Süt izni 3 saat ve aylıklı izin eşlerin her ikisine de 6 ay olacak


             

Ä°letiÅŸim


 05xx xxx xx xx


vbnetron


[email protected]

×

Süt izni 3 saat ve aylıklı izin eşlerin her ikisine de 6 ay olacak

Sayfa 1 Toplam 6 Sayfadan 123 ... Sonuncu
  • #1
    Handan Hoca - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    15.Mart.2009
    Nereden
    Kayseri
    Mesajlar
    19,326
    @Handan Hoca



    Süt izni 3 saat ve aylıklı izin eşlerin her ikisine de 6 ay olacak





    Aylıklı doğum izni sürelerinden sonra kadın memurlara çocuklarını emzirmeleri için dört ay süre ile günde üç saat, daha sonraki altı ay süre ile günde bir buçuk saat süt izni verilecek. Süt izninin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanılacağı kadın memurun tercihine bırakılacak.

    12 Haziran 2009 tarihinde Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye KAVAF ile yapılan görüşmede KESK tarafından sunulan toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması hakkındaki dilekçelere T.C. BAŞBAKANLIK Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından 10/08/2009 tarih ve 1102 sayılı yazı ekinde sunulan ilgili kurumlara değerlendirilerek hazırlanan

    “KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU ÜYELERİNİN DİLEKÇELERİNDEKİ TALEPLERE İLİŞKİN OLARAK HAZIRLANAN BİLGİ NOTU”

    Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kamuda kadına yönelik ayrımcılığın ortadan kalkması için;

    •Ücretli doğum izninin toplam 24 hafta olması

    Avrupa Birliği'ne adaylık sürecinde bulunan Ülkemiz tarafından, kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasında önemli düzenlemeler olan direktiflerin gereklerini yerine getirmek üzere yasal düzenlemeler yapılmıştır. Talebinize ilişkin olarak Avrupa Birliği'nin 92/85/EEC sayılı "Hamile, Loğusa ve Emzikli Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliğini Geliştirmeyi Teşvik Eden Önlemlerin Getirilmesi Konsey Direktifi'nde "Doğum sonrası izin en az kesintisiz-(ardışık) 14 hafta süreyle verilmeli, bu iznin doğumdan önce ya da sonra alınabilmesi hakkı tanınmalı, doğum izni en az iki hafta olmalıdır." hükmü yer almaktadır.

    657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 104. Maddesinin (A) bendi 14.07.2004 tarihinde yapılan değişiklik ile "Memura doğum yapmasından önce 8 hafta ve doğum yaptığı tarihten itibaren 8 hafta olmak üzere toplam 16 hafta süre ile aylıklı izin verilir. Çoğul gebelik halinde, doğumdan önceki 8 haftalık süreye 2 hafta süre eklenir. Ancak sağlık durumu uygun olduğu takdirde, tabibin onayı ile memur isterse doğumdan önceki 3 haftaya kadar işyerinde çalışabilir. Bu durumda, memurun çalıştığı süreler, doğum sonrası sürelere eklenir. Yukarıda öngörülen süreler memurun sağlık durumuna göre tabip raporunda belirlenecek miktarda uzatılabilir." şeklinde düzenlenmiştir.

    •Günde 1,5 saat olan emzirme izninin yeniden düzenlenmesi

    Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan "Devlet Memurları ve İş Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nda emzirme izni "Aylıklı doğum izni sürelerinden sonra kadın memurlara çocuklarını emzirmeleri için dört ay süre ile günde üç saat, daha sonraki altı ay süre ile günde bir buçuk saat süt izni verilir. Süt izninin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanılacağı kadın memurun tercihine bırakılır." şeklinde öngörülmüş olup, Tasarı TBMM'nin gündemindedir.

    •Doğumdan dolayı ücretsiz izne ayrılan kamu çalışanı kadınların, izinde geçen süreleri emekli keseneklerinin devlet tarafından ödenmesini ve emeklilikten sayılması

    Talebiniz ilgisi nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına iletilmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından alman cevabi yazıda:

    "5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu'na 4905 sayılı Kanunun 3. maddesiyle eklenen mülga Ek 72. maddesi ile personel kanunlarına göre aylıksız izinli sayılanlardan aylıksız izinli olarak geçen sürelere ilişkin kesenek ve karşılıklarını istekleri halinde her ay veya 102. Maddede yazılı süreler içinde başvurmaları ve başvuru tarihindeki katsayılar ve emekli keseneğine esas aylığın hesabına ait diğer unsurlar ile kesenek ve karşılık oranlan esas alınmak suretiyle hesaplanacak kesenek ve karşılıklarını aynı süreler içinde defaten ödemeleri halinde aylıksız geçen izin süreleri emeklilik yönünden eski derecelerinde değerlendirileceği,

    5434 sayılı mülga 102. Maddesi İle de, istekleri ile emekliye ayrılacak olanların bu paralan istek tarihinden en az 6 ay önce, Kurumlarınca re'sen (malullük yaş haddi dahil) emekliye ayrılacak olanlarla ölenlerin, görevleri ile ilgilerinin kesildiği tarihlerden itibaren en geç 6 ay içinde kendileri veya dul yetimleri tarafından Kurumumuza ödenmiş olmalarının şart olduğu hükme bağlanmıştır.

    Bu hükümler uyarınca, Kanunun yürürlüğünden sonra tabi oldukları personel mevzuatına göre aylıksız izinli sayılan ve emeklilik keseneği ve karşılıklarını ait olduğu ay içerisinde yatırmamış olanlardan isteyenlerin 5434 sayılı Kanunun 102. maddesinde belirtilen süreler İçinde müracaat ederek tahakkuk eden tutan söz konusu maddede belirtilen 6 aylık süre içerisinde ödemeleri halinde aylıksız izinde geçen süreleri fiili hizmet sürelerine eklenmektedir,

    Diğer taraftan, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun Sigortalıların Borçlanabileceği Süreler Başlıklı 41. Maddesi,

    "... c) 4. maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olanların, personel mevzuatına göre aylıksız izin süreleri,

    ... kendilerinin veya hak sahiplerinin yazılı talepte bulunmaları ve talep tarihinde 82. maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt ve üst sınırlan arasında olmak üzere, kendilerince belirlenecek günlük kazancın %B2 'si üzerinden hesaplanacak primlerini borcun tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde ödemeleri şartı ile borçlandırılarak, borçlandırılan süreleri sigortalılıklarına sayılır.

    Bir ay ödenmeyen borçlanmalar için ise yeni başvuru şartı aranır. Primi ödenmeyen borçlanma süreleri hizmetten sayılmaz. Borçlanma sürelerinin ne şekilde belgeleneceğini belirlemeye Kurum yetkilidir...." hükmünü amirdir.

    Bu hüküm uyarınca, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4. Maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca ilk kez sigortalı olanların personel mevzuatına göre aylıksız izinli sayıldıkları süreleri, kendilerince belirlenecek günlük kazancın %32'si üzerinden hesaplanacak primlerim borcun tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde ödemeleri halinde fiili hizmet sürelerine eklenmektedir.

    Esasen doğumdan dolayı ücretsiz izne ayrılan kamu çalışanı kadınların, ücretsiz izinde geçen sürelerine ait emekli keseneklerinin veya primlerinin devlet tarafından ödenerek hizmet olarak değerlendirilebilmesi hususu yasal bir düzenlemeyi gerektirmektedir." denilmektedir.

    • Ebeveyn izninin yasalarda düzenlenmesi

    Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve TBMM'nin gündeminde yer alan Devlet Memurları ve iş Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısında; "104 üncü maddenin (A) bendi uyarınca, doğum yapan kadın memura verilen aylıklı izin sürelerinin bitiminden sonra çocuğun bakımı için kadın memura ve Devlet memuru olan eşine istekleri üzerine her biri için ayrı ayrı olmak üzere altı aya kadar aylıksız izin verilir. Bu haktan en fazla sekiz yaşında bir çocuğun evlat edinilmesi amacıyla geçici bakım sözleşmesi yapan kadın memur ve Devlet memuru olan eşi de aylıklı izin süresinin bitiminden sonra yararlanır. Bu süre eşlerin talebi halinde birbirini izleyen iki dönem halinde kullanılabilir. Kadın memur veya eşinin istekleri halinde bu izin on iki aya kadar uzatılabilir. 4857 sayılı İş Kanununa tabi olarak çalışan veya doğum yapan veya evlat edinen işçinin memur olan eşi de aynı süre ve koşullara uygun olarak bu haktan yararlanabilir. Münferit olarak evlat edinme amacıyla geçici bakım sözleşmesi yapan erkek ya da kadın memur da aylıklı izin süresinin bitiminden sonra aynı izin haklarından yararlanır." hükmü öngörülmektedir.

    • En az 50 çalışanın bulunduğu işyerlerinde ve 50'den az çalışanın bulunduğu işyerleri için çalışma alanına yakın ortak bebek bakım üniteleri ve kreş açılması, bu hizmetin ücretsiz olarak SHÇEK bünyesinde verilmesi, gece çalışması olan ve vardiyalı işyerlerindeki kreşlerin 24 saat açık olacak biçimde düzenlenmesi, hükümetin, kreşlerin açılamadığı durumlarda geçici Önlem olarak kreş ücretini karşılaması Talebiniz ilgisi nedeniyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğüne ve Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğüne iletilmiştir.

    Bu çerçevede, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı îş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğünden alınan cevabi yazıda:

    "Ülkemizdeki mevcut uygulamaya göre; 14.07.2004 tarihli ve 25S22 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren "Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik"in Oda ve Yurtlarla ilgili Genel Hükümler başlıklı 15 inci maddesi aşağıdaki gibidir:

    Yaşlan ve medeni halleri ne olursa olsun, 100–150 kadın işçi çalıştırılan işyerlerinde, bir yaşından küçük çocukların bırakılması ve bakılması ve emziren işçilerin çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine en çok 250 metre uzaklıkta bir emzirme odasının kurulması zorunludur.

    Yaşlan ve medeni halleri ne olursa olsun, 150 den çok kadın işçi çalıştırılan işyerlerinde, 0-6 yaşındaki çocukların bırakılması ve bakılması, emziren işçilerin çocuklarım emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine yakın bir yurdun kurulması zorunludur.

    Yurt açma yükümlülüğünde olan işverenler yurt içinde anaokulu da açmak zorundadırlar. Yurt işyerine 250 metreden daha uzaksa işveren taşıt sağlamakla yükümlüdür.

    İşverenler, ortaklaşa oda ve yurt kurabilecekleri gibi, oda ve yurt açma yükümlülüğü bu Yönetmelikte öngörülen nitelikleri taşıyan yurtlarla yapacakları anlaşmalarla da yerine getirebilirler..."

    Ancak yukarıda belirtilen uygulama îş Kanunu kapsamındaki İşçiler için geçerli olup, tüm çalışanları kapsam içine alacak şekilde hazırlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun Tasarısı Taslağı 29.12.2008 tarihinde Başbakanlığa gönderilmiştir.

    Söz konusu Yönetmelik AB'nin bu alandaki 92/85/EEC Direktifi ile uyumludur." denilmektedir.

    Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğün den alman cevabi yazıda ise;

    "657 sayılı Devlet memurları Kanunu'na dayanılarak Devlet Personel Başkanlığı ve Maliye Bakanlığınca düzenlenen 08.12.1987 tarih ve 19658 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu Kurum ve Kuruluşlarınca Açılacak Çocuk Bakımevleri Hakkındaki Yönetmeliğin 2. Maddesinde "Bakımevleri kurumun bağlı veya ilgili olduğu Bakanın onayı alınmak suretiyle kurumca istihdam edilen memurların 0–6 yaş grubuna giren en az 50 çocuğu için kurumun idari ve mali işlerle ilgili birimine bağlı olarak açılabilir" ibaresi bulunmaktadır. Kamu Kurum ve Kuruluşları bünyesinde ilgili Yönetmelik hükümleri doğrultusunda çocuk bakımevleri açılmakta ve faaliyet göstermektedirler.

    Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu gereğince korunmaya muhtaç çocukların öncelikli olarak korunma ve bakımlarının sağlanması, 5395 sayılı "Çocukları Koruma Kanunu" kapsamında korunma ihtiyacı olan suça sürüklenen çocukların korunması, haklarının ve esenliklerinin güvence altına alınması sorumluluğu Kurumumuzca yürütülmektedir." denilmektedir.

    • Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 'Aile Sorumlulukları Olan Kadın ve Erkek İşçilere Fırsat ve Davranış Eşitliği Sağlanmasına ilişkin 156 sayılı Sözleşmesinin ve BLO'nun "Annelerin Korunmasına' ilişkin 183 sayılı Sözleşmesinin ve 191 sayılı önerisinin Ülkemiz tarafından onaylanması ve uygulanması

    Talebiniz ilgisi nedeniyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Dış İlişkiler ve Yurtdışı İşçi Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ne iletilmiştir, İlgili Genel Müdürlükten alınan cevabi yazıda;

    Ulusal mevzuatımızın söz konusu belgeler ile geniş oranda uyum İçinde olduğu, mevzuatımızın bu belgelere ve AB müktesebatına tam uyumunun sağlanması için çalışmaların halen devam ettiği; cinsiyet eşitliğinin sağlanması amacıyla ulusal mevzuatımızda gerçekleştirilen ve önümüzdeki dönem için planlanan faaliyetlerin ilgili ILO sözleşmeleri, AK belgeleri ve AB direktifleri göz önüne alınarak yapıldığı; söz konusu çalışmaların tamamlanması ile birlikte anılan belgelerin de onaylanmasının gündeme gelebileceği, ifade edilmektedir. Cevabi yazı eki bilgi notunda ise;

    2003 yılında yürürlüğe giren 4857 sayılı İş Kanunu'nun

    1. maddesinde

    •İşverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemenin Kanun'un amacı olarak belirtildiği,

    •4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanmasının öngörüldüğü,

    5.maddesinde

    •İş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayırım yapılamayacağı,

    •İşverenin, esaslı sebepler olmadıkça tam süreli çalışan işçi karşısında kısmî süreli çalışan işçiye, belirsiz süreli çalışan işçi karşısında belirli süreli çalışan işçiye farklı işlem yapamayacağı,

    •İşverence biyolojik veya işin niteliğine ilişkin sebepler zorunlu kılmadıkça, bir işçiye, iş sözleşmesinin yapılmasında, şartların oluşturulmasında, uygulanmasında ve sona ermesinde, cinsiyet veya gebelik nedeniyle doğrudan veya dolaylı farklı İşlem yapılamayacağı,


    •Aynı veya eşit değerde bir iş için cinsiyet nedeniyle daha düşük ücret kararlaştırılamayacağı,

    •İşçinin cinsiyeti nedeniyle özel koruyucu hükümlerin uygulanması, daha düşük bir ücretin uygulanmasını haklı kılmayacağı,

    •İş ilişkisinde veya sona ermesinde yukarıdaki fıkra hükümlerine aykırı davranıldığında işçi, dört aya kadar ücreti tutarındaki uygun bir tazminattan başka yoksun bırakıldığı haklarını da talep edebilir. 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 31 inci maddesi hükümlerinin saklı kalacağı,

    •2'nci madde hükümleri saklı kalmak üzere işverenin yukarıdaki fıkra hükümlerine aykırı davrandığını işçi ispat etmekle yükümlüdür. Ancak, işçi bir ihlalin varlığı ihtimalini güçlü bir biçimde gösteren bir durumu ortaya koyduğunda, işverenin böyle bir ihlalin mevcut olmadığım ispat etmekle yükümlü olacağı,

    8. maddesinde

    •Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işverenin, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorunda olduğu,

    •Irk, renk, cinsiyet, medeni hal, aile yükümlülükleri, hamilelik, doğum, din, siyasi görüş ve benzeri nedenler ile 74. maddede öngörülen ve kadın işçilerin çalıştırılmasının yasak olduğu sürelerde işe gelmemesinin fesih için geçerli bir neden oluşturmayacağı,

    72. maddesinde

    •Maden ocakları ile kablo döşemesi, kanalizasyon ve tünel inşaatı gibi yeraltında veya su altında çalışılacak işlerde onsekiz yaşını doldurmamış erkek ve her yaştaki kadınların çalıştırılmasının yasaklandığı,

    73. maddesinde

    •Onsekiz yaşım doldurmuş kadın işçilerin gece postalarında çalıştırılmasına ilişkin usul ve esasların, Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikte gösterileceği,

    74. maddesinde

    •Kadın işçilerin doğumdan önce sekiz ve doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam onaltı haftalık süre için çalıştırılmamaları esastır. Çoğul gebelik halinde doğumdan önce çalıştırılmayacak sekiz haftalık süreye iki hafta süre eklenir. Ancak, sağlık durumu uygun olduğu takdirde, doktorun onayı ile kadın işçi isterse doğumdan önceki üç haftaya kadar işyerinde çalışabilir. Bu durumda, kadın işçinin çalıştığı sürelerin doğum sonrası sürelere ekleneceği,

    •Yukarıda öngörülen sürelerin işçinin sağlık durumuna ve işin özelliğine göre doğumdan önce ve sonra gerekirse artırılabileceği, bu sürelerin hekim raporu ile belirleneceği,

    •Hamilelik süresince kadın işçiye periyodik kontroller için ücretli izin verileceği,

    •Hekim raporu ile gerekli görüldüğü takdirde, hamile kadın işçinin sağlığına uygun daha hafif işlerde çalıştırılacağı, bu halde işçinin ücretinde bir indirim yapılamayacağı,

    •İsteği halinde kadın işçiye, onaltı haftalık sürenin tamamlanmasından veya çoğul gebelik halinde onsekiz haftalık süreden sonra altı aya kadar ücretsiz izin verileceği, bu sürenin, yıllık ücretli izin hakkının hesabında dikkate alınmayacağı,

    •Kadın işçilere bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni verileceği, bu sürenin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanılacağını işçinin kendisinin belirleyeceği, bu sürenin günlük çalışma suresinden sayılacağı,

    88.maddesinde

    •Gebe veya çocuk emziren kadınların hangi dönemlerde ne gibi işlerde çalıştırılmalarının yasak olduğu ve bunların çalışmalarında sakınca olmayan işlerde hangi şartlar ve usullere uyacakları, ne suretle emzirme odaları veya çocuk bakım yurdu (kreş) kurulması gerektiği Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanan "Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmeliğin" yürürlüğe girdiği hükümlerinin yer aldığı belirtilerek, 156 ve 183 sayılı ILO Sözleşmeleri ile 191 sayılı Tavsiye Kararı hükümleri ve mevcut durum hakkında bilgi verilmektedir.

    memurlar.net


    yukarıdaki KONU 2009 da AÇILMIŞTIR.

    GÜNCELLEME AŞAĞIDADIR, BİLGİNİZE...



    DEVLET MEMURLARI İZİN,SİCİL,ÖZLÜK,KADRO,DİSİPLİN TEBLİĞİ (6111 SAYILI KANUN)
    15/04/2011 KAMU PERSONELİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 2)

    25/2/2011 tarihli ve 27857 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 13/2/2011 tarihli ve 6111 sayılı Kanunla 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda yapılan değişikliklerle ilgili olarak uygulama birliğinin sağlanması ile kamu kurum ve kuruluşlarının kadro tahsisi, dağılımı ve kullanımına ilişkin olarak yaptıkları işlemlerde etkinliğin artırılması amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılması gerekli görülmüştür.

    A) DEVLET MEMURLARINA DOĞUM SEBEBİYLE VERİLECEK İZİNLER

    I. Doğum Sebebiyle Verilecek Analık İzni

    657 sayılı Kanunun 104 üncü maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinde, 6111 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce; “Memura doğum yapmasından önce 8 hafta ve doğum yaptığı tarihten itibaren 8 hafta olmak üzere toplam 16 hafta süre ile aylıklı izin verilir. Çoğul gebelik halinde, doğumdan önceki 8 haftalık süreye 2 hafta süre eklenir. Ancak sağlık durumu uygun olduğu takdirde, tabibin onayı ile memur isterse doğumdan önceki 3 haftaya kadar işyerinde çalışabilir. Bu durumda, memurun çalıştığı süreler, doğum sonrası sürelere eklenir. Yukarıda öngörülen süreler memurun sağlık durumuna göre tabip raporunda belirlenecek miktarda uzatılabilir. Memurlara, bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni verilir. Süt izninin kullanımında annenin saat seçimi hakkı vardır.” hükmü yer almaktaydı.

    6111 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten sonra; “Kadın memura; doğumdan önce sekiz, doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam onaltı hafta süreyle analık izni verilir. Çoğul gebelik durumunda, doğum öncesi sekiz haftalık analık izni süresine iki hafta eklenir. Ancak beklenen doğum tarihinden sekiz hafta öncesine kadar sağlık durumunun çalışmaya uygun olduğunu tabip raporuyla belgeleyen kadın memur, isteği hâlinde doğumdan önceki üç haftaya kadar kurumunda çalışabilir. Bu durumda, doğum öncesinde bu rapora dayanarak fiilen çalıştığı süreler doğum sonrası analık izni süresine eklenir. Doğumun erken gerçekleşmesi sebebiyle, doğum öncesi analık izninin kullanılamayan bölümü de doğum sonrası analık izni süresine ilave edilir. Doğumda veya doğum sonrasında analık izni kullanılırken annenin ölümü hâlinde, isteği üzerine memur olan babaya anne için öngörülen süre kadar izin verilir.” hükmü getirilmiştir.

    Yapılan bu değişiklik sonrası 657 sayılı Kanunun değişik 104 üncü maddesinin (A) fıkrası çerçevesinde doğum sebebiyle verilecek analık izninin uygulanmasına ilişkin açıklamalara aşağıda yer verilmiştir:

    1- Memura doğum yapmasından önce sekiz ve doğum yapmasından sonra sekiz hafta olmak üzere toplam onaltı hafta süreyle analık izni verilmekte, çoğul gebeliklerde (ikiz, üçüz, …) doğum öncesi sekiz haftalık analık izni süresine iki haftalık bir süre daha ilave edilmektedir. Böylece çoğul gebeliklerde doğumdan önceki analık izni süresi on haftadır.

    2- Memura, sağlık durumunun çalışmaya uygun olduğunu tabip raporu ile belgelendirmesine bağlı olarak, isteği üzerine doğumdan önceki üç haftaya kadar Kurumunda çalışabilmesi ve bu durumda tabip raporuna dayanarak Kurumunda fiilen çalıştığı sürelerin doğum sonrası analık izni süresine eklenmesi imkanı tanınmıştır.

    3- Doğumun erken gerçekleşmesi sebebiyle, doğum öncesi analık izninin kullanılamayan bölümü de doğum sonrası analık izni süresine ilave edilmiştir. Söz konusu hüküm ile; beklenen doğum tarihinden daha önce doğum yapan kadın memurun, erken doğum nedeniyle doğum öncesinde kullanamadığı analık izni sürelerinin doğum sonrası analık izni süresine eklenmesi imkanı getirilmiştir.

    4- Doğumda veya doğum sonrasında analık izni kullanılırken annenin ölümü hâlinde, isteği üzerine memur olan babaya anne için öngörülen süre kadar izin verilmesi imkanı getirilmiştir.

    Bu hükmün uygulanma şekli;

    a) Doğumdan önceki üç haftaya kadar Kurumunda çalışabileceği tabip raporuyla onaylanan ve doğum sonrası analık iznine eklenmesi gereken azami beş haftalık süre içerisinde kanuni izinlerini kullanan kadın memurun, doğum sonrası analık iznine sadece doğum öncesi analık izni içerisinde Kurumunda fiilen çalışarak geçirdiği sürelerin eklenmesi gerekmekte olup, bu süre içerisinde alınan kanuni izinler doğum sonrası analık iznine ilave edilemeyecektir.

    b) Memurun doğumdan önceki sekiz haftalık analık izninin, doğum tarihinden önceki üç haftaya kadarki kısmını Kurumunda çalışarak geçirebileceği, bu durumda tabip raporuna bağlı olarak Kurumunda fiilen çalışarak geçirdiği azami beş haftalık izin süresinin doğum sonrası analık izni süresine ekleneceği hükme bağlanmış olduğundan, sağlık durumunun uygun olduğunu tabip raporu ile belgelendirmeden Kurumunda çalışmaya devam eden memurun fiilen çalıştığı sürelerin doğum sonrası analık iznine eklenmesi mümkün bulunmamaktadır.

    c) Beklenen doğum tarihinden önce doğum yapan memurun, doğum yapmadan önce kullanamadığı analık izni süreleri, doğum sonrası analık izni sürelerine ilave edilecektir.

    Bu çerçevede;

    - Doğumdan önce sekiz hafta süreli analık iznine ayrılan ve bu süre içerisinde erken doğum yapan memurun, erken doğum sebebiyle kullanamadığı doğum öncesi analık izni süreleri, doğum sonrası sekiz haftalık analık iznine eklenecektir.

    - Beklenen doğum tarihinden önceki üç haftaya kadar Kurumunda fiilen çalışan kadın memurun, son üç haftalık doğum öncesi analık izni süresi içerisinde erken doğum yapması sebebiyle doğum öncesinde kullanamadığı analık izni süresi (kurumunda fiilen çalışarak geçirdiği süreler ile birlikte), doğum sonrası analık izni süresine ilave edilecektir.

    - Beklenen doğum tarihinden sekiz hafta öncesinde doğum öncesi analık iznine ayrılmayarak, sağlık durumunun uygun olduğuna dair tabip raporu almak suretiyle kurumunda fiilen çalışmaya devam eden kadın memurun, bu süre içerisinde erken doğum yapması halinde, erken doğum sebebiyle kullanamadığı doğum öncesi analık izni süresi ile kurumunda fiilen çalışarak geçirdiği süreler doğum sonrası sekiz haftalık analık iznine eklenecektir.

    - Kadın memurun otuz ikinci haftadan önce doğum yapması halinde, erken doğum sebebiyle kullanılamayan sekiz haftalık doğum öncesi analık izni süresinin tamamı doğum sonrası analık iznine ilave edilecektir.

    ç) 657 sayılı Kanunun 6111 sayılı Kanunla değişik 104 üncü maddesinin yürürlüğe girdiği 25/2/2011 tarihinden önce erken doğum yapan ve mezkur maddenin yürürlük tarihinde doğum sonrası analık iznini kullanan kadın memurun erken doğum sebebiyle kullanamadığı doğum öncesi analık izni süreleri, kullanmakta olduğu doğum sonrası analık iznine eklenecektir.

    d) Doğumun beklenen tarihten sonra gerçekleşmesi halinde, fazladan geçen süreler doğum sonrası analık izni süresinden düşülemeyecektir.

    e) Devlet memurluğuna atanmadan önce doğum yapan ve doğum yaptığı tarihten itibaren sekiz haftalık süre içerisinde göreve başlayanlara, 657 sayılı Kanunun 104 üncü maddesinin (A) fıkrası çerçevesinde doğum yaptığı tarih dikkate alınarak sadece sekiz haftalık doğum sonrası analık izni süresinin kalan kısmı kullandırılacaktır.

    II. Süt İzni

    657 sayılı Kanunun 104 üncü maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinde, “… Memurlara, bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni verilir. Süt izninin kullanımında annenin saat seçimi hakkı vardır.” hükmü yer almaktaydı.

    6111 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten sonra mezkur maddenin (D) fıkrası ile; “Kadın memura, çocuğunu emzirmesi için doğum sonrası analık izni süresinin bitim tarihinden itibaren ilk altı ayda günde üç saat, ikinci altı ayda günde bir buçuk saat süt izni verilir. Süt izninin hangi saatler arasında ve günde kaç kez kullanılacağı hususunda, kadın memurun tercihi esastır.” hükmü getirilmiştir.

    Yapılan bu değişiklik sonrası 657 sayılı Kanunun 104 üncü maddesinin anılan fıkrası çerçevesinde doğum sebebiyle verilecek süt izninin uygulanmasına ilişkin açıklamalara aşağıda yer verilmiştir:

    1- Memura bir yaşından küçük çocuğunu emzirmesi için günde toplam bir buçuk saat olarak verilen süt izni, doğum sonrası analık izni süresinin (asgari 8, azami 13 hafta) bitim tarihinden itibaren ilk altı ayda günde üç saate çıkarılmış ve ikinci altı ayda ise günde bir buçuk saat olarak belirlenmiştir.

    2- Süt izninin hangi saatler arasında ve günde kaç kez kullanılacağı hususu kadın memurun tercihine bırakılmıştır.

    Bu hükmün uygulanma şekli;

    a) Değişiklikten önceki hükme istinaden süt izni hakkını kullanmakta olan memura, doğum sonrası analık izni süresinin bitim tarihinden itibaren ilk altı ay içinde bulunması halinde günde üç saat, doğum sonrası analık izni süresinin bitim tarihinden itibaren ikinci altı ay içinde bulunması halinde ise günde bir buçuk saat süt izni kullandırılacaktır.

    b) Süt izninin, kadın memurun çocuğunu emzirmesi için günlük olarak kullandırılması gereken bir izin hakkı olması sebebiyle bu iznin birleştirilerek sonraki günlerde kullandırılmasına imkan bulunmamaktadır.

    III. Doğum Sebebiyle Verilecek Aylıksız İzin

    657 sayılı Kanunun 108 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, “Doğum yapan memurlara istekleri halinde 104 üncü maddenin (A) bendinde belirtilen sürelerin bitiminden itibaren 12 aya kadar aylıksız izin verilir.” hükmü yer almaktaydı.

    6111 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten sonra ise mezkur Kanunun 108 inci maddesinin (B) fıkrası ile; “Doğum yapan memura, 104 üncü madde uyarınca verilen doğum sonrası analık izni süresinin bitiminden; eşi doğum yapan memura ise, doğum tarihinden itibaren istekleri üzerine yirmidört aya kadar aylıksız izin verilir.” hükmü getirilmiştir.

    Yapılan bu değişiklik sonrası 657 sayılı Kanunun değişik 108 inci maddesinin (B) fıkrası çerçevesinde doğum sebebiyle verilecek aylıksız iznin uygulanmasına ilişkin açıklamalara aşağıda yer verilmiştir:

    1- Doğum yapan memura isteği üzerine oniki aya kadar verilen aylıksız izin hakkı yirmidört aya çıkarılmış ve eşi doğum yapan memura da isteği üzerine yirmidört aya kadar aylıksız izin hakkı tanınmıştır.

    2- Doğum yapan memura verilecek aylıksız iznin başlangıç tarihi, doğum sonrası analık izninin (asgari 8, azami 13 hafta) bitimi; eşi doğum yapan memura verilecek aylıksız iznin başlangıç tarihi ise doğum tarihi olarak belirlenmiştir.

    Bu hükmün uygulanma şekli;

    a) Mülga hükme istinaden doğum sebebiyle verilen aylıksız iznini kullanmakta olan kadın memurun aylıksız izin süresi, isteği üzerine yirmidört aya kadar çıkarılacaktır.

    b) Mülga hükme istinaden doğum sebebiyle verilen on iki aylık aylıksız izin süresini tamamlayan kadın memura, isteği halinde yirmidört aylık aylıksız izin süresinin kalan kısmı kullandırılacaktır.

    c) Eşi doğum yapan memura, eşinin Devlet memuru olup olmadığına bakılmaksızın, mezkur Kanunun 108 inci maddesinin (B) fıkrası çerçevesinde isteği halinde yirmidört aya kadar aylıksız izin verilecektir. Ancak söz konusu iznin bitiş tarihi, eşinin doğum yaptığı tarihten itibaren hiçbir surette yirmidört aylık sürenin bitimini geçemeyecektir.

    ç) 657 sayılı Kanunun 6111 sayılı Kanunla değişik 108 inci maddesinin yürürlüğe girdiği 25/2/2011 tarihinden önce eşi doğum yapan memura isteği üzerine yirmidört aylık aylıksız izin süresinin kalan kısmı kullandırılacaktır. Ancak, söz konusu aylıksız iznin bitiş tarihi, doğum tarihinden itibaren yirmidört aylık süreyi hiçbir şekilde geçemeyecektir.

    d) Eşlerin her ikisinin de memur olması halinde, doğum sebebiyle verilen aylıksız iznin yirmidört aylık süre içerisinde her iki eşe aynı dönemde veya birbirini takip edecek şekilde kullandırılması mümkündür.

    e) Doğum sonrası analık izninin bitiminde aylıksız izin verilen ve izin bitiminde göreve başlayan memurun yeniden aylıksız izin talebinde bulunması halinde, bu memura doğum sonrası analık izninin bitiş tarihini takip eden yirmidört aylık sürenin aşılmaması kaydıyla tekrar aylıksız izin verilecektir.

    f) Doğum yaptıktan sonra ataması yapılan memura, isteği üzerine doğum sonrası sekiz haftalık sürenin bitimini takip eden tarihten itibaren yirmidört aylık sürenin bitimini aşmayacak şekilde, aylıksız izin kullandırılacaktır.

    B) SİCİL, DİSİPLİN VE DİĞER HUSUSLARA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR

    1- 6111 sayılı Kanunla 657 sayılı Devlet Memurları Kanunundaki sicile ilişkin düzenlemeler yürürlükten kaldırıldığından 2011 yılından başlamak üzere Devlet memurları için sicil raporu doldurulmayacaktır. Geçmiş yıllara ait sicil raporlarının, 1/1/2011 tarihinden başlamak üzere beşinci yılın sonuna kadar muhafaza edilmesi gerekmektedir. 657 sayılı Kanun dışındaki kanunlarda yer alan sicil ve değerlendirmeye ilişkin hükümlerde bir değişiklik yapılmadığından bu hükümlerin uygulanmasına devam edilecektir. Diğer kanunların sicil konusunda 657 sayılı Kanuna atıf yapan hükümlerinin uygulama imkanı kalmadığından bu hükümler uyarınca işlem yapılmaması gerekmektedir.

    Ayrıca, kurumların 657 sayılı Kanunun mülga 112 nci maddesine istinaden çıkarmış oldukları sicil amirleri yönetmeliklerinin dayanağı ve uygulama imkanı kalmadığından bu yönetmeliklerin yürürlükten kaldırılması gerekmektedir. Bu kapsamdaki yönetmeliklerin Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlükten kaldırılması uygun görülmekte olup, bu hususta ayrıca görüş alınmasına gerek bulunmamaktadır.

    2- 6111 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce olumsuz sicil almaları sebebiyle kademe ilerlemesi yapamamış olan memurlara geçmişe dönük kademe ilerlemesi yapılmayacak ve herhangi bir mali ve sosyal hak verilmeyecektir. 2011 yılında kademe ilerlemesi yapılacak memurlar için kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilmesi hariç olmak üzere, bulunduğu kademede en az bir yıl çalışmış olma ve bulunduğu derecede ilerleyebileceği bir kademenin bulunması dışında başka bir şart aranmayacaktır.

    3- Halen aday memur statüsünde bulunan memurlardan olumsuz sicil almış olanlar; adaylık devresi içinde eğitimde başarılı olmaları ve 6111 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden sonra disiplin cezası almamaları kaydıyla, 657 sayılı Kanunun 56 ncı maddesi hükümleri saklı kalmak üzere adaylık süresi sonunda disiplin amirlerinin teklifi ve atamaya yetkili amirlerinin onayı ile asli memurluğa atanacaklardır.

    4- 2009 ve 2010 yıllarında iki defa üst üste olumsuz sicil almaları sebebiyle başka bir sicil amirinin emrine atanmış olan memurların genel hükümlere göre istihdamlarına devam edilecektir. Bu durumdakilerden henüz haklarında işlem tesis edilmemiş olanlarla ilgili olarak ise herhangi bir işlem yapma zorunluluğu bulunmamaktadır.

    5- Adaylık süresi içerisinde 6111 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce disiplin cezası almış olanlar hakkında disiplin cezası almış olmaları gerekçesiyle ilişik kesme hükümleri uygulanmayacaktır.

    6- 6111 sayılı Kanunla 657 sayılı Kanunun disipline ilişkin hükümlerinde değişiklik yapılarak; memurların toplu müracaat ve şikâyette bulunması, ikamet edilen il hudutlarının izinsiz terk edilmesi ve yasaklanmış her türlü yayının görev mahallinde bulundurulması fiilleri disiplin cezası nedeni olmaktan çıkarılmış bulunmaktadır. Bu itibarla, Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte bu fiiller nedeniyle açılmış bulunan disiplin soruşturmaları başka bir işleme gerek kalmaksızın sona erdirilecektir. Yine bu fiiller nedeniyle başlatılmış ve sonuçlandırılmış olup henüz uygulanmamış olan disiplin cezaları uygulanmayacaktır. Bu fiiller nedeniyle verilen disiplin cezaları uygulanmış ise geriye dönük olarak herhangi bir şekilde malî ve sosyal hak sağlanamayacak ve hiçbir şekilde ödeme yapılmayacaktır. Ancak 657 sayılı Kanunun 133 üncü maddesindeki süre şartına bakılmaksızın sadece bu fiiller nedeniyle verilmiş bulunan disiplin cezaları özlük dosyasından yetkili amirce re’sen çıkarılacaktır.

    7- 657 sayılı Kanunun 6111 sayılı Kanunla değişik 132 nci maddesinin son fıkrasında yer alan aylıktan kesme cezası alanların 5 yıl, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası alanların ise 10 yıl süreyle belli görevlere atanamayacaklarına ilişkin hükmün uygulanmasında söz konusu süreler cezaların verildiği tarihten itibaren hesaplanacaktır.

    8- 6111 sayılı Kanunla 657 sayılı Kanunun 135 inci maddesi değiştirilerek uyarma ve kınama cezalarına itiraz makamı olarak üst disiplin amiri yerine disiplin kurulu belirlendiğinden halihazırda itiraz incelemesi için üst disiplin amirinde bulunan sonuçlandırılmamış dosyalar disiplin kurullarına intikal ettirilecektir. Söz konusu maddede ayrıca, uyarma ve kınama cezalarına karşı da idari yargı yoluna başvuru hakkı tanındığından, ilgililer dava açma süresi içinde bu cezalara karşı idari yargı yoluna başvurabileceklerdir.

    9- 6111 sayılı Kanunla 657 sayılı Kanunun 91 inci maddesinde değişiklik yapılarak, Devlet memuru olarak görev yapmaktayken kadrosu kaldırılan memurların durumu ile bunların diğer kurumlara Devlet Personel Başkanlığı tarafından nakledilmelerine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Bu hüküm sadece kanuni düzenlemeler sonucunda kadrosu kaldırılan Devlet memurlarını kapsamaktadır.

    Söz konusu hüküm, 657 sayılı Kanunun 125 inci maddesinin (E) bendi gereğince Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile tecziye edilenler veya 98 inci maddesinin (b) bendi uyarınca memuriyeti sona erenler açısından yeniden memuriyete atanma hakkı vermediğinden bu yöndeki talepler dikkate alınmayacaktır.

    10- 6111 sayılı Kanunla 657 sayılı Kanunun 100 ve 101 inci maddelerinde yapılan değişiklikle, özürlü memurların günlük çalışma süreleri ile hamile ve özürlü memurların gece nöbeti ve gece vardiyası görevleriyle ilgili bu memurlar lehine düzenlemeler yapılmış, 104 üncü maddede yapılan değişiklikle de eşi doğum yapan memura verilen üç günlük izin, babalık izni adı altında yeniden isimlendirilerek süresi on güne çıkarılmıştır. Mezkur düzenlemeler ile aynı Kanunun 105 inci maddesinin son fıkrasında yer alan aylıklı refakat izninden; 22/1/1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 58 inci maddesinde yer alan, “Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin teşebbüs ve bağlı ortaklıklarda uygulanması sırasında birliği sağlamak ve doğacak tereddütleri gidermekle Devlet Personel Başkanlığı yetkili ve görevlidir.



    Sözleşmeli personele ilişkin olarak bu Kanun Hükmünde Kararnamede hüküm bulunmayan hallerde, Devlet Personel Başkanlığının görüşü alınmak kaydıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.” hükmü çerçevesinde kamu iktisadi teşebbüslerinde 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3/c maddesi kapsamında görev yapan sözleşmeli personel de aynı usul ve esaslar çerçevesinde yararlandırılacaktır.

    11- 657 sayılı Kanunun değişik 122 nci maddesinde, memurlara başarı ve üstün başarı belgesi verilmesine ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Bu hüküm uyarınca verilecek olan başarı belgesi ve üstün başarı belgelerinin ön yüzünde başlık (Başarı Belgesi, Üstün Başarı Belgesi), kurum logosu, ilgili personele ait bilgiler ve fotoğraf, belge verilmesine esas somut olay ve verilere ilişkin özet bilgi, belgeyi veren makamın imza ve mührü; arka yüzünde verilme gerekçesi, 657 sayılı Kanunun 122 nci maddesine istinaden verildiğini belirtir ifade, tarih ve sayı bulunması zorunludur.

    C) KADROLARIN TAHSİS, DAĞILIM VE KULLANIMINDA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR

    190 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında bulunan kamu kurum ve kuruluşlarının kadro tahsisi, dağılımı ve kullanımına ilişkin olarak yapmakta oldukları işlemlerin zaman kaybı ve kaynak israfına sebebiyet vermeyecek şekilde gerçekleştirilmesini teminen kamu kurum ve kuruluşları aşağıda belirtilen hususlara riayet edeceklerdir.

    1- 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 92 nci maddesine göre yapılacak atamalarda,

    a) Bütçe kanunları gereğince Devlet Personel Başkanlığından alınması gerekli olan izinler alınmaksızın ilana çıkılmayacak, kişilere hak doğmasına yol açabilecek sınav, mülakat, kura, gibi uygulamalar yapılmayacaktır.

    b) Personel alımlarında, genç işgücünün kamu yönetimine kazandırılması bakımından, Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelikte belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde personel alımına öncelik verilecek, bu yöntemle personel temin edilememesi halinde daha önce 657 sayılı Kanuna tabi olarak çalışmış olanlardan açıktan atama yoluyla personel alımına gidilecek, bu şekilde de personel temin edilememesi durumunda, 657 sayılı Kanunun 92 nci maddesinin üçüncü fıkrasına göre bu Kanuna tabi olmayan personelden açıktan personel alımı yapılabilecektir.

    2- Kurum ve kuruluşlar, 657 sayılı Kanunun 59 ve 92 nci maddeleri kapsamındaki atamalara ilişkin izin taleplerini belirli bir program dahilinde Devlet Personel Başkanlığına intikal ettirecekler, bu tür taleplerin yılın son aylarına bırakılmaması konusunda özen göstereceklerdir.

    3- 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri çerçevesinde kadro ihdası, serbest bırakma ve kadro değişiklikleri ile kadroların birimler arası aktarılmasına ilişkin talepler, Devlet Personel Başkanlığına “DPB e-Uygulama/Kadro Uygulaması” projesi kapsamında elektronik ortamda iletilen bilgilere göre değerlendirilecek olup, sözü edilen bilgilerin kurumlarca doğru ve güncel olarak girilmesi, hizmetlerin doğru, etkin ve hızlı bir şekilde yürütülmesini sağlayacağından kurumlar bu konuda azami hassasiyet göstereceklerdir.

    D) ÖZLÜK DOSYASI TUTULMASINA İLİŞKİN USUL VE ESASLAR

    657 sayılı Kanunun 6111 sayılı Kanunla değiştirilen “Memur bilgi sistemi, özlük dosyası” başlıklı 109 uncu maddesinin son fıkrasında, “Özlük dosyalarının tutulma esasları ile özlük dosyalarında yer alacak belgelere ilişkin usûl ve esaslar Devlet Personel Başkanlığınca belirlenir.” denilmektedir. Mezkur hükme istinaden aşağıdaki usul ve esaslara göre işlem yapılması gerekli görülmüştür.

    1- Memurlar, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası esas alınarak kurumlarınca tutulacak personel bilgi sistemine kaydolunurlar. Burada memurun adı, soyadı, cinsiyeti, doğum tarihi ve yeri, öğrenimi, kadro unvanı ve derecesi, memuriyete başlama tarihi, memuriyetten ayrılma tarihi ve sebebi, sendika üyeliğine ilişkin bilgiler ile gerekli görülecek diğer mesleki bilgiler kaydedilir.

    2- Kurumlarca her memura üzerinde memurun kurumu, adı, soyadı, unvanı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, fotoğrafı ve gerekli görülen diğer bilgilerin yer aldığı bir kurum kimlik belgesi verilir.

    657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B ve 4/C maddelerine göre istihdam edilenler, personel bilgi sistemine kaydolunur ve bunlara kurum kimlik belgesi verilir. Söz konusu personel için personel bilgi dosyası tutulur.

    3- Her memur için bir özlük dosyası tutulur. Özlük dosyalarının itina ile doğru ve tarafsız bir şekilde tutulmasından personel birimleri sorumludur.

    4- Özlük dosyaları memurların başarı, yeterlik ve ehliyetlerinin tespitinde, kademe ilerlemelerinde, derece yükselmelerinde, emekliye ayrılmalarında veya hizmetle ilişkilerinin kesilmesinde göz önünde bulundurulur.

    5- Özlük dosyası sekiz bölümden oluşur:

    Birinci bölümde; ilk-yeniden-naklen atamaya ilişkin belgeler,

    İkinci bölümde; öğrenim durumu, bildiği yabancı diller ve derecesi, yaptığı lisansüstü eğitim-staj ve incelemeleri ile ilgili belgeler, katıldığı her türlü eğitim faaliyetine ilişkin belgeler, kendisi tarafından verilen yayın ve eserlerine ilişkin bilgiler,

    Üçüncü bölümde; memurun kullandığı izinlere ilişkin belgeler,

    Dördüncü bölümde; memur hakkında yapılan disiplin soruşturmalarına ilişkin evraklar ile verilen disiplin cezaları, yargı organlarınca memur hakkında verilmiş karar örnekleri, görevden uzaklaştırmaya ilişkin belgeler ile varsa inceleme, soruşturma ve denetim raporları,

    Beşinci bölümde; kurumlarca gerekli görülmesi halinde memurun maaş, ücret, harcırah ve sair parasal haklarına ilişkin belgeler, emeklilik durumuna ilişkin belgeler, bakmakla yükümlü olduğu kişilere ilişkin bildirimler, mal beyannameleri ile sendika üyeliğine ilişkin belgeler,

    Altıncı bölümde; memurun adaylık ve asli memurluğa atanmasına ilişkin belgeler, derece ve kademe ilerlemeleri, sınıf, yer, unvan, görev değişiklikleri ile ilgili belgeler, geçici görevlendirilmesine ilişkin belgeler,

    Yedinci bölümde; ödül, başarı ve üstün başarı belgesi verilmesine ilişkin bilgi ve belgeler,

    Sekizinci bölümde; askerlik durumu, mecburi hizmet yükümlülüğü ve özürlülük durumuna ilişkin belgeler ile yukarıdaki bölümler kapsamına girmeyen memurun hizmet durumuna ilişkin diğer mesleki bilgi ve belgeler,

    Saklanır.

    6- Belgeler özlük dosyasının ilgili bölümüne, eski tarihli olan altta olacak şekilde, kronolojik sıraya göre yerleştirilir.

    7- Bakanlıklar ve diğer kamu kurum ve kuruluşları, özlük dosyasında yer alan bilgilerden istihdam politikalarının tespiti ve uygulanmasında gerekli gördüklerini merkezde elektronik ortamda tutarlar.

    8- Görevi herhangi bir şekilde sona eren memurların özlük dosyaları kurumlarınca saklanır.

    9- Özlük dosyalarının tutulması ve muhafazasında özel hayatın gizliliği ilkesine riayet edilir. Özlük dosyası içeriği hakkında soruşturma ve kovuşturmaya yetkili merciler dışındakilere açıklama yapılamaz, bilgi verilemez. Ayrıca kişinin rızası olmaksızın özlük dosyasındaki bilgiler ve kayıtlar esas alınarak kişi hakkında yayında bulunulamaz.

    10- 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B ve 4/C maddelerine göre istihdam edilen personelin personel bilgi dosyasında; kronolojik sıraya göre sözleşmeler, öğrenim durumuna ilişkin belgeler, kurum içi yer ve unvan değişikliklerine ilişkin belgeler, izinler, sendika üyeliğine ilişkin bilgiler, sözleşme feshi ve hizmete yönelik diğer belgeler tutulur.

    E) DEĞİŞTİRİLEN TEBLİĞ

    1- 8/10/2003 tarihli ve 25253 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanun Çerçevesinde Nakledilecek Personel Hakkında Tebliğin 4 üncü maddesinin (f) fıkrasındaki “Nakil hakkı bulunan işçi personel;” ibaresi “Nakil hakkı bulunan diğer personel;” olarak değiştirilmiştir.

    2- Aynı Tebliğin 7 nci maddesinin üçüncü fıkrasının (A) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

    “A) Merkez Teşkilatında: Daire Başkanı, Daire Başkanı bulunmaması halinde Müdür,”

    3- Aynı Tebliğin Geçici 1 inci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.

    F) YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILAN TEBLİĞ

    26/8/2004 tarihli ve 25565 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Devlet Memurlarına Doğum Sebebiyle Verilecek İzinler Hakkında Tebliğ (Tebliğ No:2004/3) yürürlükten kaldırılmıştır.

    Tebliğ olunur.

    —————————————————————————————————

    15 Nisan 2011 CUMA

    Resmî Gazete

    Sayı : 27906

    TEBLİĞ

    Devlet Personel Başkanlığından
    Konu Emel Hoca tarafından (30.Ağustos.2011 Saat 19:30 ) değiştirilmiştir. Sebep: GENELGENİN GÜNCELLEMESİ

  • #2
    Emine TURAN TUNÇ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    21.Mart.2009
    Nereden
    İSTANBUL
    Mesajlar
    28,261
    @Emine TURAN TUNÇ







    ilk 6 ay anne sütü şart ve bebeğinizi ilk dört ay kesinlikle bırakmayın diyorlar ancak hak tanınmıyor..
    bunun sıkıntısını tüm anneler yaşıyor biliyorum..
    ücretsiz izin kullanılıyor ancak maddi olarak memur zor durumda kalıyor.
    doğumdan sonra 24 hafta en azından ilk dört ay ortalama 16 17 hafta ücretli izin olması gerektiğini düşünüyorum...
    bilgilendirme için teşekkürler

  • #3
    Musa BAL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    21.Şubat.2009
    Nereden
    İstanbul-Osmaniye
    Mesajlar
    5,843
    @Musa BAL







    teşekkürler handan.

  • #4
    Handan Hoca - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    15.Mart.2009
    Nereden
    Kayseri
    Mesajlar
    19,326
    @Handan Hoca







    Rica ederim.

  • #5
    fundaayu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    26.Nisan.2009
    Mesajlar
    12
    @fundaayu



    süt izni





    Arkadaşlar benim 6 aylık bir bebeğim var şuana kadar ücretsiz izindeydim 1 hafta sonra işe başlıyorum ilköğretim bünyesinde anasınıfında kadrolu olarak görev yapmaktayım 1.5 saatlik süt izninden yararlanabilirmiyim eğer bizimde öyle bir hakkımız varsa bana müdüre gösterebileceğim kaynak gönderirmisiniz teşekkürler

  • #6
    guldennn - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13.Nisan.2009
    Mesajlar
    15
    @guldennn



    süt izni





    okul öncesi öğretmenleri 9.30 14.30 saatleri arasında çalışıyorsa süt izni kullanabilir mi?bilgisi polan paylaşırsa sevinirim

  • #7
    esrabyrm - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16.Haziran.2009
    Nereden
    adıyaman
    Mesajlar
    146
    @esrabyrm







    hayır ama idarenin insiyatifiyle kullnabilirsin
    oğlum Agit Deniz'im......

  • #8
    guldennn - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13.Nisan.2009
    Mesajlar
    15
    @guldennn







    peki okulun saatelerini ayarlayabilir miyim 8.00 12.30 gibi

  • #9
    sılayla - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    07.Nisan.2009
    Nereden
    adana ve samsun
    Mesajlar
    16
    @sılayla







    benim okuldaki arkadalım 7:30-12:30 arası çlışma saatleri okula 9 da geliyor 1,5 saat kullanmış oluyor siz ayarlayın satleri okula bırakmayın bu yasal hakkınız tabiki kullanacaksınız

  • #10
    gelişimciyiz_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    11.Temmuz.2010
    Nereden
    sivas
    Mesajlar
    86
    @gelişimciyiz_







    süt izni ???? ilk defa duydum desem gülersiniz
    αηηєм кüçüкℓüğüм ѕσяαηℓαяα -уαяαмαz-∂єя∂ι єνєт αηηє кüçüккєη _'уαяαм'_αz∂ı...

  • YORUM BIRAKMAK İÇİN ÜYE OLMALISINIZ !

    ÜYE OLMAK İÇİN TIKLA

    Benzer Konular

    1. tam 22 tane saat çalışması (saat kaç,tam,buçuk)
      Konu Sahibi Selma Hoca Forum MATEMATİK ÇALIŞMALARI
      Cevap: 15
      Son Mesaj : 27.Aralık.2013, 11:47
    2. Şimdi Ne Olacak, Her Branş Anaokulu Öğretmeni Olacak
      Konu Sahibi yunusy Forum ATAMALAR VE TAYİN İSTEMLERİ
      Cevap: 2
      Son Mesaj : 09.Mart.2011, 21:46
    3. Cevap: 19
      Son Mesaj : 30.Kasım.2010, 09:35
    4. ücretsiz izin
      Konu Sahibi nese87 Forum SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMEN SORUNLARI
      Cevap: 1
      Son Mesaj : 11.Ekim.2010, 17:00
    5. Çocuğunuz bu saat ile her an gözünüzün önünde olacak
      Konu Sahibi Emine TURAN TUNÇ Forum GÜNCEL HABERLER
      Cevap: 2
      Son Mesaj : 10.Kasım.2009, 14:44

    Bu Konu için Etiketler

    Yetkileriniz

    • Konu Acma Yetkiniz Yok
    • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
    • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
    • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
    •  

    Giriş

    Facebook ile Baglan Giriş