Öğrenme Bozukluğu


“Çocuğumun zeki olduğunu biliyorum ancak okulda çok zorlanıyor.” Bu cümle anne ve babalar tarafından klinik alanda oldukça sık rastladığımız bir cümledir. Okulda akademik anlamda zorluk çekmekte olan ancak zekâ kapasitesinde herhangi bir sorun olmayan çocuklar öğrenme bozukluğu ile karşı karşıya olabilir. Peki, öğrenme bozukluğu nedir?

Öğrenme bozukluğu, DSM-IV’ün tanısına göre zekâsı normal ya da normalin üstünde olan bireylerin, standart zekâ testlerinde yaş, zekâ düzeyi ve aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda, okuma, yazılı anlatım ve matematik seviyesinin beklenin önemli derecede altında olmasıyla belirlenen bir bozukluktur (APA, 2000). Diğer bir deyiş ile öğrenme bozukluğuna sahip çocuklar okul ortamında özel bir akademik alanda zorluk yaşamaktadırlar. Bu alanlar;

•Okuma bozukluğu
•Yazılı anlatım bozukluğu
•Matematik bozukluğu
•Başka türlü adlandırılamayan alt tiplerini kapsamaktadır.


Bu çocukların, sözel ifadelerinde, dinlediğini anlamalarında, yazarak ifade etmelerinde, temel okuma becerilerinde ve okuduğunu anlamada, matematik hesaplama veya matematiksel nedenleştirme alanlarının bir veya birden fazlasında başarı ile zekâ kabiliyeti arasında aşırı bir farklılık vardır.

Öğrenme bozukluğunun toplum içerisinde görülme sıklığı %10 ila 15 arasında olup, erkeklerde kızlardan 4-6 kat daha fazla görülmektedir.

Çocukların bu teşhisi alabilmeleri için psikolojik-pedagojik, psikiyatrik, tıbbi ve aile değerlendirmeleri yapılması gerekmektedir.

Öğrenme güçlüğü olan çocukların aileler tarafından fark edilmesi genellikle ilkokul çağına geldikleri zaman gerçekleşmektedir. Ancak asılında bu çocuklar okul öncesinde de bazı belirtiler göstermektedir. Zorluk yaşanan alanlardan bazılarını şu şekilde özetleyebiliriz:

•Kullanılan dili anlamada, konuşmada geç kalma
•Fiziksel anlamda denge kurmada ve/veya denge gerektiren aktivitelerde sorun yaşanması (Motor-Kordinasyon problemleri: Sek sek oynayamama, ip atlama, bisiklete binmeyi öğrenememe, paten kaymada zorluk, ayakkabı bağcığını veya kravatı bağlayamama gibi)
•El becerisi gerektiren aktivitelerde zorluk çekme (makas ile bir şeyi kesme, bir ipe boncuk dizme vb.)
•Resim çizerken zorluk yaşama ve/veya renklendirmede sorun
•Sağ-Sol kavramlarını öğrenmede zorluk ve sık sık yönleri karıştırma
•Objelerin ve /veya renklerin adlarını söylemekte sorun veya söylemeden önce uzun bekleme süresi yaşanması
•Dikkat süresinin kısa olması, anlatılan veya okunan bir şeyi uzun süre dinleyememe


Bu liste çocuğun özelliklerine göre uzatılabilir ancak anne ve babalar çocuklarının gelişim süreçlerinin en yakın tanıkları olarak bizlere çocuklarının hangi alanlarda sorun yaşadıkları veya gelişim açısından geç kaldıkları hakkında bilgi sunarak bu süreçte en büyük yardımcılarımız olmaktadırlar.

Öğrenme bozukluğu olan çocukların ilkokul seviyesinde fark edilebilmelerinin sebebi ise okulda belirli derslerde yaşadıkları zorluklardan kaynaklanmaktadır. Anne-babalardan genellikle şu cümleleri duymaktayız:

•Her şeyi çok iyi biliyor ancak matematik derslerinde oldukça zorlanıyor
•Yazı yazarken harfleri karıştırıyor (-b ile –d ve –p vb. harfleri)
•Yazı yazarken harf atlıyor
•Yazı yazarken harf ekliyor
•Yazı yazarken o kadar uzun zaman geçiyor ki…
•Ders çalışmayı hiç ama hiç sevmiyor
•Okuma hızı oldukça düşük, yaşıtlarının gerisinde kaldı
•Çarpım tablosunu halen öğrenemedi
•Zaman kavramlarında oldukça zorlanıyor, dün demesi gerekirken yarın diyor, vb.
•Ödevlerini almayı unutuyor veya alsa da eksik alıyor
•Ne yapması gerektiğini hem ben hem öğretmeni defalarca anlatmasına rağmen anlamakta zorluk çekiyor ve doğru yapamıyor…


Öğrenme bozukluğu olan çocukların anne-baba ve öğretmenler tarafından en erken sürede fark edilip uzmanlardan yardım almaları çocukların ileriki süreçte yaşayacakları zorlukların önüne geçilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.

Uzmanlara başvuran ailelerden gerek çocuğun gelişim tarihçesi, okul öncesi ve eğer okula gidiyor ise okul hayatları hakkında detaylı bir şekilde bilgi alınılmaktadır. Daha sonra çocuk ile yapılan görüşmeler doğrultusunda eğer çocuk öğrenme bozukluğu teşhisini almış ise bu çocuklar ile farklı alanlarda çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalardan biri özel eğitimdir. Bu çocuklar özellikle zorlandıkları alanlarda kendileri için hazırlanan özel eğitim programlarından oldukça faydalanmaktadırlar. Diğer bir yandan çocuğun motivasyonunu arttırmak ve eğer bu durumdan kaynaklanan davranış problemleri var ise davranışçı yöntemler kullanarak çocuğa yardımcı olmak gerekmektedir. Öğrenme bozukluğu olan çocuklar duygusal olarak da durumdan etkilenebilirler. Bu durumda psikolojik yardım almaları faydalı olacaktır.

Çocuklar ile gün boyu beraber olan anne-baba ve öğretmenlere de durum ile ilgili bilgi sağlanması çocuktan beklenen performans değişimi açısından önemlidir.

Anne-Babalara Sunulabilecek Öneriler:

•Anne-babaların durumu kabullenmeleri ve çocuklarının belirli bir alanda yardıma ihtiyaç duyduklarını kavramaları, çocukların gelişimi açısından büyük önem taşımaktadır
•Bu durumda bir uzmandan konu ile ilgili detaylı bir bilgi almak ve çocuklarına kızmadan, bağırmadan, en önemlisi fiziksel şiddet uygulamadan neler yapabilecekleri konusunda yardım almaları, çocuklarından beklentilerini ayarlayabilmeleri için ise gerekli görüldüğü takdirde psikolojik destek almaları gerekmektedir
•Anne- babalar çocuklarını bir birey olarak kabullenmeli ve çocuklarına ders başarısından ibaret olmadıklarını göstermeleri,
•Çocuklarının günlük aktivitelerini düzenleyebilmelerine yardımcı olmak için günlük programlar oluşturmaları,
•Çocukların sözel becerilerinin gelişmesine yardımcı olabilmek için çocuğun yaşına uygun konular belirleyerek onunla sohbet ortamları yaratmak. Çocuğun gün içerisinde yaptıkları hakkında konuşmak ve paylaşımda bulunmaları,
•Çocuk ile beraber çocuğun ilgi alanına giren hikâye veya kitap okuyup, sonrasında anlatmasını sağlamaları,
•Yapılması gereken görevleri parçalara ayırarak çocuğun başarmasına yardımcı olmaları,
•Gözlemlenilen en küçük ilerlemenin fark edilerek, çocuğa motivasyon arttırıcı geri bildirimde bulunmaları,
•Çocuğun kendini iyi hissedebileceği sosyal ortamları sağlamaları,
•Okul dışında çocuğun ilgi alanına giren ve kendisini rahat hissettiği bir aktivitede yer alarak özgüveninin gelişmesinde katkıda bulunmaları oldukça büyük önem taşımaktadır.


Öğretmenlere Sunulabilecek Öneriler:



•Öğretmen olarak öğrencinizin öğrenirken hangi metotlardan daha fazla yararlanabileceğine sizlerde sınıf içerisinde karar verebilir, bir uzmandan konu ve öğrenciniz ile ilgili bilgi alışverişinde bulunabilirsiniz. Daha sonra öğrencinizin öğrenme sürecinde hangi yöntem daha faydalı oluyorsa o yöntemi kullanmalısınız
•Öğrencinin sınıf içerisinde öğrenmesine katkıda bulunması açısından bir oturma düzeni oluşturmalı
•Süre tanıması gereken durumlar dikkate almalı ve sabırlı olunmalı
•Öğrenciniz verilen talimatları anlamada ve sürdürebilmede sorun yaşayabileceğinden bu konuda ona yardımcı olmalı
•Sınav esnasında okuma ve yazmada sorun yaşayan öğrencinize zaman tanımalı ve soruların okunmasında yardım etmeli
•Ödevler ve görevler öğrencinin başarabileceği küçük parçalara ayrılmalı
•Tahtadan deftere geçirmesi gereken yazılar veya ödevler kontrol edilmeli
•Öğrencinin küçük başarıları fark edilerek motivasyon sağlanmalı ve sınıf arkadaşlarının da öğrencinin başarılarına tanık olmasını sağlayarak, sosyal ortamda kabul görmesine ve arkadaş edinmesine yardımcı olunmalıdır.


Öğrenme bozukluğu hayat boyu süren bir durumdur. Ancak aile, öğretmen ve uzman desteği ile bu zorlukla karşı karşıya olan çocuklara hayatlarının ileriki evrelerinde sorun yaşamamaları için gerekleri ortam ve duygusal desteğin sağlanması büyük önem taşımaktadır.



Uzman Klinik Psikolog

Hande ALTAN


.ALINTIDIR.