Kıyafetler, kişinin ruh halini, zevklerini, yaşam tarzını ve statüsünü anlatıyor. Hatta kadınlar kıyafetleriyle kendilerini ifade ediyor. Eski toplumlarda kadının giydiği kıyafete bakarak evli-bekâr, mutlu-mutsuz hatta kaç çocuğu olduğunu bile anlamak mümkündü.

Tarih boyunca insanları giysileri temsil etti. Medeniyetler, tarzlar değişse de bu gerçek hiçbir zaman değişmedi ve değişmeyecek. Kadınların giyimleri, kendi zevkleriyle ilgili olsa da bu bir tartışma konusu olmaya devam edecek. Hatta arkadaşım Zümrüt Çavuşoğlu´nun ifade ettiği gibi "bir ülkenin modernliği bile kadının kıyafeti üzerinden değerlendiriliyor".

Kıyafetler, kişinin ruh halini, zevklerini, yaşam tarzını ve statüsünü anlatıyor. Bazen alelacele giyip çıktığımız bir kıyafet görenler için binlerce anlam taşıyabilir. Hatta kadınlar kıyafetleriyle kendilerini ifade eder. Tarihte de bu böyleydi. Eski toplumlarda kadınların giyindiği kıyafetten evli bekâr, mutlu-mutsuz hatta kaç çocuğu olduğunu bile anlayabilirdiniz. Anadolu´da bu yönde zengin bir giyim kültürü var. Günümüzde modanın sunduğu ürünlerle kadınlar kendilerini, tarzlarını, iç dünyalarını ifade ediyor. İngilizce bir deyim vardır: "A picture is a thousand words" yani bir resim bin kelimeye eşittir. Biz bunu ´Bir kıyafet bin kelimeye eşittir.´ şeklinde uyarlayabiliriz. Aslında detayları inceledikçe bir kişinin üstüne giydiği kıyafet, kullandığı aksesuar ve onları nasıl taşıdığı hakkında çok şey anlatır. Bu görsel algıya moda dili diyebiliriz. Kıyafetlerin ve aksesuarların konuştuğu bir dil. Görselliğin kelimelere tercümesi adeta.

Abartılı tarzları tercih ediyoruz

Peki sizin çizginiz ne tür bir mesaj veriyor, kıyafetleriniz neyi temsil ediyor? Farklı ülkelerde ve kültürlerde de değişik giyinme tarzları olduğu kesin. Mesela günlük Amerikan modasına baktığımızda gördüğümüz özellikler şunlar: Sade, titiz, kaliteli ama pratik kıyafetler ön planda. Şehirden şehire bazı farklılıklar oluyor ama Amerikan tarzında genelde klasikler ağırlıkta. Zaten Amerikalı stilistlerin tavsiyesi, abartılı giyinmek yerine her zaman sade giyinmek yönünde. Eğer katılacağınız davetin ya da toplantının tam olarak ortamını bilmiyorsanız fazla süslü giyinip komik duruma düşmek yerine daha sade ve asil giyinmeyi tavsiye ediyorlar.

Türk modasına gelince genelde abartı ön planda. Sade bir kıyafet görmek için çoğu zaman insan zorlanıyor. Başörtüsü, kolye, güneş gözlüğü, saat, yüzük, bilezik, çizmeler, ceketler, etekler derken bazen abartıdan kıyafetin asaleti kaybolup gidiyor. Öyle ki "Acaba moda aşırı ciddiye alınıp takıntı haline mi getiriliyor? Ben daha farklı olmalıyım, diyerek komik stiller mi ortaya çıkıyor? Çoğu önemli değerlerin dejenere olduğu bu zamanda trendlerin baskısı altında kalıp tarzımız sarsılıyor mu, yoksa daha da mı güçleniyor?" soruları akıllara geliyor. Peki moda nedir diye hiç düşündünüz mü? Çokça kullandığımız moda kavramlarının anlamlarına kısaca değinelim;

Stil: Görünüş, bir zaman dilimi, kültür.

Moda: Bir grup insanın giyiniş tarzı. Stilin bir grup insan tarafından onaylanıp kabul edilmesi.

Lüks moda (high fashion): Yeni bir stil. Lüks, özel, sofistike, kısıtlı üretimi olan, kişiye özel, günlük kullanım için değil.

Seri moda (mass fashion): Klasik ya da trendi, çok miktarda üretilen, geniş kitle tarafından kabul edilmiş, herkesin ulaşabildiği.

Dizayn: Bir stilin tamamlanışı. Zaman dilimine uygun, ünlülere özel tasarlanmış, bireysel.

Zevk: Bir kişinin kendi seçimiyle ortaya çıkan stil. Kültür, eğitim, inanç, ortam ve ekonomik durumdan etkilenebilir.

Klasik: Zamansız, modası geçmeyen, kaliteli ve uzun süre kullanılabilen bir tarz.

Trend: Kısa süreli, zaman etkinli, modanın gittiği genel yönü temsil eden bir hareket. Geniş bir kitle tarafından taklit edilen moda.