Kolu Kırılan Veli
Bir zamanlar Veli adında bir çocuk varmış. Ağaçlara tırmanır, kuşlara zarar vermeye çalışırmış. Annesi hep ona; yaptığı davranışın yanlış olduğunu, bir gün bu yüzden başına bir kaza geleceğini söylermiş. Yine bir gün Veli’nin canı sıkıldığı anda kendi yaptığı sapanını alıp, doğru so¬ka¬ğa çıkmış. Yolda arkadaşlarına rastlamış. “Gelin! Beraber kuş avlayalım.” demiş. Arkadaşları Veli’ye kızarak “Sakın yapma, kuş¬ların da canı vardır. Bu davranışının cezasını bir gün çekersin!” demişler. Ama Veli yine onları dinlememiş. Az ileride bir ağacın da¬lında bir kuş yuvası görmüş. Hemen ağaca çıkmış. O sırada küçük kuş da onu görmüş, çırpınmaya başlamış. Sanki Veli’ye bana zarar verme diye yal¬va¬rı¬yor¬muş. Veli de kuşun kaçacağını düşünerek daha hızlı davranayım derken telaşlanıp bastığı dala bakamamış. Ağacın yeni çıkmış narin dalına bastığının farkına bile varmamış. Zavallı dal, Veli’nin ağırlığına dayanamamış. Ortasından “Çat!” diye çatlayıp, kırılmış. Veli hızla ağaçtan düşmüş. Canı çok ama çok yanmış, ağlayarak bağırmaya başlamış. Sesini duyan arkadaşları Veli’yi ağacın altında kıvranırken bulmuşlar. Annesini çağırmışlar. Annesi onu hastaneye götürmüş. Doktor amcalar, Veli’nin kolunu alçıya almışlar. Veli, uzun süre boynuna sarılan sargıyla dolaşmak zorunda kalmış. Alçıyı aldırmaya gittiklerinde doktor amca Veli’ye, “Neyse ki seni tedavi edebildik. Yoksa bu kolun kırık kalır, hem görüntüsü bozuk olur; hem de kolunu kullanamazdın.” demiş. Veli, yaptığı hareketin çok kötü olduğunu anlamış ve pişman olmuş. Bir daha da hiçbir canlıya zarar vermeyeceğine söz vermiş.” (N. BELDEK)



ALINTIDIR....