Toplum Temelli Bakım Anlayışı
Arş. Gör. Mehmet Zafer DANIŞ
Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksekokulu

ÖZET
Kurum bakımının pahalı olması ve bakıma gereksinim duyan bireyi toplumsal hayattan soyutlaması gibi nedenler, günümüzde yakın çevre içerisinde bakıma olanak sağlayacak destek hizmetlerinin yaygınlaştırılmasını gerekli kılmaktadır. Bu amaçla gelişmiş ülkelerde özürlülük, kronik hastalık ve yaşlılık gibi durumlarda bireyin çevresi ile olan ilişkisini kuvvetlendirmek ve desteklemek, kendi yaşamını özgürce alıştığı ortamda devam ettirmesini sağlamak, istek ve beklentilerine cevap vermek, sosyal işlevselliğini arttırmak ve aynı zamanda devletin kurum bakımı alanındaki maliyetlerini azaltmak için toplum temelli bakım anlayışı benimsenmektedir.

Toplum temelli bakım, bakıma gereksinim duyan bireyler tarafından istendik bir hizmet olmanın ötesinde geniş içerikli bir bakım modeli olarak, toplumsal bütünleşmeye, insan haklarının, sosyal adalet ve eşitliğin gelişmesine de katkıda bulunmaktadır. Bu çalışmada toplum temelli bakım anlayışı çerçevesinde evde bakım ve gündüzlü hizmetler, dünya ve ülkemiz örneğinde ele alınmaya çalışılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Toplum temelli bakım, evde bakım, evde bakımda disiplinlerarası yaklaşım, gündüzlü hizmetler, sosyal hizmet, sosyal hizmet uzmanı.

Understanding Of The Community Based Care
ABSTRACT

The reasons such as institutional care is expensive and isolate individual who in need of care from social life, it has been needed to extend of support services wich will enable to care in close environment in today. With this aim, in case of disability, chronic illness and elderly, to strengthen and support of the individual relation with his/her environment, to provide maintaining of their life in setting which is get used to freely, to answer their wishes and expectations, to improve their functionality and in the same time, to reduce of the state’s costs in field of institutional care, so that understanding of community based care is assuming in developed countries.

Community based care is wanted by individuals who in need of care, at the same time also as a wide contented care model, it contributes to social integrity, developing of human rights, social justice and social equality. In this study, on understanding of the community based care frame work, home care and daily services were taken charge of in the sample of world and our country.

Key Words: Community based care, home care, interdisciplinary approach in home care, daily services, social work, social

GİRİŞ

Dünyamız, bir çok alanda olduğu gibi sosyal hizmet sektöründe ve müracaatçı gruplarına yönelik geleneksel hizmet anlayışında da köklü değişimlere sahne olmaktadır. Her geçen gün daha da artan bilimsel ve teknolojik gelişmelere paralel olarak sosyal hizmetlerde bireye bakış açısı da farklılaşmaktadır. Geçmişte, yardıma gereksinim duyan muhtaç durumdaki bireylerin korunması ve bakımı öncelikli hedef iken, bugün bireyin yaşam kalitesinin geliştirilmesi, sağlıklı ve başarılı bir biçimde yaşlanarak, sosyal yaşama daha aktif bir biçimde katılım sağlaması ve nihayetinde iyilik halinin ilerletilmesi amaçlanmaktadır. Bu nedenle, sosyal refah seviyesi yüksek olan ülkelerde, gereksinim içerisindeki nüfus gruplarına yönelik bakım modelleri hızlı bir biçimde gelişmekte, hizmet sunumunda öncelikli olarak bireyin tercihleri göz önünde bulundurulmaktadır. Çocuk, genç, yaşlı her yaş grubundan bakım ve sosyal desteğe gereksinim duyan bireyi, yatılı sosyal hizmet kurumlarının izole edici ve psiko-sosyal açıdan örseleyici olumsuz etkilerinden uzak tutmak için onları alıştıkları ve sosyal ilişkilerini sürdürdükleri yaşam alanı içerisinde çeşitli hizmetlerle destekleyerek, yaşamlarını kendi evlerinde ve aile çevresinde sürdürmelerini sağlamak amacıyla, kurumsal bakım hizmetleri terk edilerek, toplum temelli bakım modellerine geçilmektedir (Danış, 2005).

Toplum temelli bakım, yalnızca gereksinim içerisindeki yaşlı bireylere değil aynı zamanda özürlü ve süreğen hastalığı olan bireylere de yönelik bir hizmet modelidir. Özürlü bireylere yönelik hizmet dağılımını geliştirmeyi, onlara daha eşit fırsatlar sağlamayı ve özürlülerin haklarını iyileştirmeyi ve korumayı amaçlayan toplum temelli rehabilitasyon (Aysoy, 2004) yaklaşımının en önemli unsurlarından biri de özürlülerin sosyal çevre içerisinde dinamik bir unsur olarak yaşamlarına devam etmelerini önceleyen toplum temelli bakım anlayışıdır.

Bakıma gereksinim duyan bireye, bağımsızlığını koruması ve kendi ayakları üzerinde durabilmesi için gerekli bilgi ve sosyal yaşam becerileri kazandırma, yaşamını kendi evinde sürdürebilmesi için gereksinim duyduğu destek ve yardımları sunma ve sosyal işlevselliğini yerine getirebilmesi için çalışma, rekreasyon ve diğer olanaklardan yararlanmasını sağlama işlevlerine sahip olan toplum temelli bakım bu yönüyle ekip çalışmasını gerektiren bir hizmet modelidir (Devereaux, Andrus ve Scott 1981; Degenholtz, Kane ve Kivnick 1997).

Uzun dönemli kurum bakımının gerek bireyler üzerindeki olumsuz etkileri (yalnızlaşma, sosyal izolasyon, duygusal çökkünlük, depresyon, yabancılaşma vb.), gerekse maliyetinin yüksek olmasından dolayı toplum temelli bakım modellerine geçilmekte (Danış, 2005), kurum bakımı ise devam etmekte, ancak evde verilecek desteğe rağmen bakılamayacak derecede yardıma gereksinim duyan bireyler için bir seçenek olmaktadır (Danış, 2004).

Araştırma sonuçları kurum bakımı altındaki bireylerin ev ortamında yaşayan akranlarına kıyasla daha yüksek oranda istismar edildiğini ortaya çıkarmıştır. Özellikle huzurevi ve bakımevlerinde kalan yaşlılar için önemli bir risk faktörü olarak tanımlanan “yetersiz bakım” (inadequate care) kurumsal istismarın en belirgin biçimi olarak karşımıza çıkmaktadır (Wilson, 2000).

Çok sayıda yaşlının bir arada kaldığı huzurevlerinde yaşlıların tek tek kişisel ihtiyaç ve beklentilerinin karşılanması amacına yönelik bireysel bakım planları geliştirmek oldukça güçtür. Bireysel otonomi ve kontrol oldukça düşüktür. Bu nedenle gelişmiş ülkelerde 20. yüzyılın ortalarından itibaren toplu bakım esasına dayalı huzurevi yapımı azalmış, İsveç, İsviçre ve diğer İskandinav ülkeleri ile İngiltere, Hollanda gibi Avrupa ülkelerinde bu tarihten sonra evde bakım ve gündüzlü hizmetler gelişmeye başlamıştır (Higgs ve Victor, 1993). Bu çalışmada toplum temelli bakım, ağırlıklı olarak yaşlı refahı alanında ele alınarak, analiz edilmeye çalışılacaktır.

Evde Bakım Hizmetlerinin Gelişim Süreci

İnsanlık tarihinde 19. yüzyılda yaşanan endüstri devrimi ile birlikte ortaya çıkan sosyal sorunlar (Güven, 2001) ve en temelde yoksulluk öncelikle geniş çaplı sanayi hamlesinin ilk ortaya çıktığı İngiltere ve Amerika’nın geleneksel toplumsal yapısında köklü değişikliklere neden olmuş, bu durum kentlerdeki yoksul, özürlü, hasta ve muhtaç bireylerin sayısının artmasına yol açmıştır. Bu dönemde yoksul ve muhtaç bireylere yardımda bulunma görevi, Amerika’ya İngiltere ve Avrupa’dan gelen göçmenlerin etkisi ile, yerel yönetimlerin bir sorumluluğu olarak düşünülmüş, ancak nüfusun hızla artması sonucu; yoksul, hasta ve özürlü bireylerin sayısı giderek çoğaldığından, yerel yönetimlerin toplum adına yaptığı temel ihtiyaçları karşılamaya yönelik, bireysel düzeydeki barınak, para ve yiyecek yardımları zamanla yetersiz kalmaya başlamıştır (Turan, 1999). Bu yardımlarda savurganlığı önlemek amacı ile 19. yüzyılın ortalarında İngiltere ve ABD’de gönüllüler ve hayırseverlerin öncülüğünde yardım dernekleri kurulmuş, yardıma muhtaç yoksul, hasta, özürlü ve yaşlı bireylere yönelik hizmetler büyük bir hızla yayılmış, yapılan ev ziyaretleri yoluyla yardıma ve bakıma gereksinim duyan bireylerin sorunlarına çözüm bulunmaya çalışılmıştır (Frumkin ve Lloyd, 1995). Dost ziyaretçiler (friendly visitor) olarak adlandırılan gönüllüler tarafından muhtaç durumdaki bireylerin evlerine gidilerek sağlanan bu yardımlar, aynı zamanda evde bakım hizmetlerinin tarihsel gelişim sürecinin başlangıcı olarak da kabul edilmektedir.

İlk olarak 19. yüzyılda Amerika’da başlayan evde bakım hizmetleri giderek organize bir görünüm kazanmış ve 1908 yılına gelindiğinde ilk Ev Hizmetleri Organizasyonu (The Home Service Organization) Amerika’da kurulmuştur. Yine Amerika’da 1935’de devlet desteğiyle sağlık müdürlüklerinin evde bakım hizmetleri başlamış, 1960 yılında ise yaşlılar için devlet destekli ücretsiz evde bakım hizmetlerine geçilmiştir (Akdemir, 2003). Amerikan Ulusal Evde Bakım Derneği (National Association for Home Care 1994 Akt; Kaye 1995)’nin 1994 yılı verilerine göre; Amerika’da yaşlılara evde bakım ve destek hizmetleri veren 15027 evde bakım kurumu bulunmaktadır.

Bugün Kanada, İngiltere, Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika, Lüksemburg, İspanya, Portekiz, Danimarka, İrlanda, İtalya, Yunanistan, Japonya, Endonezya, Tayvan ve Suudi Arabistan gibi bir çok ülkede evde bakım hizmetleri yürütülmektedir (Akdemir, 2003).

Evde Bakım Modeli

Evde bakım, özürlü, yaşlı, süreğen hastalığı olan veya nekahet dönemindeki bireyleri bulundukları ortamda destekleyerek, sosyal yaşama ayak uydurabilmelerini sağlamak, yaşamlarını mutlu ve huzurlu bir biçimde sürdürerek toplumsal entegrasyonlarını gerçekleştirmek, bakıma gereksinim duyan bireyin aile üyeleri ve özellikle de ailedeki kadın üzerindeki yükünü hafifletmek için birey ve aileye sunulan psiko-sosyal, fizyolojik ve tıbbi destek hizmetleri ile sosyal hizmetleri içeren bir bakım modelidir.

Evde bakım hizmetleri ise evde bakım modeli içerisinde yer alan ve müracaatçılara götürülen hizmetlerdir. Bu hizmetler, genellikle kendi evlerinde kalan ve temel günlük bakım aktivitelerini yerine getirmekte güçlük çeken bireylere, yardım vermek amacıyla merkezi yönetim ve belediyelerin sosyal hizmet birimleri tarafından yürütülür. Evde bakım hizmetleri içerisinde; evde yardım (home help), evde takip hizmetleri (home attendant care), ev sağlık hizmetleri (home health services), süreli bakım (respite care), evlere yemek servisi (meals-on wheels), telefonla yardım servisi (tele care service) ve evlere bakım-onarım hizmeti (handyman service) gibi hizmetler yer almaktadır. Uygulamada bu hizmetler için “home care services”ın eş anlamlısı olan “domicilary care services” kavramı da kullanılmaktadır (Barker, 1999).

Evde bakım hizmetleri, bakıma gereksinim duyan bireylerin kendi evlerinde ya da çevrelerinde bağımsız olarak yaşamlarını sürdürebilmelerini hedefleyerek, yaşam kalitelerini arttırmayı amaçlamaktadır (Kısa ve Karadağ, 2001). Evde bakımın yaşlılıkta; fiziksel sağlık, psikolojik durum, bağımsızlık düzeyi, sosyal katılım, kişiler arası ilişkiler, kendi potansiyelini gerçekleştirme ve entelektüel gelişim süreçleri üzerinde olumlu etkileri söz konusudur. Ayrıca aile bütünlüğünün korunmasına, stresin azaltılmasına, bireyin alışık olduğu çevrede yaşamına devam edebilmesine, alışık olduğu hobi ve sosyal etkinlikleri sürdürebilmesine imkan tanımaktadır (Karaduman, Yiğiter, Aras ve Yakut, 2004; Akdemir, 2003).

Evde bakım kapsamında verilen hizmetler;

Evde yardım (home help service): Bu hizmet ile kendi evlerinde yaşayan ve düzenli bakım ve takibe gereksinim duyan bireylerin, ev ortamına götürülecek çeşitli hizmetler yoluyla yaşam kalitelerinin geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Evde yardım hizmeti kapsamında ev temizliği, çamaşırların yıkanması ve ütülenmesi, ilaçların temin edilmesi, alışverişin, ev dışı işlerin yapılması, sosyal ve psikolojik destek yer almaktadır. Evde yardım hizmetinin süresi evde bakıma gereksinim duyan bireyin yaşı, sağlığı, öz bakım becerilerini yerine getirebilme durumu ile hareket veya duyu kaybı yaşama durumlarına göre değişebilmektedir (Thomas ve Pierson, 1999).

Evde yardım hizmetinin yerine getirilmesi sürecinde görev alan yardımcılar (home helper) genellikle referans yoluyla belirlenirler. Bu kişiler aynı zamanda toplum bakımı uzmanları (community care workers) olarak da bilinirler (Thomas ve Pierson, 1999).

Evde takip hizmeti (home attendant service): Evde takip hizmeti genellikle günlük yaşam aktivitelerini yerine getirmekte güçlük çeken bireylere profesyonel hemşirelik becerisi gerektirmeyen (tırnak kesimi, saç-sakal tıraşı, banyo ve beslenme vb.) çeşitli gereksinimlerinin karşılanması amacıyla görevli bir personel yardımıyla sağlanan bir hizmet türüdür (Gibelman, 1995).

Evde takip hizmeti özel sektör ve gönüllü kuruluşlar tarafından yürütülmektedir. Bu hizmet için gerekli finansmanın önemli bir bölümü belediyelerin sosyal hizmet birimleri tarafından karşılanmaktadır. Hizmetin yerine getirilmesi sürecinde özürlü ve yaşlı bakımı alanında eğitimli kişiler yer almakta ve evlerinde yaşayan bireylere günlük ziyaretlerde bulunarak yardım sağlamaktadırlar (Barker, 1999).

Evde tıbbi bakım hizmetleri (home health services): Evde tıbbi bakım hizmeti programları, tıbbi bakım, hemşirelik, mesleki terapi, fiziksel terapi, konuşma terapisi için sunulan programlardır ve hastaların kendi evlerinde bakımı ve izlenmesini içerir. Bu hizmetlerin bir çoğu özel sektörde belirli bir vizite ücreti karşılığında, tıbbi bakım personeli tarafından ya da özel hemşirelik hizmeti bakımı yoluyla yerine getirilmektedir. Hastaya evinde de resmi tıbbi bakım hizmetleri sağlanmaktadır. Bu genellikle hasta için daha konforlu ve ayrıca hastane bakımından daha ekonomik bir sistem sunmaktadır (Barker, 1999).

Süreli bakım (respite care): Süreli bakım, özürlü ve yaşlı bireye sahip olan ailelerin dinlenmeleri ve kendilerine zaman ayırmalarına yönelik geçici bir bakım hizmetidir. Hizmet verme sürecinde genellikle özürlü ve yaşlı bakımı alanında uzmanlaşmış kişiler ve hemşireler yer almaktadır. Sosyal hizmet uzmanları ise süreli bakım hizmetinde vaka yöneticisi (case manager) konumundadırlar (Gibelman, 1995).

Evlere yemek servisi (meals on wheels): Bu hizmet, kendi yemeklerini yapamayacak durumda olan ya da geçici bir süre ile kendi yemeğini hazırlayamayan bireylerin evlerine sıcak yemek servisi götürülmesi şeklinde verilmektedir. Sıcak yemek servisi genellikle günde üç öğün üzerinden dağıtılmaktadır (Kısa ve Karadağ, 2001).

Evlere bakım ve onarım hizmeti (handyman service): Evlere bakım ve onarım hizmeti; kapı ve pencere tamiri, anahtar ve camların değiştirilmesi, elektrik ve su tesisatı onarımlarını kapsamaktadır (Kısa ve Karadağ, 2001). Amaç, evde yardım ve desteğe gereksinim duyan bireyin, ev hayatında sıkça rastlanan küçük çaplı tamirat ve onarım gerektiren işlerinin daha hızlı ve piyasadan daha ucuza yapılmasını sağlamaktır.

Telefonla yardım servisi (telecare service): Telefonla yardım hizmeti özel bir telefon hattının (lifeline) normal telefona bağlanmasından oluşan bir sistem ile verilmektedir. Yalnız yaşayan yaşlı bireyler bu hizmetten ihtiyaç duydukları acil durumlarda düğmeye basarak yardım almak amacıyla yararlanabilmektedirler. Bu sistem yaşlı bireyin telefonuna o kişiyi “telecare” merkezine bağlayacak bir alet takılarak kurulmaktadır. Bu sistemin kurulmasından sonra yaşlı bireye evde kullanabileceği, boynuna da takılabilen bir düğme verilerek, acil durumda bu düğmeye basması söylenmektedir. Başvuru esnasında acil durumlarda arayabilecekleri en yakın kişilerin ya da akrabalarının, arkadaşlarının, doktorunun, telefon numarası başvuru formuna kaydedilmektedir. Acil durumda (örneğin, yaşlı bireyin düşmesi) kişi düğmeye basarak “telecare” merkezine bir sinyal gönderir. “Telecare” merkezine gelen sinyal sonucunda merkezdeki operatör yaşlı bireyin verdiği telefon numaralarındaki kişilere ulaşarak bu kişilerin yaşlı bireyin evine ulaşmasını sağlar. Operatör aynı zamanda doktorunu, sağlık merkezini, ambulansı ve polisi de arar. Bu sistemin kurulması ile yaşlı birey haftanın yedi günü yirmi dört saat bu hizmetten faydalanabilmektedir. Bu hizmetten faydalanan yaşlı bireylerin doktorundan “telecare” merkezine bireyin durumunu bildirir bir rapor vermesi istenmektedir. Acil durumda sinyal ulaştıktan sonra bu rapor doğrultusunda sağlık merkezine yaşlı birey hakkında bilgi verilmektedir (Kısa ve Karadağ, 2001).

Buna ek olarak, evde bakım hizmetlerini organize eden merkezdeki sosyal hizmet elemanları yaşlının günlük yaşamını takip etmek, varsa günlük yaşam aktivitelerini yerine getirirken ortaya çıkan sorunlarının çözümünde onu desteklemek amacıyla her gün yaşlının durumunu telefonla takip etmektedir (Thomas ve Pierson, 1999).

Özetle, evde bakım hizmetleri hasta bakımı, rehabilitasyon ve kişisel bakım yanında önleyici hizmetleri de kapsayan çok yönlü uygulamalar bütünüdür. Evde bakım hizmeti hastalık, özürlülük, yaşlılık ve analık durumunda aileye verilen her türlü desteği kapsar (Bulut, 2001). Temizlik, yemek pişirme, alışveriş gibi günlük ev yardımları, gerekli durumlarda bireyin giyinme, banyo, hareket ettirilmesi gibi kişisel yardımlar; hasta bakımı, konuşma veya fiziksel terapi gibi profesyonel yardımlar evde bakımın genel kapsamını oluşturmaktadır (Gibelman, 1995). Evde bakımın en temel hedefi, muhtaç bireyin ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayarak, aileye destek vermek ve böylece hem bir bütün olarak ailenin hem de tüm aile üyelerinin işlevselliğini arttırmaktır (Bulut, 2001).

Evde Bakımda Disiplinlerarası Yaklaşım

Toplum temelli; koruyucu, önleyici, tedavi edici ve geliştirici bir sosyal hizmet modeli olan evde bakım; özürlü, hasta ve yaşlı bireylere yaşadıkları ortamda verilen psiko-sosyal destek, tıbbi ve kişisel bakım hizmetlerinin yanı sıra ev ortamının dışında da gereksinim duydukları serbest zaman değerlendirme, tatil, ulaşım gibi aktiviteleri yerine getirebilmeleri için sağlanan yardım ve destek hizmetlerini içerir. Çok geniş bir uygulama alanı olan evde bakım bu yönüyle doktor, hemşire, sosyal hizmet uzmanı, psikolog, diyetisyen, fizyoterapist, iş-uğraşı terapisti, ev ekonomisti ve diğer sosyal hizmet elemanlarının aktif olarak yer aldığı ve disiplinlerarası ekip çalışmasını gerektiren bir hizmettir.

Evde bakım hizmetlerinin organizasyonunda belirli bir sistematik içerisinde düzenli bir iş akışı söz konusudur. Buna göre; bakıma gereksinim duyan birey veya onun adına bir yakını evde bakım hizmetlerinden yararlanmak için özel veya kamusal evde bakım kuruluşuna şahsen ya da telefonla başvuruda bulunur. Her başvuru için bir müracaat dosyası açılır ve başvuru talepleri sosyal inceleme koordinatörlüğüne bildirilir. Sosyal hizmet uzmanı ilk ziyareti gerçekleştirmek için randevu ayarlayarak, bakıma gereksinim duyan birey ve ailesi ile görüşme yapar. Ardından da onunla ilgili gerekli bilgileri sosyal inceleme ve değerlendirme formuna geçirerek, bu formu evde bakım hizmeti veren kurumun ilgili departmanına sunar. Başvuru ile ilgili son değerlendirmeyi meslek elemanlarından oluşan değerlendirme kurulu yapar. Kurul aynı zamanda başvuruda bulunan kişinin evde bakım modeli içerisinde yer alan hizmetlerden hangilerine, hangi sıklıkta gereksinimi olduğunu tespit eder ve her başvuru sahibi için bireysel hizmet planı oluşturur. Bu aşamadan sonra bireye yararlanacağı hizmetlerin tür ve niteliği hakkında bilgiler verilir ve ardından da onunla evde bakım sözleşmesi yapılarak, hizmet sunumuna geçilir. Evde bakım hizmeti verilmeye başlandığı andan itibaren profesyonel meslek elemanlarının katılımıyla haftalık vaka değerlendirme toplantıları yapılır. Bu toplantılarda bireyin durumu takip edilir, başlangıçta belirlenen gereksinimlerin ne ölçüde giderildiği tespit edilir. Varsa evde bakım hizmetinden yararlanan bireyin yakını belirli aralıklarla bilgilendirilir. Birey güçsüzlük, kalıcı bir özür, kronik hastalık vb. nedenlerle kendi evinde yaşayamayacak duruma geldiğinde, onun için en uygun bakım modelinin ne olduğuna karar verilir ve daha korumalı bir bakım kurumuna havale edilir (Danış, 2004).

Görüldüğü üzere evde bakım modeli kapsamında sunulan her bir hizmet türü meslekler arası işbölümü ve dayanışmayı zorunlu kılmaktadır. Aşağıda evde bakım hizmetinde yer alan meslek elemanlarının iş tanımları ana hatları ile açıklanmaya çalışılacaktır.

Sosyal hizmet uzmanı: Meslek elemanları arasındaki koordinasyon ve eşgüdümü sağlar, sosyal inceleme ve değerlendirme raporunu hazırlar, vaka yöneticiliği yapar, ev ziyaretleri gerçekleştirir, psiko-sosyal destek ve danışmanlık hizmeti verir, bireyin problem çözme kapasitesinin geliştirilmesine katkıda bulunur, hizmet sürecinde gereksinim duyulan toplum kaynaklarını organize eder.

Doktor: Tıbbi koordinasyonu sağlar, hizmetten yararlananların sağlık durumlarını takip eder, tıbbi danışmanlık ve eğitim verir, hizmetten yararlananların kullandıkları rutin ilaçları yazar ve gerekirse onları uzmanlık gerektiren başka bir tıp alanına havale eder.

Hemşire: Hizmetten yararlananların sağlık durumları hakkında doktora bilgi verir, ilaçların doğru ve düzenli bir biçimde alınmasını sağlar, ilaçların etki ve yan etkilerine ilişkin eğitim planlar ve uygular, pansuman enjeksiyon, derece ve tansiyon ölçümü gibi temel düzeydeki sağlık hizmetlerinin ev ortamına götürülmesini sağlar, bireyin sağlığının korunması ve geliştirilmesine ilişkin eğitim planlar ve uygular, bireyin birlikte yaşadığı kişileri bütüncül bir yaklaşımla tüm uygulama ve eğitimlere katar.

Fizyoterapist: Doktor tarafından tanısı konan bireylerin fizyoterapi ve rehabilitasyon programlarını planlar ve uygular, özürlülük ve yaşlanmaya bağlı olarak görülen yeti kayıpları ile eklem ve kas rahatsızlıklarının rehabilitasyonunda tıbbi tedaviye destek verir. Sağlıklı bireylerin özel egzersiz ve rehabilitasyon programları ile fiziksel uyumlarını arttırarak, olası hastalık ve sakatlıkları önlemeye çalışır, verilen egzersizlerin kontrollü ve düzenli bir biçimde yapılmasını sağlar. Yaptığı çalışmalar hakkında doktoru düzenli olarak bilgilendirir.

Diyetisyen: Hizmetten yararlananların sağlık ve yaş durumlarını göz önünde bulundurarak düzenli, dengeli ve sağlıklı beslenebilmeleri için uygun yemek listesini hazırlar, doktor tarafından önerilen diyetlerine uymalarını sağlar, h azır yemek servisi hizmeti ile ev ortamına götürülen mönülerin standardını kontrol eder, s ağlıklı ve ekonomik beslenme yöntemleri konusunda eğitim planlar ve uygular.

Psikolog: Hizmetten yararlananların motivasyonunun yükseltilmesi duygusal boşalımlarının sağlanması, endişe ve kaygılarının en aza indirilmesi, ihtiyaç duydukları konularda danışmanlık verilmesi, aynı sorunu paylaşan kişilerle tedavi, serbest zaman değerlendirme vb. gruplar oluşturulması gibi konularda mesleki çalışmalar yapar.

Ev ekonomisti: Hizmetten yararlananların ekonomik düzeylerini yükseltmek, yaşayışlarını iyileştirmek ve mevcut kaynaklarını (para-zaman vb.) daha verimli kullanmalarını sağlamak amacıyla eğitim planlar ve uygular, ev idaresi, mal ve hizmet satın alma konularında gerekli yönlendirmeleri yapar, ev aletlerinin, yiyecek ve giyeceklerin seçilmesi ve kullanılması hakkında önerilerde bulunur.

İş-uğraşı terapisti: Hizmetten yararlananların belirlenen aktivite ve görevlerde performanslarını düzeltmeye, güçlendirmeye ve artırmaya çalışır, adaptasyon ve üretkenlik için gerekli olan beceri ve fonksiyonları öğrenmelerine yardımcı olur.

Gündüzlü Hizmetler

Gündüzlü hizmetler; yaşlının kendisine olan saygısını arttırarak güçlenmesini, bağımsız yaşamasına yardım ederek iyilik halinin yükseltilmesini amaçlar. Yaşlıların toplumla bağlarını koparmadan sosyal, eğitsel, mesleki ve serbest zaman değerlendirme faaliyetleri aracılığıyla gelişmelerine destek olur. Bu hizmetlerin verildiği kurumlardan birisi gündüz merkezi (day centre)’dir. Bu merkezler değişik amaçlara yönelik olduğu gibi, tek bir amaca (örneğin; serbest zaman değerlendirme gibi.) yönelik olarak da hizmetlerini planlayabilmektedirler. Temel amaçları, sağlık, spor, beslenme, rehabilitasyon, diyet, kişisel bakım, hukuksal ve mali sorunlara yardım, serbest zamanların değerlendirilmesi, tatil ve gezilerin düzenlenmesine yönelik hizmet ve programları sunmak olan bu merkezler hizmetlerini sürekli çeşitlendirmek durumundadır (Onat, 2004).

Gündüzlü merkezler, gelişmiş ülkelerde yaygın bir hizmet olup kendi evlerinde tek başlarına ya da çocuklarıyla yaşayan ve gündüz kendisine bakacak kimsesi olmayan yaşlılara, gereksinimlerinin karşılanmasına yönelik gündüz saatleri içerisinde bakım ve destek hizmetleri sunmaktadır. Bu merkezlerde yaşlıların kişisel temizlikleri ve tıbbi takipleri yapılmakta, öğle yemekleri verilmekte, fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri ile sosyal aktivite ve gezi imkanları sunulmakta, ayrıca psiko-sosyal destek de verilmektedir. Genellikle “day centre”, “day care centre”, “senior centre” ve “day hospital” adıyla hizmet veren bu merkezler, İngiltere ve Galler’de yaşlı bakımı alanında oldukça yaygın ve işlevseldir (Kraan ve arkadaşları, 1991 Akt: Danış 2004).

Gündüzlü yaşlı hizmetleri açısından iyi bir noktada bulunan İngiltere ve Galler’de evlerinde yaşayan yaşlılara yönelik, evde yardımdan sonra en yaygın hizmet yaşlılar tarafından gündüz merkezi (day centre) ya da gündüz hastanesi (day hospital) olarak anılan yerlerden alınan hizmetlerdir. Altmış beş yaşın üstündekilerin yaklaşık %6’sı bu merkezlerin sundukları hizmetlerden yararlanmaktadır. Gündüz hastaneleri (day hospitals) yaşlıların yaklaşık %1’ine ulaşmaktadır. Banyo yaptırma, basit tıbbi refakat, ilaçların verilmesi ya da fizyoterapi gibi hizmetler bu merkezlerde yaygın olarak sunulmaktadır. Yaşlılar, gündüz merkezi ve gündüz hastanesi hizmetlerini yerel yönetim ya da gönüllü kuruluşlardan almaktadırlar. Gündüz merkezlerinin büyük bir kısmı gönüllü organizasyonlar özellikle de Ulusal Yardım Derneği (National Aid Association) tarafından işletilmektedir. Gönüllü organizasyonların gelirlerinin büyük bir kısmını (genellikle %75’e yakınını) bağışlar ve yerel yönetim tarafından ödenen ücretler oluşturmaktadır. Gündüz merkezlerinin temel sorumluluğu, öğle yemeğinin tedarik edilmesi ve basit bazı bakım hizmetlerini yerine getirmektir. Pek çok öğle yemeği kulübü (luncheon club) bir gündüz merkezi içerisinde yer almaktadır. Bir çok ev hizmetleri gibi gündüz bakımı da yardıma ihtiyacı olan yaşlılar ve onlara bakanlara sağlanan desteğin sadece bir bölümünü oluşturmaktadır. Bu merkezlere haftada iki günden fazla devam edenler oldukça nadirdir. Her bir gündüz merkezi haftada dört ya da beş yaşlı arasında paylaştırılır. Yaşlılar genellikle öğleden sonra saat üç, dört gibi evlerine gönderilirler hafta sonlarında ise bu merkezler kapalıdırlar (Kraan ve arkadaşları 1991 Akt: Danış 2004).

Ülkemizde Evde Bakım ve Gündüzlü Hizmetler

Türkiye’de evde bakım ile ilgili ilk proje 1993 yılı sonunda SHÇEK Genel Müdürlüğü’nce Ankara, Adana, İzmir ve İstanbul illerinde uygulanmıştır. Evlerinde yalnız yaşayan yaşlılara yardımcı olmak ve evde bakım hizmetinde yer alacak ara personelin yetiştirilmesi hedefi ile başlatılan bu proje, pilot uygulamalardan etkin sonuç alınamadığı için sürdürülememiştir.

Ülkemizde Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olarak çalışan yaşlılara hizmet merkezinin yaşlı bireylere yönelik evde bakım hizmetleri ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı bir kuruluş olan İstanbul Sağlık A.Ş.’nin yaşlı hastalar için evde sağlık destek hizmetleri ile özel sektörde yavaş yavaş gelişen ücretli tıbbi bakım ve refakat hizmetlerinin dışında evde bakım sunulmamaktadır.

Ankara Büyükşehir Belediyesi bünyesinde 1994 yılında kurulan Yaşlılara Hizmet Merkezi “Evde Bakım Projesi”, Türkiye’de konuyla ilgili önemli projelerden birisidir. Merkeze üye olan yaşlılara her türlü ev tamiratı, elektrik, su tesisatı, marangozluk işleri, boya, badana ve temizlik hizmetleri sağlanmaktadır. Buna ek olarak, yaşlıların, telefon, su, elektrik faturaları ile emlak ve çevre temizlik vergileri yatırılmakta, banka işlemleri takip edilmektedir. Ayrıca merkeze başvuran yaşlılara ASKİ, EGO gibi belediye birimlerinde sıra beklemeksizin işlerini kolaylıkla yapabilmeleri için “öncelikli hizmet kartı” çıkarılmaktadır. Bu projede öncelik: altmış yaşın üzerinde, yalnız veya eşiyle birlikte yaşayan, bakıma gereksinim duyan ve dar gelirli yaşlılara tanınmaktadır. Bununla birlikte orta ve üst gelir grubuna mensup yaşlılar da evde bakım hizmetinden yararlanabilmektedir. Merkezin sunduğu tüm hizmetler ücretsizdir, fakat sadece temizlik ve sağlık hizmeti sunumunda asgari ücretin üzerinde geliri olan yaşlılardan, temizlik için on beş milyon, sağlık hizmetleri için ise beş milyon lira ücret alınmaktadır (NISBO Magazin, 2003).

Yaşlılara Hizmet Merkezi “Evde Bakım Projesi”nde üç doktor, iki hemşire, altı sosyal hizmet uzmanı ve iki psikoloğun yanı sıra, yaşlının günlük hayatını kolaylaştırmak için yukarıda belirtilen ev içi ve ev dışı hizmetlerin sağlanmasında, yaklaşık yüz altmış teknik eleman ve ara personeller de görev yapmaktadır. Merkezin bilgisayar ortamında kayıtlı on dört bin üyesi bulunmaktadır. Sosyal etkinlikler ve boş zaman değerlendirme aktiviteleri kapsamında eski ve yeni üyeler ayda bir kez, Yaşlılara Hizmet Merkezi’nde verilen çaylarda buluşmakta ve hizmet süreci ile ilgili istek ve beklentileri değerlendirilmektedir. Bunun dışında geziler ve piknikler düzenlenmekte, yılda bir hafta tatil kamplarına gidilmekte, yaşlılar haftası, anneler günü, öğretmenler günü gibi özel gün ve haftalarda kutlama etkinlikleri düzenlenmektedir (Ankara Büyükşehir Belediyesi Yaşlı Hiz. Şub. Müd. Verileri, 29. 4. 2005 ). 2005 yılı bütçesi yaklaşık iki trilyon olan merkezin tek dezavantajı her geçen gün üye sayısının artması, buna paralel olarak artan talebin karşılanması sürecinde ortaya çıkan tıkanıklıklardır.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi evde sağlık hizmetleri kapsamında 2001 yılından bugüne kadar bir buçuk milyonu aşkın hanede yüz binin üzerinde kişiye evde sağlık hizmeti sunmuştur. 2005 yılında ise altmış bin hastaya daha evde sağlık hizmeti götürülmesi planlanmaktadır. Eve yönelik sağlık hizmetleri doktor muayenesi, laboratuar hizmetleri, hemşirelik hizmetleri, psikoterapi, fizyoterapi ve rehabilitasyon hizmetlerini kapsamaktadır. Bebekten yaşlıya, gebelik ve loğusa takibinden özürlü, yatalak ve kronik hastalık durumlarına, geçirilen bir kaza ya da bir ameliyat sonrası gereken bakım, rehabilitasyon ve psikolojik ihtiyaçların karşılanmasına kadar uzanan geniş bir yelpazede sunulan evde sağlık hizmetleri yaşlı hastalıkları ve bakımı konusunda ailelere yönelik bilgilendirme çalışmalarını da içermektedir. İstanbul Sağlık A.Ş evde sağlık hizmetlerini doktor, bakım hemşiresi, hasta takip hemşiresi, fizyoterapist, sosyal hizmet uzmanı, psikolog ve bakım destek personelinden oluşan profesyonel bir bakım ekibi aracılığıyla yürütmektedir.

Kendi evlerinde yaşamlarını sürdüren yaşlılara yönelik alternatif bir gündüzlü hizmet modeli olarak ortaya çıkan yaşlı dayanışma merkezlerinin sayısı ise Türkiye genelinde Ankara, İzmir ve Çanakkale illerinde olmak üzere yalnızca beştir. Yaşlı dayanışma merkezlerinin toplam üye sayısı bin civarındadır (SHÇEK Yaşlı Hizmetleri Daire Başkanlığı Verileri, 20. 07. 2005 ). Bu merkezlerde evde bakım hizmetleri sunulmadığı gibi çağdaş manada gündüzlü hizmetler de verilmemektedir. Gerek uzman personel sayısı, gerekse mali finansman sıkıntıları nedeniyle yaşlı dayanışma merkezlerinin ayakta kalmaları git gide güçleşmektedir. Danış (2004) tarafından SHÇEK’e bağlı Ankara’daki iki yaşlı dayanışma merkezinde yapılan bir araştırmada y aşlıların; büyük bir çoğunluğunun yaşlı dayanışma merkezleri tarafından kendilerine sunulan hizmetleri yeterli bulmadıkları ve sağlık, eğitim, kültür, evde bakım, serbest zaman değerlendirme, gezi-tatil, psiko-sosyal destek gibi çeşitli hizmetlerin yaşlı dayanışma merkezleri tarafından sunulmasını arzu ettikleri sonucuna ulaşılmıştır.

Ülkemizde evde bakım ve gündüzlü hizmetlerinin gelişmemiş olması, formel sosyal hizmetler sistemimizin genel olarak korunmaya muhtaçlık bağlamında kurum bakımı olarak adlandırılan bir örgütlenme içerisinde bulunmasından kaynaklanmaktadır (Danış, 2003). Bu nedenle bakıma gereksinim duyan bireylerin fiziksel, sosyal, kültürel özellikleri, alışkanlıkları, istek ve beklentileri doğrultusunda, çağdaş bakım modelleri uygulamaya aktarılamamıştır.

TARTIŞMA ve SONUÇ

Günümüzde özürlülük, kronik hastalık ve yaşlılık gibi geçici veya sürekli bakıma gereksinim duyulan durumlarda bakım sorumluluğunun yalnızca aile bağları ile çözümlenemeyeceği gerçeği daha iyi anlaşılmış ve bakım hizmetlerinin organizasyonunda aile kadar topluma da bir sorumluluk yüklenmiştir. Halk sağlığı hizmetlerinin yaygınlaştırılması, teknolojinin insan yaşamına getirdiği kolaylıklar, demokrasinin, insan haklarının ve sosyal adaletin gelişmesi; bakıma gereksinim duyan bireylerin psikolojik, sosyo-ekonomik ve fizyolojik gereksinimlerinin çağın gereklerine uygun bir biçimde karşılanması konusunu bir kez daha gün yüzüne çıkarmıştır. Bugün sosyal refah ülkelerindeki bakım politikaları bireylerin yaşam kalitesini ve iyilik halini geliştirmeye odaklanmaktadır.

Bakım hizmetleri açısından gelişmiş ülkelerin bir hayli gerisinde olan ülkemizde ise hızlı bir dönüşüm süreci yaşanmaktadır. Giderek aileler küçülmekte, kadınlar ev dışında çalışmakta, akrabalar ve komşular ile olan ilişkiler eski gücünü kaybetmektedir. Tüm bunlardan dolayı bakıma muhtaçlık sorununu, kurum odaklı bakım hizmetleri ve aile desteği ile çözebilmek her geçen gün daha da zorlaşmakta ve içinden çıkılması güç bir sorun haline dönüşmektedir.

Eve yönelik bakım hizmetlerinin kurumlaştırılması ve sistemleştirilmesi açısından ileri bir noktada bulunan Avrupa ülkelerinde, bakıma muhtaç hale gelen bireyin, yaşamını mümkün olduğunca kendi evinde ya da ailesinin yanında sürdürebilmesi amacıyla evde bakım devlet güvencesi altına alınmıştır. Avrupa Topluluğu’na dahil ülkelerde evde bakım, kamusal sosyal yardım ve sosyal güvenlik sistemi içerisinde yer almışken, Avrupa Topluluğu’na tam üyelik aşamasında olan ülkemizde evde bakım uygulamaları hala devlet güvencesi altına alınmadığı gibi henüz gerçek anlamda başlatılmamıştır.Bakıma muhtaçlık durumunda sorumluluk yalnızca aile değil aynı zamanda devlet ve toplum tarafından da paylaşılmalıdır. Öyleyse gerek yaşlı gerekse özürlü ve hasta bakımı alanında kurum bakımı modelinde bir örgütlenme içerisinde olan Türkiye’de formel sağlık ve sosyal hizmetler sistemi hızla revize edilmelidir. Ülkemizde bakıma gereksinim duyan nüfus gruplarının toplumsal entegrasyonları, sosyal çevre içerisinde dinamik bir unsur olarak işleyebilmeleri, sosyal adalet ve barışın sağlanabilmesi için sosyal bakım alanında daha çağcıl hizmetlerin varlığına ihtiyaç duyulmaktadır.



Kaynak:T.C. Başbakanlık Özürlüler İdaresi - Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı