Aşktan bahsediyorum...
acaba olmasaydı daha mı iyi olurdu?
tarifine ve hazzına 16 17 yaşlarında vakıf olduğum ve 20li yaşlardan sonra hiç bir zaman erişemediğim 30 yaşına gelmeme rağmen bundan sonra da bulamayacağım bir olgu. sorumlulukların ve yaşam kriterlerinin kendi yaşamınızı belirlediği ve çizgilerini çizdiği bu dönemde aşk diye bahsedilen tutkulu hislerin saplantı boyutunda olması rahatsız edici. aşk ile saplantının farklı olduğunu ve bu hisleri zaman zaman kendimizin bile farkedemeyeceğimizin kendimiz de bilincinde olmalıyız diye düşünüyorum.
olmuyor arkadaşlar o elini tuttuğunuzda hissettiğiniz heyecan, kanınızdaki akış hızı, hissettiğiniz normal ötesi biyolojik ve manevi hassasiyetler sadece belli bir yaşam diliminde oluşuyor. yani en azında 30 yaşına kadar ben bunları gördüm. ömrüm olurda 40 yaşına gelirsem o zamanki atmosferimi de paylaşabilirim.

ancak şunu biliyorum belli bir yaştan sonra size aşık olduğunu söyleyen kişilerin gerçekten aşık olduğu hususunda tereddütleriniz olmalı. çünkü saplantı olma riski yüksektir.
ama maneviyat olarak değer verdiğim ve bir çok kişi için de kayda değer bir önem arzeden hakiki hissiyat dostluk ve sevgidir. dostluk ne saplantıdır ne de aşktır. sadece insan için elzem olan manevi değerlerin en üstünlerindendir. hayatınız boyunca bir çok karşı cinsle birlikte olabilirsiniz. bir karşı cinsle birlikte olurken başka bir karşı cinsle de aynı anda birlikte olup paylaşımlarda bulunamazsınız. bu toplumumuzun bize dikta ettiği konformist bir dayatmadır. ama dostluk öyle mi? bir çok dostunuz olabilir. cinsiyetinin bir önemi yoktur. her dostunuzu istediğiniz kadar sevebilirsiniz, istediğiniz yola gidebilirsiniz. ne bir kıskanma, ne bir alınma mevcuttur. sadece samimiyet ve içtenlik hakimdir.
ne eşinizle, ne sevgilinizle ne de duygusal atmosfer paylaştığınız herhangi bir zatı hatun tür kişi ile paylaşamadığınız bir çok detayı dostlarınızla paylaşabilirsiniz. çünkü dost içindendir. kalbindendir. yüreğindendir. size karşı davranış ve tepkilerinde sevgili gibi içsel egolarının ön gördüğü ilkel benlikleriyle hareket etmez. ön koşul olarak sizin varlığınızı ve esenliğinizi ön koşul olarak kabul eder.

dostlarınızı sevin,,,
sevgiliniz veya eşiniz size hırsları nedeniyle yoğun baskı ortamı, kültüründe biriktirdiği yaşam formlarını ve bilişsel şemalarını iç güdüsel olarak direttiğinde herşeyi açılabileceğiniz, omzunda huzur ve GÜVEN bulabildiğiniz, yüreğinizi açarak herşeyinizi açabildiğiniz ve bu boşalımdan dolayı içsel dinginliğe ulaşabileceğiniz varlıklardır dostlarınız.

dostlarınıza sahip çıkın. hayat iki kişiden ibaret değildir. evli de olsanız sevgili de olsanız size kucak açabilmeye hazır onlarca dostlar vardır. sevgilinize veya eşinize ihtiyacınız olduğu kadar dostlarınıza da ihtiyacınız var.

dostça kalın. bu yazıları kafası iyiyken yazan akıllıya da ister kulak verin ister vermeyin....
BY LEON THE PROFFESİONAL