1891 yılında Nice’de, Hayat Frizi adlı bir seri tuval resmi üzerinde çalışmaya başlayan Munch’un, 1892 yılında Berlin’de açtığı kişisel sergi, basının ve halkın büyük tepkisini çekince bir hafta sonra kapatılmıştır. Ancak Berlin’de, aralarında Strindberg’in de bulunduğu entelektüel bir çevreyle kurduğu ilişkiler, bu şehri kendisini besleyen önemli bir merkez konumuna getirmiştir. Berlin, Munch’un sanatındaki sembolist eğilimlerin gelişiminde etkili olan bir ortamı barındırmaktadır.

Bu dönemde yaptığı çalışmalardan 1893 tarihli Ses, arka planda durgun suya düşen ay ışığının oluşturduğu dikey- sarı hat, bunun önünde yer alan dikey ağaç gövdeleri ve resmin sol ön kısmındaki kadın figüründen oluşmaktadır. Bu dikey hatları, göl kıyısını tanımlayan yatay hat dengelemektedir. Bütün resme yoğun bir atmosfer duygusu hakimdir. Munch’un Hayat Frizi çalışmaları üzerine yoğunlaştığı bir dönemde gerçekleştirdiği bu resmin devamında, sanat tarihinin başyapıtlarından birisi olan Çığlık gelmiştir.