Araştırmacı-yazar Oğuz Akay’ın yeni kitabı Gel Gitme Kadın Alfa Yayınları’ndan çıktı.

Oğuz Akay’ın yine Alfa Yayınları’ndan çıkan Beni İki Kadın Çok Sevdi kitabı Mustafa Kemal ile Latife Hanım’ın ayrılığı ile son bulmuştu. 1925 yılının Temmuz ayında bir akşam, Çankaya Köşkü’nde, Mustafa Kemal ve Latife Hanım’ın evliliğinin sonunu getiren, birçok kişinin de tanık olduğu büyük bir kavga yaşanmıştı. İşte bu eser, Çankaya Köşkü’nde ayrılığa yol açan geceden sonra yaşanan yılları anlatıyor.

“Latife Hanım, Ankara’dan ayrılıp İzmir’e, baba evine gitmiş, ancak, sakinleşip, yeniden düşününce, Ankara’ya dönme girişiminde bulunmuş ise de, Mustafa Kemal, “Siz benden üç kere ayrılma talebinde bulundunuz zaten. Ben bu talebinizi yerine getiriyorum…” demiş ve İzmir’e boşanma mektubunu göndermişti.”

Uzun ve titiz bir çalışmanın, geniş bir temel kaynak, zengin belge ve bilgi araştırmasının ürünü olan bu kitapta, Mustafa Kemal’in, Cumhuriyet’in ilk yıllarında başlayan ve süren devrimleri ile hastalık dönemi yanında, birçok yönü üzerinde de duruluyor.

Latife Hanım’ın kendini nasıl tanıdığı, nasıl anlattığı, bir süre evli kaldığı Mustafa Kemal’i nasıl anladığı ve ona bağlılığının sırrı, ilk kez yayımlanan gerçek kaynaklara, bilgi ve belgelere dayanarak veriliyor. Ayrıca Mustafa Kemal ve Latife Hanım’ın ortak dostlarının onları tekrar bir araya getirme çabaları üzerinde de duruluyor.

Bu kitapta biten evliliğin ardından acı çeken ve yalnızlık hisseden bir Mustafa Kemal bulacaksınız. Musikili akşam toplantılarında söylenen şarkılar onun hislerine tercüman oluyor. Kimi şarkıları ard arda defalarca söyletiyor ve söyleyenlere eşlik ediyor, kimilerini sadece kendisi söylemek istiyor ve söylüyor, kimilerini sonuna kadar dinleyemiyor, yarıda bıraktırıyor şarkıyı, kimisinde de dans ediyor. Bazı şarkıları dinlediğinde ise gözyaşlarına hakim olamıyor. Kitaba ismini veren Gel Gitme Kadın da Mustafa Kemal’in çok sevdiği ve hatta kimi zaman ağladığı bir Selahattin Pınar bestesidir.

Gel gitme kadın, ruhumu hicranına yakma,

İnlet beni, öldür beni, ağyare bırakma,

Karşında esirim, bana düşman gibi bakma.

İnlet beni, öldür beni, ağyare bırakma.



Gel, gel, gel… Gel gitme kadın

Ruhumu hicranına yakma, hicranına yakma

Karşında esirim, bana düşman gibi bakma!..

İnlet beni, öldür beni, ağyare bırakma.



Arka Kapak…

“Üç kere ayrılmak isteyen, ikisinde kocasını terk eden bir hanım son seferinde mücevherlerini ve özel eşyalarını alıp gidiyorsa ve alyansını bırakıyorsa, o kocasına üç defa “boş ol” demiş sayılır. Hanımefendi, siz benden üç kere ayrılma talebinde bulundunuz zaten. Ben bu talebinizi yerine getiriyorum…”
Mustafa Kemal

“Hep anlatılan, Atatürk’ün Latife Hanım’ı kovduğudur. Ama Latife Hanım, gönderilen değil giden kadındır.”
Mehmet Barlas

“Mustafa Kemal, Latife Hanım ile birbirlerini sevmelerine rağmen bu evliliğe devam etmelerinin bazı özel sebeplerle mümkün olamadığını ve olamayacağını düşünüyordu. Birbirlerini hala sevmelerine rağmen ayrılarak daha mutlu olacaklarına inanıyordu.”
Vecihe İlmen

“Mustafa Kemal, karargahtan ateş hattına, ateş hattından karargaha, kışladan kışlaya, bütün ömrü böyle geçmiş bir dahi, kabına sığmayan bir adam, bir sıcak aile yuvası yok. Akşam evine geldiği zaman, yorgunluğunu giderecek, mutluluğunu veya sıkıntısını paylaşacak bir eşi, okşayacak bir
çocuğu yok. Bu kişi nasıl mesut olur?”
Burhan Felek

“Latife Hanım, Mustafa Kemal ile geçirdiği mutlu, heyecanlı ve hareketli iki buçuk yılın bir ömre bedel olduğunu anlamış ve kararını vermişti. Genç kadın için hayat, kocasından ayrıldığı anda bitecekti ve ölümüne kadar beraberliklerinin onurunu koruma görevini yüklenecekti.”
Mevhibe İnönü

“Atatürk ile aramızda en ufak bir kırgınlık, anlaşmazlık yoktu, politik saiklerle mecburen ayrıldık. Benim Büyük Atatürk’e karşı duyduğum ebedi sevgi ve saygı eskisinden daha ziyade olarak devam etmektedir, son nefesime kadar da böyle olacaktır.”
Latife Uşşaki
hürriyet