Eskiden Anne Olmak Daha Mı Kolaydı?

Anne olmak… Hiç şüphesiz harika bir duygu. En zor koşullarda çocuğunu büyüten anneler bile içtenlikle bu cevabı verebiliyor.

ESKİDEN ANNE OLMAK DAHA MI KOLAYDI ?

Anne olmak… Hiç şüphesiz harika bir duygu. En zor koşullarda çocuğunu büyüten anneler bile içtenlikle bu cevabı verebiliyor. Şimdiki anneler ; toplumsal olarak daha fazla rol taşıyor. Hem mutlu bir eş , hem iyi bir anne hem de başarılı bir iş kadını olma çabası gösteriyor.

Bu inanılmaz çabanın içerisinde yorgun düşen annelerin sayısı oldukça fazla. Yorgunluğun nedenlerini çalışan annenin bir gününü inceleyerek rahatlıkla bulabiliriz:

Sabah gözlerini açtığında kendisinden önce uyanan küçük aşkına özlemle sarılmak, sağlıklı büyümesi – beslenmesi için ona kahvaltı hazırlamak, eşinin kıyafetleri ile ilgili sorularını cevaplamak , işe gitme vakti geldiğinde bebeğinin ağlamaması için ona sıcacık öpücükler ve ikna sözcükleri ile veda etmek. ( Bir çok anne bu ayrılık anlarını bizlere klinik ortamlarda gözyaşları ile anlatmaktadır. ) Aklının evde kaldığını hissetse de bu duygularına gem vurup iş yerine kocaman bir gülümseme ile girmek. Toplantılara katılmak, müşterilerle iyi ilişkiler kurmak , gün içerisinde bakıcıyı ya da anaokulunu arayıp nasıl olduğunu sormak ve akşam yapılacaklarla ilgili bir plan oluşturmak. İş bittiğinde ayaklarını uzatıp bir koltukta sızmak isteği ile eve girse de çocuğunun “Anneeee!!..” sözcükleri ile sımsıcak olan bu karşılama ona yeni sorumlulukları hatırlatır ve bir koşturma daha başlar. Yemekler, bulaşıklar, günün özeti sohbetler, çocukla oyun , dersler, eşle kısa bir nasılsın- günün nasıl geçtiler, evin yeniden toparlanması, ertesi gün yapılacaklar ve uykuya geçiş .. Saatin geç olduğunu fark etse de bugünün iyi bittiği huzuru içinde , her şeyi kabullenerek yeni gün için gözlerini kapatmak. İşte bugünün anneleri..

Eskiden anneler çoğunlukla çalışmıyordu. Evdeydi ,eşini gülümseyerek yolcu ettikten sonra evdeki işlerini yapar , çocukları ile birebir ilgilenir, onlara yeterli düzeyde ilgi ve sevgi gösterebilirdi. Okul toplantılarına gidebilir, gerekli bilgileri öğretmeni ile karşılıklı konuşarak alınması gereken önlemleri alabilirdi. Komşuları ile yaptığı oturma sohbetleri ve çarşı alışverişleri ile kendisine zaman da ayırabiliyordu.

Şimdiki anneler ; çocukları ile yeterli düzeyde zaman geçiremediği için mutsuz oluyor. Suçluluk duyguları ve yeterli bir anne olamama düşüncesi ile daha gergin , sinirli olarak çocukları ve eşleri ile daha fazla çatışmalar yaşayabiliyor. Özellikle de; çocuklarının bebeklik döneminde çalışmak zorunda olan annelerde bu durumla daha fazla karşılaşıldığını gözlemliyoruz. Yapmak istediklerine bir türlü yetişemeyen, uykusuzluk nedeni ile dinlenemeyen kadınlarda cinsel problemlerde de artma gözlenmektedir. Bu süreç de sağlıklı bir evlilik yapısına büyük zararlar vermektedir.

Teknolojinin gelişmesi ile ; şimdiki anneler ev işlerinde daha rahat gibi gözükse de bir annenin ailedeki rolü oldukça fazla olduğundan saatler gün içerisinde bir türlü yeterli olmamaktadır. Şimdiki babalar eski babalara göre evde eşlerine daha yardımcı. Mutfakta ya da çocuklarla ilgili sorumluluklarda birebir rol alabiliyor. Bu aktif katılım şimdiki annelerin işini biraz daha kolaylaştırıyor tabiki. Evdeki sorumlulukların eşler arasında paylaşılması eşler arasındaki iletişimin artmasına ve evlilik ilişkisinin güçlenmesine neden olabilmektedir. Bu desteği eşinden yeterli düzeyde göremeyen kadınlarda bunun aksini de düşünebiliriz.


Şimdinin anne babaları yaşama karşı daha endişeli ve kaygılı gözüküyor. Çocuklarının geleceği için dünyayı daha tehditkar algılamaları , yaşamın zorlukları karşısında ayakta durmak için gerekli becerilerin ve eğitimin kazanılması gerektiği ile ilgili yoğun endişeler anne babaların çocuklarının büyüme sürecinde daha fazla müdahaleci , takipçi ve gözlemci olmalarına neden oluyor. Bu fazla müdahaleci davranışların, kaygıların, koruyucu ve kollayıcı aile yapısının çocuğun yaşamı boyunca ailesine daha bağımlı olması , daha fazla ihtiyaç duyması ya da bu müdahalelerden sıkıldığı için tepkisel davranması sonucunu doğurduğunu gözlemlemekteyiz.

Bugünün değişen evlilik anlayışı ve çalışan kadının özgürleşmesi ile boşanmaların geçmiş dönemlere göre daha fazla arttığını araştırmalar da gösteriyor. Evlilik ilişkilerinde yaşanan çatışmalar ve bu çatışmaların boşanmalarla sonlanması çocukların maddi ya da manevi sorumluluklarının çalışan anne tarafından daha fazla alınmasına neden olabiliyor. Boşanmış bir kadının toplumdaki yeri, anne olmasının vermiş olduğu toplumsal sorumluluklar da bugünün annelerinin en çok zorlandığı durumlardan biridir. Bu süreçlerde de anneanneler ,babaanneler ve dedeler çalışan ya da yorgun olan anne adayına daha fazla destek olmaktadır. Bu ilgi ve sevgi dolu desteğin varlığı bugünün anneleri için büyük bir şanstır.


Şimdiki anneler çocuk eğitimi ve psikolojisi ile ilgili bilgileri internet ortamından ve kitaplardan daha fazla inceliyor, araştırıyor. Psikologlara , pedagoglara ve doktorlara sorular soruyor. Bu elbette ki daha sağlıklı bireyler yetiştirmede çok olumlu bir gelişmedir. Her yeni bilgi daha iyi bir anne – baba olmak için neler yapılması gerektiğini beraberinde getiriyor. Daha iyi , daha başarılı ve daha sağlıklı bir çocuk yetiştirme konusunda şimdiki anne – babalar daha mükemmeliyetçi davranıyor. Bu mükemmeliyetçi çaba bazen annelerin “ Neleri eksik yaptım? “, “ Bu davranışlarım çok kötü sonuçlara mı neden olacak? “,” Geç mi kaldım?” gibi kaygı ve endişeleri de beraberinde getirebiliyor. Çocuk yetiştirmedeki mükemmeliyetçi tutumlar şimdiki anneler tarafından daha dengeli bir şekilde uygulanmalıdır.


Psikolog Eda Gökduman


.ALINTIDIR.