dışarıdan daha çok hissediliyor,hemen dışarı akın ettiler merak ve heyecanla.Çıktıklarında gördüler ki herkes aynı merak ve heyecanla dışarı çıkmış.Hızlı hızlı yürümeye başladılar;kokunun kaynağını aramaya başladılar.Gittikçe şiddetlendi elma kokusu.Ama bir yandan da derilerinde bir yanma hissettiler sanki.Aldırmadılar ve yürümeye devam ettiler.Bu sefer daha hızlı koşmaya başladı birçoğu.Ancak zamanla o yanma gittikçe şiddetlendi.Koşuyorlardı;ama yanıyorlardı da.Bu sefer de dönüp eve
doğru koşmaya başladılar.Yanma iyice artıyordu.Zamanla derilerinin morarmaya ve büzülmeye başladığını gördüler korkuyla.Bir an önce suya ulaşmalılardı. Kendilerini can havliyle suya attıklarında ise bedenleri kavruldu bu sefer,asit dolu bir havuza girmişler
gibi.Artık ölmüşlerdi,ölümün nereden geldiğini anlayamadan.Yanarak ölmüşlerdi,üstelik ateşsiz ve dumansızdı bu yanma…
çığlıklarla…
bağırışlarla…
çağırışlarla…
Bir avuç kül oluvermişlerdi aniden,ne olduğunu anlayamadan… “Saçlarım tutuştu önce Gözlerim yandı,kavruldu Bir avuç kül oluverdim Külüm havaya savruldu.” Kimyasal zehir öyle bir şeydir ki;vücudunuza temas ettiği anda yakar sizi,nefes almak için çırpınırsınız;alamazsınız.Deriniz büzülüp çürür.Yavaş yavaş,acı çeke çeke
ölürsünüz.Öyle ki başınıza silah vurularak öldürülmeyi buna tercih edebilirsiniz..
Bahar geldi diyorlar
Henüz gelmedi
Gelseydi içimin tenhaları
Kıpırdanır, belki çiçekler tomurcuklanırdı..
Gül Tanrıverdi
YouTube Video
''İnsan kendi yarasını saramaz,
dost bir elin dokunuşuyla iyileşir ancak...''
Bazen kalbimiz gibi ruhumuz da elimizdedir,
Bazen de ruhumuz gibi kalbimiz de evsiz..
Haydar Ergülen
https://www.onceokuloncesi.com/secol...1351990735.jpg
''...hayatın her anında,
bir ayağımız bir peri masalının içinde,
diğeri de uçurumun
kenarında ..'
.
paulo coelho
Hoş geldin kadınım benim, hoşgeldin, yorulmuşsundur;
Nasıl etsem de yıkasam ayacıklarını,
Ne gül suyum, ne gümüş leğenim var, susamışsındır;
Buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim, acıkmışsındır;
Beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam,
Memleket gibi yoksuldur odam.
Hoş geldin kadınım benim, hoş geldin,
Ayağını basdın odama,
Kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi,
Güldün, güller açıldı penceremin demirlerinde,
Ağladın, avuçlarıma döküldü inciler,
Gönlüm gibi zengin,
Hürriyet gibi aydınlık oldu odam,
Hoş geldin, kadınım benim, hoş geldin...
Nazım Hikmet Ran
https://www.onceokuloncesi.com/secol...44193981_n.jpg
https://www.onceokuloncesi.com/secol...68468128_n.jpg
kesinlikle:045:
İnsanoğlu bir gün;
Virgülü kaybetti:
Söyledikleri birbirine karıştı.
Noktayı kaybetti:
Düşünceleri uzayıp gitti, ayıramadı onları.
Ünlem işaretini kaybetti bir günde:
Sevincini, öfkesini, bütün duygularını kaybetti.
Soru işaretini kaybetti bir başka gün:
Soru sormayı unuttu.
Her şeyi olduğu gibi kabul eder oldu.
İki noktayı kaybetti bir başka gün:
Hiçbir açıklama yapamadı.
Hayatının sonuna geldiğinde
Elinde sadece tırnak işareti kalmıştı.
“İçinde de başkalarının düşünceleri vardı yalnızca."
| Alex Kanevsky
https://www.onceokuloncesi.com/secol...65412409_n.jpg
"Adam sakal bıraktı, başka kadın dokunmasın diye.
Kadın saçlarını kesti, başka adam öpmesin diye."
Sonra gittin.
Çocuk oldum bir daha ağladım.
Kaç şiir kaç kere sular altında kaldı
Kitaplar, aşk, herşey..
Didem Madak
https://www.onceokuloncesi.com/secol...84480848_n.jpg
''bir şey söyle, bitsin.
her şeyi bitirsin.
.
tazer özlü
Ben ki her şeye dudak büken bir derbederim,
Ne kimseye yar olur, ne bahtiyar ederim,
Fakat sana her zaman hürmetle tapacağım...
Sabahattin Ali
https://www.onceokuloncesi.com/secol...77449083_n.jpg
Düşünceler için silgi var mıdır? Ya duygular için? Biri bunu icat etmeli.
'Düşünceler için silgi var mıdır? Ya duygular için? Biri bunu icat etmeli.'
https://www.onceokuloncesi.com/secol...25330468_n.jpg
ahh teşekkür ederim efenim:))
”https://www.onceokuloncesi.com/secol...10705818_n.jpg
Hikayeye göre günün birinde Franz Kafka rutin yürüyüşlerini yaptığı parkta küçük bir kıza rastlamış. Kız ağlıyormuş. Oyuncak bebeğini kaybetmiş ve bu onu oldukça üzmüş.
Kafka bebeği onun yerine aramayı önermiş ve ertesi gün aynı noktada buluşmak üzere sözleşmişler. Bebeği bulamaması üzerine Kafka küçük kıza bebeğin ağzından bir mektup yazmış ve buluştuklarında kendisine okumuş:
“Lütfen benim için kederlenme, dünyayı görmek için uzun bir yolculuğa çıktım. Sana başımdan geçenleri anlatacağım.” Bu birçok mektubun ilkiymiş. Kafka küçük kızla her buluştuğunda sevgili oyuncak bebeğin hayali maceralarını özenle yazdığı mektuplardan ona okurmuş. Küçük kız da bu şekilde avunurmuş.
Derken gün gelmiş, görüşmelerin artık sonu gelmiş. Kafka son görüşmede küçük kıza bir oyuncak bebek getirmiş. Küçük kız, aslından oldukça farklı olan oyuncak bebeğe şaşkınlıkla bakakalmış. Bebeğe iliştirilmiş bir not küçük kızın şaşkınlığını gidermiş: “yolculuğum beni çok değiştirdi…”
Uzun yıllar sonra, artık bir yetişkin olmuş olan küçük kızımız, gözü gibi baktığı bebeğinin, gözünden kaçırdığı bir çatlağının içine sıkıştırılmış bir mektup bulur. Kısaca şöyle yazmaktadır: “Sevdiğin her şeyi er ya da geç kaybedeceksin, ama sonunda sevgi başka bir surette geri dönecek.
https://www.onceokuloncesi.com/secol...81051659_n.jpg
Ve çay dedi ki;
Madem içmeyecektin beni, acıma şeker katıp neden karıştırdın içimi!
Yusuf Tandoğan.
“Ben kutsal bir bahaneyim,
belki de bir sığınağım kendime.”
Turgut Uyar
rica ederim tatlım:))
Anlarsın niçin uzak yerlere baktığımı
İçinde yaşanmaz bir dünyada yaşıyorum.
Sabahattin Ali.
https://www.onceokuloncesi.com/secol...82052206_n.jpg
Haberin var mı taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim,
Uğruna ölümlere gidip geldiğim,
Zulamdaki mahzun resim,
Haberin var mi?
Görüşmecim, yeşil soğan göndermiş,
Karanfil kokuyor cıgaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin...
İnsan,yarası yarasına denk geleni sever ancak..
- Ece Ayhan
"şiir, çay ve biraz da sen.. ne güzel intihar girişimidir, bir bilsen.."
- Emre Özen
Bir gün Güzellik ve Çirkinlik bir deniz kıyısında karşılaşırlar.
Ve dediler 'haydi denize girelim.'
Ve giysilerini çıkarıp sularda yüzdüler.
Ve bir süre sonra
Çirkinlik kıyıya dönüp Güzelliğin giysilerine büründü ve yoluna devam gitti.
Ve Güzellik de denizden çıktı; ve kendi giysilerini bulamadı; ama çıplak olmak utandırıyordu Onu;çaresiz çirkinliğin giysilerine büründü.Ve yoluna devam etti Güzellik.
O gün bu gündür erkekler ve kadınlar onları birbirine karıştırır.
Ancak içlerinden Güzelliğin yüzünü önceden görmüş kimileri vardır ki,giysilerine bakmaksızın tanırlar onu.Ve yine Çirkinliğin yüzünü bilen kimileri vardır ki, giysi onu gözlerinden saklayamaz.
Halil CİBRAN
https://www.onceokuloncesi.com/secol...6-55/indir.jpg
asla ama asla:))
https://www.onceokuloncesi.com/secol..._2337462_n.jpg
"Asıl marifet buluttaydı ama herkes yağmura şiir yazdı."
- Cahit Zarifoğlu
Yaraların hissedilmesi için tanımlanmaya ihtiyaçları yoktur.
Amin Maalouf
https://www.onceokuloncesi.com/secol...88717445_n.jpg
bende benim sayfaya beklerim kardeşşşş:D
sayfana gelirsem sende bizim siteye üye getirecen miii:))