Tüberküloz Hastalığı Hakkında

1. Verem (Tüberküloz) Nasıl Bir Hastalıktır?
Tüberküloz, yani halk arasında verem olarak bilinen hastalık, Mycobacterium Tuberculosis isimli bakterinin sebep olduğu bir infeksiyon hastalığıdır.
Dünyada bilinen en eski hastalıklardan birisidir.
Yaşayan her 3 kişiden birisi tüberküloz ile karşılaşmış durumdadır.
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde oldukça yaygındır.
Verem mikrobu ile karşılaşıldığında çoğu insan bunu farketmez.
Bakteri vücutta kendisini hissettirmeden saklanır.
Kişinin bağışıklık sistemi zayıfladığında ise tekrardan ortaya çıkar ve kişiyi hasta eder.
Bu hastalık solunum yoluyla bulaşır.
Aktif akciğer tüberkülozu olan hastadan öksürük, hapşırma, konuşma, tükürme, aynı ortamda bulunup aynı havayı solumayla bile bulaşabilir.
Bu bakteri solunum yoluyla alındıktan sonra ilk olarak akciğerlere gider.
Daha sonra kan yoluyla diğer organlara yayılabilir.
Bağışıklık sisitemi daha zayıf olan kişilerde daha kolay hastalık oluşabilir.
Örneğin diyabet yani şeker hastalığı olanlarda, çocuklarda, HIV enfeksiyonu olanlarda, bağışıklık sistemini baskılayan tedavi alanlarda, sigara içenlerde, sık alkol kullananlarda görülme olasılığı daha fazladır.
Tüberküloz tedavisinde standart olarak 6 aylık bir tedavi verilir.
Fakat hastanın tedaviye uymaması durumunda dirençli tüberküloz meydana gelir ki bunun tedavisi oldukça güçtür.
Tüberküloz teşhisinde bir çok yöntem vardır.
Bunlardan biri balgamın yayılarak ve boyanarak mikroskop altında incelenmesidir. Balgam kültürü de bir diğer yöntemdir.
Moleküler yöntemlerle de araştırılabilir.
En basit yöntem ise deri altına yapılan bir iğne ile Tüberküloz varlığının araştırılmasıdır.
Fakat bu testin yerini artık IGRA testleri denilen kanda Interferen Gama isimli bir maddenin seviyesini ölçerek tüberküloz varlığını araştıran testler almaya başlamıştır.

2- Veremin (Tüberküloz) Belirtileri Nelerdir?
Verem hastalığının en sık görülen belirtileri, gece terlemesi, kilo kaybı, 3 haftadan uzun süren öksürük, balgamda kan görülmesi, halsizlik, yorgunluk, iştahsızlık ve göğüs ağrısı olabilir.
Bu belirtilerin bir veya birkaç tanesi beraber olabilir.
Belirtiler kişiden kişiye farklılık gösterebilir.
Bu klinik belirtilerin olması durumunda hastaya tanı koymak için bazı testler yapılır.
Teşhis için öncelikle hastanın hikayesi dinlenir.
Kişinin,Tüberkülozlu bir hastayla temas hikayesi olması, bağışıklık sistemini baskılayan bir ilaç kullanıyor olması, biraz önce saydığımız tüberküloz semptomlarına sahip olması, HIV(+) olması, tüberkülozun yaygın olduğu bir ülkeye seyehat etmiş olması Tüberkülozu düşünmemize yol açar.
Bizim ülkemiz gelişmekte olan ve Tüberkülozun yaygın olduğu bir ülke olduğu için,doğal olarak risk altındayız.
Hastanın hikayesi dinlendikten sonra akciğer filmi çekilir.
Daha sonra hastaya Tüberküloz deri testi (PPD) denilen test yapılır.
Bu testte hastanın ön koluna az miktarda tübekülin denilen sıvı verilir.
2-3 gün sonra bu sıvıya karşı vücudun oluşturduğu yanıtı ölçmek için hasta tekrar sağlık birimine çağırılır.
Bu yanıt deride oluşan reaksiyonun çapı ölçülerek değerlendirilir.
Fakat bu yöntemin, bir çok yanlış pozitif ve negatif sonuç vermesi ve BCG denilen tüberküloz aşısında etkilenmesi nedeniyle, eski değeri yoktur.
Bu test yerine artık gelişmiş ülkelerde IGRA test denilen,daha duyarlı yöntemler kullanılmaktadır.

3. Verem (Tüberküloz) Tanısı Nasıl Konur?
Verem tanısını koymak için izlenen klasik yol, ilk olarak hastanın hikayesini dinlemek, sonrasında akciğer filmi çekmek ve PPD denilen deri testini yapmaktır.
Bu testte deri altına şırıngayla tüberkülin denilen bir madde iğne ile yapılır.
Hasta 2-3 gün sonra, deride bu sıvıya karşı oluşan yanıtı ölçmek için çağrılır.
Bu yanıta göre, hastanın daha önce verem mikrobuyla karşılaşıp karşılaşmadığına karar verilir
Fakat son zamanlarda bu testin yalancı negatiflik ve yalancı pozitifliklerinin olduğu gösterilmiştir.
Kişi, testi yaptırmak ve okutmak için sağlık birimine iki defa gelmek zorundadır.
Ayrıca,bu test BCG denilen verem aşısı yaptıranlarda yanlış sonuç verebilmektedir.
Ve Türkiye'de bu aşı herkese yapılmaktadır.
Bu sebeplerden dolayı deri testi son zamanlarda gözden düşmeye başlamıştır.
Artık gelişmiş ülkelerde deri testinin yerini kandan yapılan IGRA denilen testler almıştır.
Kandan, verem mikrobunun kişide olup olmadığını araştıran en önemli test T-Spot TB isimli testtir.
Bu testte, tek bir tüpe 4-6 ml kan alınarak kişinin verem mikrobuyla karşılaşıp karşılaşmadığı gösterilir.
Güvenirliliği yüksek ve çok maliyetli olmayan bir testtir.
Bu yüzden son dönemlerde Verem tanısında yurtdışı tanı rehberlerine girmiştir.

4. Verem (Tüberküloz) Tanısında Yeni Teşhis Yöntemi T-Spot.TB Test Nedir?
Bu test, Verem Hastalığı tanısında yeni çıkan gelişmiş bir testtir.
Avrupa ve ABD‘ de yaygın olarak kullanılmaktadır.
Ülkemizde de kullanılmaya başlanmıştır.
Yeni ve ileri teknoloji olduğu için biraz bu testten bahsetmek istiyorum.
T-Spot TB test, kandan çalışılır.
Tek bir tüpe 4-6 ml kan alınarak kişide Verem mikrobu olup olmadığı saptanır.
Bu testtin çalışma biçimini basit şekilde anlatacak olursak, kandaki akyuvarlar ile verem mikrobu karşılaştırlır.
Eğer kişide verem mikrobu varsa, ortama Gama Interferon denen bir madde salınır.
İşte T-Spot TB testle ortama salınan bu madde ölçülür.
Bu testin Türkiye için önemi şudur.
Veremi saptamak için kullanılan diğer bir yöntem olan PPD isimli deri testi, eğer o kişiye daha önceden verem aşısı yapılmışsa sonuçtan etkilenmektedir.
Ve Türkiye'de herkese çocukluk çağında BCG isimli Verem aşısı yapılmaktadır.
T-Spot test bu aşıdan etkilenmemektedir.
En önemli avantajlarından biri budur.
Duyarlılığı ve güvenilirliği yüksek bir testttir.
Kan alındıktan hemen 1 gün sonra sonuç çıkar.
Belirsiz ve arada sonuç yoktur.
Maliyeti de yüksek bir test değildir.
Bu testin Tüberküloz tanısında, önümüzdeki yıllarda ülkemizde de sık kullanılacağı düşünülmektedir.


.alıntıdır.