Aşktan az az vazgeçmeli,yavaş yavaş. İliklerinde hissederek arkanda bırakmalısın. Biraz da içini yakmalı bu veda. Senden gelen ve giden,aşka dair bütün anıların pes etmeli. Senin aşka yar olmayacağını anlamalı. Susmalı;her kopuşta bir kıyameti çağırmalı. Sessizce,ruhundan canını uzaklara savurmalı. Biriken tüm hislerin,yaşadığın en güzel anlar tozpembe dünyanda masum bir rüya olmalı.
Belki de unutmak için elinden geleni yapmalısın. Eğer ki sevdim demek için cesaretin yoksa tabi… Ben sevdim ve kaybettim diyemiyorsan,gururun izin vermiyorsa bunu özgürce haykırmaya,koyvermelisin her şeyi. Dilinden düşürmelisin aşk’ı. Sadece sen ve aldığın nefes seni ilgilendirmeli. Sevmek kelimesi sende heyecan uyandırmamalı. Zaten bunları kolayca yapabiliyorsan,gerçekten kalbinin olduğundan emin ol önce. Unutmak işine geliyorsa sorgula her saniyeni,dilinin sevdim demesini düşün. Ne kadar gerçek,sade ve yalansız olduğunu düşün. Evet unutmalı bazen ama gerçekler konuşmalı. Sevdim deyip aslında sevmemek yakar bedeninde ki saklı canı. Yücelteceği yerde daha da yerin dibine girer sendeki aşk. O yüzden sormalısın sürekli kendine,emin olmalısın sevdiğinden ya da sevmediğinden. Çıkarlarını bir kenara itip,hissettiğini yazmalısın satırlara. Bir şarkının sözlerine ağlamak yerine kendine ağlamalısın. Gerçekleri konuşturmalısın her şeye rağmen. Aşk bu;yalansız dolansız yaşanmasını ister. Tüm saflığını ortaya dökerek aşık olmalısın. Sevmenin,aşkın hakkını vermelisin. En zor zamanlarda ayakta kalmalısın. Kendinden ve sevdandan eminsen baş koymalısın bu yola. Fırtınalar,yağmurlar yıldırmamalı seni. Rüzgara karşı yürümelisin. Göze almalısın nefesinin kesileceğini. Tatlı bir bahar esintisi amacın olmalı,ulaşmak için zorluktan geçmelisin. Her yeni gün biraz daha cesaretlendirmeli seni,aşkı yaşamak için.
Gerçekten seviyorsan,göze alman gereken her şeyi itirazsız kabullenmek zorundasın. Kaçamak cevapları bırakıp,gerçek olmalı konuştukların. Anlık değil ömürlük olmalı hissettiklerin. Biraz kırılınca hırçınlaşmak yerine,sevdiğine daha çok bağlanmalısın.Onun vefasından öte cefasını çekmeyi sevmelisin…
Zordur aşk yolunda aşık olmak. Yusuf’u yollarda gözleyen Yakub olmak kolay değil. Tahir’in Zühre’si,Mecnun’un Leyla’sı olup aşk için aşkın çilesiyle sınanmak her sevenin harcı değil. Aşk şarabını,çile kadehiyle içmek,dudaklarını kanatarak sevdayı ruhuna akıtmak… Dile söylemesi kolay,kalbe yaşaması zor gelir. Her kalbe “Leyla” ismini taşımak ağır gelir.
Demem o ki;aşka gelirken ve aşktan giderken en ince sızı bile düşünülmeli. Hani aşkın kaderi tek kelimeyle bitmemeli. Sadece hak ettiğin kalbe yar olmalısın,sevmenin ne olduğunu bilmeden sevdim diyorsan,yar’ına bar olmamalısın. Gitmen gerekiyorsa acı vermemek için,ucu bucağı olmayan dehlizlere teslim et yüreğini. Sığındığın limandan yelkenlerini kaldırarak yol al sonsuzluğa. Dönme geri,git uzaklara. Vakur bir duruşla yaşa acını,başını öne eğmeden. Ama yavaş ilerlet gemini,dalgalar vurmasın yüreğine. Sütliman olsun her şey,kolay olsun gidişin. Aşkından az az vazgeç ama pişmanlık vermesin kararın. Gidilmesi gerekiyorsa;yar’dan da serden de geçilmeli. İstediğin için değil,gerektiği için uzaklaş aşk’tan. Ama gelişin gibi gidişin de onurlu ve sakin olsun. Fırtına gibi esip geçmekten öte,bir meltem gibi ılık ve hisli ilerle. Bir gelincik edasıyla salın kırlarda. Uyandır kuytulara çekilmiş baharları. Bir gelinciğin narin olduğu kadar güçlü olduğunu da görsün kalbinin sahipsiz sevdası…