Çocuklarda Davranış Sorunları

Ebeveynler, çocuklarının davranışlarıyla ilgili bir psikoloğa başvururlarken akıllarında nasıl bir çözüm yolu bulunacağı sorusuna eşlik eden bir başka soru(lar) da vardır: “Ya bu şey bir tek benim çocuğumda varsa?” “Çocuğum anormal mi?” “Çocuğum düzelir mi?” “Acaba neden böyle oldu bu çocuk?”

Son soru hariç öncekiler, çözüme giden yolda asıl soru olmaktan çok, ebeveynin endişelerini yansıtır. Çocuğunuzdaki problem davranış, muhakkak ki başka çocuklarda da vardır. Bu noktada “normallik” aslında ebeveynin sorgulamasının gereksiz olduğu bir terimdir.

Çocuğa anormal desek, bunun nasıl bir faydasını göreceğiz? Üstelik çocukta bir alan sorunlu iken, diğer bir davranış alanı ise sorunsuz gidiyor olabilir. Problem alanlarına tek tek odaklanarak, o alana özgü çözümler üretmek en sağlıklısı olacaktır. Ve; evet, davranış sorunları doğru müdahalelerle düzeltilebilir.

Şüphesiz ki problemli davranışların nedenlerini bulmaya çalışmak faydalıdır. Alt ıslatma davranışının altında yatan sıkıntının fizyolojik mi yoksa psikolojik kaynaklı mı olduğu, nasıl bir çözüm üretilmesi gerektiğini belirler. Okul öncesi dönemdeki bir çocuğun ısırma, vurma davranışının altında model alma yatıyor olabilir (örneğin, bunu ona dedesi öğretmiş ve vurduğu birkaç seferde de gülümsemiştir). Öyleyse, model alınan davranışa (dedenin çocuğa vurmayı öğretmesi ve gülümseyerek tepki vermiş olması) çocuk artık maruz kalmazsa, ısırma ve vurma davranışları da sönecektir.

Aileler neden bulmaya çalışırken kendi gözleriyle durumu tartarlar. Kendileri üzerlerinde stres yaratmayan etkenlerin çocuklarını olumsuz etkileyebileceğini tahmin edemezler, bu nedenle gözden kaçırırlar. Çocukların olayları yorumlayış tarzları yetişkinlerden daha farklıdır. Dolayısıyla fazla etkilenirler. Televizyonda izlediği kısa bir kaçırılma haberinin hemen sonrasında gece korkuları başlayan çocuğun bu ani ve şiddetli davranış değişikliğinin nedeni ebeveynler için bir muamma olabilir.

Bazı ebeveynler endişe yüklü iken, problemli davranışa “şimdi nerden çıktı bu” diye yaklaşırlar. Bu ebeveynlere göre, davranışı çocuk ürettiğine göre, sorun çocuktadır. Çocukları “şunu, bunu” yapmaktadır, “anneyi üzmekten zevk almaktadır”. Anne ve baba, problemi ortaya çıkaracak/besleyecek herhangi bir şey yapmış olabileceklerine ihtimal vermediklerinde, çocuğu da psikologa şikayet etme pozisyonuna girerler.

Problemli davranış her ne olursa olsun; ebeveyni çözüme kestirme yoldan ulaştıracak asıl soru şu olmalıdır: “Acaba problem oluşurken ben nasıl davrandım?” Bu soru muhtemelen, ebeveynin hali hazırda da çocuğuna nasıl davrandığının yanıtı olacaktır…

Şimdi, tamamen farklı bir açıdan olayı ele alacağız. Bir davranışın problemli olduğuna ebeveyn nasıl karar verir? Eğer davranış çocuk ve / veya çevresindekiler için rahatsız edici ya da zarar verici bir hal almışsa, yeni başlamamışsa, problemli olarak tanımlanabilir.

Problemli bir davranış, tamamen çocuğun içinde bulunduğu yaş dönemine özgü bir davranış da olabilir. Bu da şu demek: Her çocuk aynı dönemde benzer davranış sorunları gösterir. Örneğin, 2.5 yaşındaki çocuğunuzun sizin dediğinizin tersini yapıyor olması. Bu dönemde kimi çocuk kışın kısa kollu o çok sevdiği tişörtü giymek için tuttururken kimi de yatma saatinde uyumamak için direnir. Oysaki ortak bir noktaları var: İkisi de bu yaş döneminde aslında anne ve babadan bağımsız olduğunu kanıtlamak istemektedir. Sorun alanları farklı gibi görünse de temelde aynı tür bir sorundur ve o yaş dönemine özgüdür. Bu da şu anlama gelir; bir süre sonra bu dönem kapanacak ve çocuğun davranışları yeniden uyumlu olacaktır. Bu nedenle, çeşitli dönemsel krizleri çocuğunuzla beraber fazla sinir harbine girmeden atlatmakla ilgili bilgilere ihtiyacınız olabilir. Belki de her kriz anında kendi kendinize şunu hatırlatmakta fayda var: “Şimdi yaptığı şey, bağımsız olma çabasıyla ilgi tutumunun bir ürünü… Geçecek…”

Psikolog Başak Ünver


.ALINTIDIR.