Senin Gibilere İnat!

Bunca yol yürüdük seninle, onca dağı, taşı aşıp geçtik, okyanuslar boyu yüzdük, gelip derede boğulmak yakıştı mı bize?


Kızgınlığım, öfkem geçti ama ağrıma gidiyor yaptıkların. Hiç hak edilmemiş bir sonu hazırladın ikimize. Ben unutsam da, ellerim unutmuyor. Unutmuyor çünkü üstünde senden kalan izi taşıyor. Kalbimdeki yaraları saklayabilirim fakat elimdekini herkes görüyor.

Kaç yıl geçti oysa üstünden, o da geçmeliydi ama duruyor. Aşkımızın, bu ilişkinin işareti sanki, vücudumun her hücresi yenilenirken, o eskiliğini inatla koruyor. Kırgınlığım gibi…

Korkma, beddua etmiyorum, tutar biliyorsun! Ben de biliyorum, o yüzden dudaklarımdan ah dökülmez. Ne olsa, bir zamanlar sevmiştim seni, yüreğime olan saygımdan mühürlendi sesim. Hakkında tek kötü cümlem yok, hırsım, intikamım, öfkem, kinim, hiçbiri yok ancak daha acı olan, artık sevgim de yok! Bu bile öldürebilir aslında, adam olanı! Neyse ki sen edepsizsindir….

“Ben de yazmak istiyorum sizin gibi!” diyor birileri. Bir yanım tutup engellemek istiyor onları, korumak içgüdüsüyle “yazmayın ne olur!” demek istiyorum. Yazacağınız her cümle için, o cümlenin ağırlığının bin katını çekiyor yürek, bedeli büyük bir can acısı, üstelik öyle iki sevgiliden ayrılınca çekilenler kadar hafif değil. Neden bunca eziyet çeker ki yazanlar, yaratanlar, düşünenler? Belki de acıların katranıdır sanat.

O yüzden senden iki doğru söz çıkmamış olabilir mi? Önüne serilen her güzelliğin üstüne basarak yürürken, yaşamın sana nasıl bir hediye verdiğini anlamıyorsun. Oysa duvarlara da çarpmışlığın vardır bolca ama çarptığını görecek kadar kendinin farkında olmaktır erdem.

Sen ve senin gibiler yüzünden kirlendi aşk. Siz ellerimizi kana buladınız, sözüm ona tutku dolu gecelerde. Oysa üstünüze sisli bir duman kokusu bulaşmıştı; bir yerlerde, birilerini yıkıp geçtiğinizde. Sen ve senin gibiler siyaha buladılar sevgiyi, size inanan yürekleri parçalayarak yok ettiniz hayalleri.

Şimdi ben burada, arkama bütün acılarımı, hayal kırıklıklarımı, kırgınlıklarımı koyarak dimdik duruyorum. Sırtımı, üstüne ömrümü harcadığım mağlubiyetlere dayadım. Yüzümde tebessümüm, elimde umutlarımla bekliyorum. Yeniden düşmeye, bir daha yenilmeye, sonra tekrar denemeye hazırım. Aşka güveniyorum, onun varlığına inanıyorum. Bizler, kirlettiğiniz her şeyi temizleyip, daha da büyümüş kalplerimizle sevmeye devam edeceğiz; sana ve senin gibilere inat!

Candan Ünal