İŞİNİ KAYBETSEN DE UMUDUNU KAYBETME


Ekonomik krizin etkisi devam ederken işsizliğin getirdiği sorunlar saymakla bitmiyor. İşsizlikle birlikte çevremizde gördüğümüz psikolojisi bozulan, mutsuz kişilerin yanında bir de iş sahibi olduğu halde kriz nedeniyle işini kaybetmekten korkanlar var. Bu durumun boyutu nereye kadar gider bilinmez ama psikolojik yönü oldukça endişe verici. Konuyla ilgili görüştüğümüz Beşyüzevler İstanbul Şafak Hastanesi’nden Psikolog Reyhan Algül, sorularımızı yanıtladı.

İşsizlik ne tür psikolojik sorunları beraberinde getiriyor?

Maddi kayıplar ve statü kaybının yanında işini kaybetmek ya da uzun süre iş bulamamak kişilerde psikolojik sıkıntılara da yol açıyor. Genellikle karamsar ve umutsuz bir dönem yaşıyorlar. Bu karamsarlık ve umutsuzluk depresyona giriş için risk faktörüdür. Uzun sürmesi durumunda kişi depresyon geçirebiliyor. Eğer ruhi alt yapısı zayıfsa daha ağır psikolojik hastalıklara yakalanma riski de artıyor. Depresyona varmayan durumlarda ise genel bir keyifsizlik ve sıkıntı hali süregeliyor.

İşsiz kalan kişilerdeki psikolojik sorunların belirtileri nelerdir?

Herkesi, sorunlara başa çıkma kaynaklarına göre farklı etkiliyor. Ancak genel bir umutsuzluk ve keyifsizlik hali ortak. Bu dönemde ilgi kaybı, yaşama sevincini kaybolması, dikkat toplayamama, konsantrasyon eksikliği, iştahta artış ya da azalış, çok uyuma ya da uykusuzluk, cinsel isteksizlik genelde görülen belirtilerdir.

Bazı kişiler içlerine kapanıyor. Bazıları daha çok agresifleşiyor. Bu dediğimiz gibi kişinin sorunlarla başa çıkma kapasitesine bağlı. Hayata ve insanlara karşı öfke artışı, kendini değersiz görme çok sık karşılaşılan bir durumlardır.

İşsiz kalınan dönemlerde psikolojik çöküntüye uğramamak için neler yapmak gerekiyor?

Bu dönem doğası itibariyle hüzünlü ve belirsiz bir dönem. Bu nedenle etkilenmek çok normal. Ancak psikolojik çöküntü yaratmamak için sorunlarla başa çıkma kaynaklarını arttırmak gerekiyor. Örneğin “a” planın yanında bir “b” ve “c” planı da oluşturmak, mesleki bilgi ve becerileri geliştirmek, daha donanımlı olmak önemlidir.

Bu kişilerin aile ve sevdiklerini destekleri en çok gerekli olan şeydir. Bunun geçici bir süreç olduğunu bilmek, her şeye rağmen umutlu ve moralli olmak gerekiyor. Moralimizi dış kaynaklar yükseltebilir ama önemli olan içsel olarak kendi kendimize bunu başarabilmemizdir. Kendi kendimize olumlu telkinlerde bulunmak çok işe yarar. Bunu sadece işin kaybı olarak görmek önemlidir. Ancak çoğu kişi işin kaybını kendi değersizliğiyle özdeşleştiriyor. “Ben zaten bir işe yaramam” “ben zaten değersizim” gibi olumsuz cümlelerle kendini çok daha kötü hissedebiliyorlar. Zihindeki bu olumsuz cümleleri, olumlularla değiştirmek gerekiyor. “Evet işimi kaybettim ama belki de daha mutlu olabileceğim bir iş bulabileceğim” diye düşünebilmek, bunu bir yenilenme, düşünme dönemi olarak da görmek değerlendirmek kişiye sorununa sağduyulu yaklaşma şansı tanıyacaktır.

İşi olanlara duygusal taciz

Çalışanlarda işsiz kalma endişesi ne tür sorunlara yol açıyor?

Maalesef kriz, bazı işverenler tarafından çalışanlara karşı koz olarak kullanılıyor. Çalışanlara “zaten kriz var, adam çıkarmamız lazım. Ona göre” mesajı sıklıkla veriliyor. Bu tür belirsizlik ve kriz ortamlarında hiç kimse işsiz kalmak istemez. Çalışanlar “sıradaki kişi acaba ben miyim” diye korkmaya başlıyorlar. Bu korku gündelik yaşantısını ve ilişkilerini de etkiliyor. İşine karşı sevgiden ziyade zorunluluk hissediyor. Bu duygular bir müddet sonra tükenmişlik sendromunu da beraberinde getiriyor. Kişi baskı altında çalışıyor, verimi de düşüyor. İşinden nefret eder hale geliyor.

Ayrıca işsiz kalma korkusu aynı zamanda gelecekten korkmak anlamına da geliyor. Bu dönemde kişiler, önemli kararlar almaktan kokar hale geliyorlar. İlişkilerde sorunlar artmaya başlıyor. Arkadaşlıklar bozulabiliyor. Bunlardan başka işyerlerinde duygusal taciz anlamına gelen mobbing olgusu da artıyor. İşverenin ya da çalışanların birbirine uyguladığı duygusal taciz, kriz dönemlerinde daha da artmaktadır. Sadece işini kaybetmemek için mobbing’e katlanmaya çalışan çok fazla çalışan var.

İşsizlik nedeniyle aile içinde ne tür sorunlar yaşanabiliyor?

Evin geçimini sağlayan kişi işsiz kaldıysa aile içinde de statü kaybına uğruyor. Bazı ailelerde başa kakma, yüze vurma, suçlama görülebiliyor. Bunlar işsiz kalmadan daha de-moralize eden tutumlardır. İşsizliğin berberinde getirdiği psikolojik sorunlar evlilikte ve ilişkilerde sorunların artmasına neden oluyor. Evlilerde bu dönemde cinsel sorunların da arttığı biliniyor.

İşsiz kalan kişiye ailesi ve yakınları nasıl davranmalı?

Moral ve destek şart. Bunun geçici bir dönem olduğunu vurgulamak, iş arama sürecinde yardımcı olmak, Olumlu sözlerle motivasyon gerekiyor.

Ne zaman bir uzmandan yardım alınmalı?

Bu dönem değindiğimiz gibi zor bir dönem. Kişinin genel davranış ve tutumlarında belirgin değişiklikler varsa, depresyondan şüpheleniyorsa, genel sağlık durumda da oynamalar varsa yardım alınmalı. Bunlar olmasa dahi böyle zor bir dönemden geçerken moral ve motivasyon açısından destek almak faydalı olacaktır.

Yazan : Nilgün Yıldız

Kaynak : www.hurriyet.com.tr